REKLAMI GEÇ

YENİ YILDA TEHLİKELER

7 Ocak 2012 Cumartesi

2011 yılı sona ererken 23.12.2011 tarihinde meclis 6262 sayılı Emekli Sandığı Kanunu ile bazı kanunlarda değişikli yapan yasa ile milletvekillerinin maaşlarını düzenleyerek yüzde yüze varan artışlar yaptı. Cumhurbaşkanı bu yasanın bir maddesini veto etti. Bu konuya yeniden girmek istemezdim. Ancak 6 ocak 2012 günü yasa tekrar milletle alay edercesine  meclis gündemine alındı. Maaşlarla ilgili 26.Kasım 2010 tarihinde haber sitemizde bir yazı yazmış ve konuya değinmiştim. Bu yazının bir bölümünü buraya aktarıyorum.

“….Adaylar açısından liderin mesai arkadaşı okul arkadaşı, mezhep ve birliği, hemşerilik, baba dostluğu, akrabalık gibi ölçüleri uyanlar milletvekili olabileceklerdir. Seçmen ise oyunu kullanırken …..liderin hal ve gidişine ,endamına ,çalımına ve gösterisine göre tanımadığı kimseyi milletvekili yapacaktır. Bazen milletvekili seçilirken nelere dikkat edilmeli ? veya Özlük hakları nasıl olmalı? diye düşündüğüm olmuştur. Milletvekilliğini meslek kabul etmeden, görevli olduğu sırada 1.sınıf devlet memurunun aldığı maaş kadar huzur hakkı verilmeli ve tedavi giderlerinde ve emeklilikte başkalarından farklı avantajlara sahip olunmamalıdır. 1980 öncesi milletvekillerinin aldığı maaşlara bakıldığında, zor geçinen ve borçla hayatını sürdüren o kişileri saygı ile anmak gerekir. 1983’lü yıllarda Turgut Özal’ın getirdiği “ballı emeklilik” ve yüksek maaşlar bu ayrıcalığı başlatmıştır….7 Mart 1931 tarihinde, milletvekilleri ülkenin durumunu düşünerek karar almışlar, 500 TL olan maaşlarını azaltarak 350 TL ye yıllık 300 TL olan yolluklarının 125 TL ye düşürmüşlerdir. Bu alınan karar devlet ve millet için çok anlamlıdır. İnsan bu durumları özlüyor. Keşke milletvekilleri önce biz diyeceklerine önce devlet ve millet diyebilseler gelecek nesillere örnek olabilseler…”diye anlatmıştım. Aynı kanunun ısrarla çıkarılmak istenmesini ayıplıyor ve ülke için tehlike sayıyorum.

Ülkemizde terörün işi bir türlü bitirilememiştir. Son günlerde Dünyanın da yakından takip ettiği Şırnak’ın Uludere ilçesinde 35 kişinin ölümünden sonra Hükümet ve TSK zor durumda kalmış olup bunun nedenleri ve arka planları üzerinde araştırmalar yapılmaktadır. Olayların arkasında bazı hesapların yapıldığı kesindir. Bizim algılarımıza göre bölgede tehlikenin ayak sesleri hissedilmektedir. Birileri bölgeyi tahrik edip Birleşmiş Milletlerin dikkatini bölgeye çekerek siyasal sonuç elde edebileceğini zannetmektedir. Daha da ötesi BM den barış gücü isteyerek bölgede fiili bir durum yaratmayı düşünebilir. Koca bir devletin Yanlış istihbarat gibi hatalar yapmasının sebepleri üzerinde durulmalıdır.

Vaktiyle böyle bir hatayı 1974 de Kıbrıs barış harekatında yapmıştık.21.Temmuz 1974 günü saat 17 de Akdeniz’de Kıbrıs yakınlarında KOCATEPE SAVAŞ GEMİSİ 224 personeli ile uçaklarımız tarafından bombalandı.54 şehit verildi. 42 kişiyi İsrail gemileri kurtardı Geminin Komutanı da sonra da Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Dnz.Yarbay Güven Erkaya idi 38 yıl oldu böyle bir olayın hesabını kim verdi bilinmiyor.

Terör ve ülkeyi bölmeye çalışmak yine yeni yılda gündemden hiç düşmeyeceğe benziyor. Dünya devletleri iktisadi krizlerin yoğun olduğu yıllarda hep savaşları yaşamıştır. ABD, Avrupa Birliği ve dünyadaki diğer devletler büyük sorunlar yaşıyor. Büyük Ortadoğu Projesi Orta doğuya çekidüzen vermeye çalışıyor ancak amacına ulaşacağa benzemiyor. ABD askerleri Irak’tan çekildi görüldüğü gibi bölge ateş topunu andırıyor.

Ülkemiz bizzat tavrını belli ederek bu gelişmelere taraf oldu. İsrail, Suriye, Irak, İran, ABD, Türkiye ve Rusya arasında bölgede gerginliğin yaşadığı herkesin bildiği bir gerçektir. Bize göre yeni yılda en büyük tehlikelerden biri Basra körfezi, Suriye olayları derken bölgesel çatışma riskidir. Dileriz ki bu tehlikeler olmaz Hükümetimiz huzuru, barışı, refahı sağlayan her türlü önlemi alır ve bu tehlikeleri yaşamayız.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı