REKLAMI GEÇ

SEÇİM TAKVİMİ BAŞLADI

5 Mart 2011 Cumartesi

Dünya yedi milyara varan nüfusu ile küresel anlamda büyük olaylar yaşarken Türkiye seçime gidiyor.

1999 yılından Ecevit- Bahçeli-Yılmaz hükümeti ve 2002’den itibaren de Tayyip Erdoğan hükümetleri ‘reform’ adı altında tarımdan ticarete, eğitimden sağlığa, siyasetten yargıya tüm yasaları ve alışkanlıkları değiştirmişlerdir. Meclis bir günde binlerce maddeyi içeren yasaları düşünmeden, tartışmadan kabul etmektedir. Böylesi durumlar ancak yeni devletler kurulunca yaşanabilir. Batı ve ABD gibi ülkelerde kanun koyma veya değiştirme akşamdan sabaha olamaz. ABD’de birçok eyalette 200 yılı aşkın değişmeyen birçok kanun vardır. ABD 222 yıldır aynı anayasa ile idare edilmektedir.

Gelinen noktada kimse ekonomiyi anlatmıyor. Akaryakıtın fiyatını ve zamları tartışmıyor. Cari ve dış ticaret açığının 160 milyar lirayı aştığını ve tehlikeyi, işsizliği, gelir dağılımını, yoksulluğu ve yolsuzluğu konuşmuyor.

Bizi doğrudan etkileyecek olan küresel sorunlar ve Orta Doğu’daki isyanlar ve ayaklanmalar dengeleri bozmak üzere. Büyük Orta Doğu Projesi adı altında takdim edilen hayalet projede amaç bellidir. Bu kapsamda 23 ülkenin geleceğini kestirebilmek mümkün değildir. Tunus, Libya, Suudi Arabistan, Ürdün, Yemen, Umman, BAE, Katar, Kuveyt, Bahreyn, Irak, Mısır, Afganistan, Pakistan, Suriye, İran ve Türkiye gibi ülkelerin sınırları değişecek veya ortadan kalkacak, böylece proje sahiplerine göre Orta Doğu’ya yeni bir biçim verilecektir. Bize göre evdeki hesap çarşıya uymayacak ancak derin yaralar açacaktır.

Ülke bu şartlarda seçime gidiyor. 12 Haziran 2011 tarihinde milletvekili genel seçimlerinin yapılması Meclis tarafından da kabul edildi.

Seçimin siyasal katılım anlamında bir anlamı yoktur ancak siyasal bir sonucu olacaktır. Parti genel başkanları eskiden olduğu gibi milletvekillerini yine atayacaklar. Sandık konacak ama halk adayını bilmeden partiye veya genel başkana göre oy kullanacak. Zaten kimlerin milletvekili olacağı aşağı yukarı bellidir. Halkın belirlemediği sistemle yapılan seçime demokratik bir seçim denilmesi mümkün değildir. İhtilal yasaları olan 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmemiştir. Partilere yapılan Hazine yardımı Anayasa’ya aykırıdır. Oy oranı % 7’yi aşan partiler Hazine’den trilyonlarca yardım almaktadır. Ancak diğer partiler hiç yardım almamaktadır. Bunlar nasıl yarışacaklar, kirasını, elektrik ve su faturasını ve çalışanlara ücretini nasıl ödeyecek ve en önemlisi seçim çalışmalarını hangi para ile yapacaktır? Bu haliyle siyasetin yenilenmesi ve mevcut AKP, CHP ve MHP dışında bir başka partinin % 10 barajını aşması mucize görünüyor. Barajın da makul bir seviyeye düşürülmesi zorunludur.

Önümüzde zaman giderek daralıyor. Dünya’da ve ülkemizde olan sorunlar ciddidir ve öncü depremler gibidir. Dünya ekonomik krizi sona ermemiştir. Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki ayaklanmalar dünyayı sosyal ve ekonomik yönden etkileyebilir ve PKK terör eylemlerine yeniden başlayabilir. Türkiye’de ise Meclis dışı sağ ve sol partiler, ittifak yapabilir. İttifaklarla Meclis’te yeni partiler oluşabilir. Meclis’te 5-6 adet partinin varlığı hem hükümetin ve hem de bizimle ilgilenen dış merkezlerin planlarını bozacaktır.

Yapılacak seçim ülkenin tarihinde kaderini etkileyecek en önemli seçimdir. Başkaları tarihte her zaman Türkler hakkında hep yanılmışlardır. “Türkiye Türklere bırakılmayacak kadar değerli bir ülkedir” diyen batılı güçlerin amacı bellidir. Bu güçler asla amaçlarına ulaşamayacaklardır. Halkımız buna fırsat vermeyecek, sandıkta görevini yapacak, özetle ‘temsilde adaleti ve yönetimde istikrarı’ sağlayacaktır.

İsmail AĞAR

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı