REKLAMI GEÇ

KONUT – KRİZ – EV SAHİBİ – KİRACI

9 Mayıs 2009 Cumartesi

Denizli; 80’li yıllarda başlayan tekstil furyası ile birlikte inanılmaz göç alan bir kent halini almıştı. Öyle ki hemen hemen herkes tekstil işi yapmaya soyundu. Avukatlar, doktorlar yani kısacası bir işi olan herkes ek iş olarak tekstilciliği seçti. Sonraki yıllar tekstile alternatif olarak mermer ve haddecilik sektörleri de güçlenmeye başladı. Denizli 250 bin nüfustan 500 binlere çıktı. Ülkenin dört bir yanından insanlar bu sektörlerde çalışmak için bu kente geldi. Kentte para vardı huzur vardı, son bir yıla kadar.


 


O dönemlerde Denizli’de gayrimenkul fiyatları ve kiralar almış başını gidiyordu. Kaloriferli 500 liradan aşağı kiralık ev bulmak imkânsızdı. 100 bin liradan başlayan ve 250 bin liraya kadar çıkan ev fiyatları ise dudak uçuklatıyordu. O dönemde emlakçılar da çoğaldı Denizli’de. Birçok kişi yap sat yaparak inşaat sektöründen müteahhitlik yaparak ekmek yedi. Ardından Denizli’de konut sıkıntısı yaşandığı söylendi ve Denizli Belediyesi ve TOKİ Denizli’de binlerce ev yaptı. İnşaat sektörü bu sayede büyük bir darbe yedi. İnşaat mühendisleri ve mimarlar isyan etti. Zaman zaman yaptıkları açıklamalarla Denizli Belediyesi ve TOKİ’yi eleştirdi.


 


Bir yıl öncesine kadar problem yoktu. Tekstil ve yan sektörlerde başlayan sıkıntı, tüm dünyayı saran ekonomik krizle tavan yaptı. On binler işsiz kaldı. Göç başladı. Daha önce Denizli’ye iş için gelenler, bu kez iş için başka kentlere göçtü. Bu kez de konut fazlalığı baş gösterdi. Daha önceleri kiracı daha çıkmadan tutulan konutlar şimdilerde boş duruyor. Çevrenize baktığınızda yüzlerce evi boş görebiliyorsunuz. Her tarafta kiralık tabelaları.


 


Bununla ilgili benimle sıkıntısını paylaşan bir okurumuzun söylediklerini bende sizlerle aynen bana anlattığı gibi paylaşayım.


“Murat Bey, 10 yıllık kiracım bundan 6 ay kadar önce beni aradı ve görüşmek istedi. Kendisi önemli bir firmada işçi olarak görev yapıyor. Bana maaşlarında düşüş olduğunu ve artık 450 lira olan kira parasını ödeyemeyecek duruma geldiğini ve 350 liraya başka bir ev bulduğunu söyledi. Ben emekliyim. Kendi evim var. Ama emekli maaşım kıt kanaat yetiyor. Kızım üniversitede okuyor. Kiradan aldığım paranın bir kısmını da ona gönderiyorum. Eşim ev hanımı dolayısıyla kiradan gelecek paraya muhtacım. Bende kiracıma şöyle dedim. Siz bu evde oturmaya devam edin. Kirayı 450 liradan 350 liraya indiriyorum, dedim. Bu kriz ortamında ev fiyatları 250 liralara inmişken kiracı bulamamak en büyük endişemdi. Kiracım bu teklifi kabul etti ve evden çıkmadı, oturmaya devam etti. Kış başlangıcında beni tekrar aradı kiracım. Dedim hayrola! Bir kömürcü tüm siteden 2 ton kömür parası almış, daire başına 700 lira. Bizim kiracı da vermiş, aynen tüm sitedekiler gibi. Sonra kömürcü kayıp. Abi dedi. Ben bu evden çıkacağım. 700 liram uçtu. Tekrar 700 lira verme imkanım da yok. Evde bebek var. Isınma sorunumuz olacak. Doğalgazlı bir konut buldum. Kirası da burayla aynı 350 lira. Oraya geçersem iyi olur. Bu sözlerden sonra kendisinden bir süre düşünmek için süre istedim Murat Bey. Ardından kararımı verdim ve kiracımı aradım. Tamam ben sana iki ton kömür alacağım. Karşılığında da bir şey istemiyorum. Sen bu evde oturmaya devam et dedim. Ne yapayım Murat Bey. Kiracım çıksa aynı diğer evler gibi boş kalacak. Onlara aldığım iki ton kömür ise benim hayrım olmuş oldu”


 


Sevgili okurlar. İşte bu ağabeyimizin ve kiracısının içinde bulunduğu durum, Denizli’nin aslında son aylarda yaşadığı, ama kimsenin tam olarak dillendirmediği ya da dillendiremediği krizin en büyük göstergesi. Kriz her yerde var. İşte, evde, her sektörde. 2009’un ilk çeyreği sıkıntılı geçti. Umarım gelecek ayla birlikte tüm bu sıkıntıları atlatır, yeniden canlı hareketli Denizli piyasasını yakalarız her sektörde. 


 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı