ÇOCUK İSTİSMARI

Hemen hemen her gün gazeteler, dergiler ve haberlerde bu konu hakkında birçok yazı okuyoruz, televizyonda izliyoruz. O kadar yaygınlaştı ki bu olaylar, artık tüm dünyayı ilgilendirir hale geldi.

Toplum olarak el birliği edilmez, özellikle okullarda çocuklar yeterince bilgilendirilmez, ailelerin içinde bulunduğumuz tehlikenin farkına varması sağlanmazsa, tehlikenin boyutları daha da yükselecektir.

Özellikle son dönemlerde yaygın bir şekilde görülmeye başlanan çocuk istismarı ve ihmalinin, beden ve ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkileri ciddi boyutlardadır.

Yapılan araştırmalar ve klinik bulgular, çocukların bedensel, zihinsel ve ruhsal açıdan yoğun bir şekilde etkilendiklerini ortaya koymuştur. Bunları, ana hatlarıyla 5 maddede sıralamak mümkün.

Fiziksel
Cinsel
Duygusal
Ekonomik
Çocuk ihmali

Toplumca kabul edilmeyen ve duygusal açıdan en yoğun yıkımlara yol açan cinsel istismarın, büyük çoğunlukla aile içinde ya da kan bağı olan kişilerce yapıldığı bir gerçektir. Yapılan araştırmalar cinsel tacizin en çok üç-beş yaş aralığında yaygın olduğunu ortaya koymuştur. Ancak bu tür vakaların belirlenmesi oldukça güçtür.

Cinsel İstismara İşaret Eden Klinik Bulgular
Çocuğa yönelik şiddete göre, cinsel istismarı anlamak daha zordur. Çoğu olguda cinsel istismarı ilk bakışta anlayacak fiziksel bulgular yoktur. Ancak, istismara uğrayan çocuk ya da ergenler, kuşkuyu artırıcı davranış gösterirler. Yalnızca, bu davranışların ne anlam taşıdığını anlamak gerekir. Bunun için de yazının başında da ifade ettiğim gibi aile etkin rol oynar.

Klinik açıdan yapılan muayene ve inceleme çocuğun veya ergenin cinsel istismara uğraşıp uğramadığını net bir şekilde ortaya koyar.

Çocuk ve ergenlerde cinsel istismarı işaret eden birçok davranışsal değişiklikler görülebilir.

Tuvalet eğitiminde bozulmalar (idrar kaçırma)
Uyku bozuklukları
Oyunlarında cinsel içeriğin fazlalığı (cinsel eylemlerin diğer çocuklarla veya bebeklerle taklit edilmesi)
Korku (yetişkinlerden, özellikle erkeklerden aşırı derecede korkma)
Okul başarısında düşme
Depresif belirtiler
Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri
Yaşa uygun olmayan davranışlarda artma (anne ya da abla davranışı gösterme)
Aşırı veya açıktan mastürbasyon
Kendine zarar verme, intihar girişimleri
Evden kaçma veya eve gitmede isteksizlik
Ve daha birçok belirtilerden söz edilmesi mümkündür.

Çocuğa yönelik cinsel istismarın önüne geçebilmek için çocuğun ve ailenin eğitimi büyük önem taşıyor. Toplumdaki hasta ruhlu insanlar eğitilemeyeceğine göre, ancak bu şekilde çocukları koruyabiliriz.

Bu süreçte en büyük görev şüphesiz ki ailelere düşüyor. Çocuklara, özellikle mahrem yerlerine kimsenin dokunamayacağını anlatmak gerekiyor.

Çocukların cinsel istismara uğramaları halinde, hiçbir zaman bunun kendi suçları olmadığı anlamaları sağlanmalıdır.

Kendisine zarar verecek biriyle karşılaştıklarında “yüksek sesle bağırmaları” gerektiği öğretilmelidir.

Cinsel yönden kötüye kullanıldıklarını kime (anne ve babaya) ve nasıl anlatacakları öğretilmelidir.