REKLAMI GEÇ

15 Temmuz sonrası gözden kaçan gelişmeler

25 Ağustos 2016 Perşembe

Türk Milleti gerektiğinde kullanılmak üzere genlerinde taşıdığı beka bilinci ile 15 Temmuz darbe girişimini efsanevi bir direnişle engelledi ve Türk demokrasisine inandığını ispat etti.

17 Temmuz Pazartesi gününden itibaren Türkiye sadece darbeciler ile mücadeleye odaklandı.

Türkiye’nin her şehrinde önemli meydanlara toplanan 79 milyon Türk insanı demokrasi nöbeti tutarak, başka hiçbir yönetim tarzı istemediğini ve bağımsız son Türk devletine daima sahip çıkacağını haykırarak, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün en önemli ilkesi “Hakimiyet Milletindir” şiarını unutmadığını bu sözü unutan dimağlara kazıdı.

Meydanlara hiçbir şey düşünmeden koşan AKP, CHP, MHP temsilcileri ve seçmenleri ile diğer partilerin, sivil toplum kuruluşlarının gönüldaşları, millet olma şuuruyla bir araya gelmenin gururunu yaşarken, yıllardır sürdürülen ayrıştırıcı söylemlerin ve gerginliğin bitmesi temennisinde bulundular.

İnşallah bu birliğimiz bitmez, ama meydanlarda birlikte tuttuğumuz “demokrasi nöbetleri” bitti.
Tüm bunlar canlı canlı yaşanırken, devletin veri tabanında kayıtlı ve tescilli iş dünyasındaki FETÖ destekçileri ve devletin en önemli makamlarına sızdırılmış ve getirilmiş binlerce FETÖ üyesi gözaltına alındı ve tutuklandı.
Bundan sonraki süreçte ise ihbar mekanizması devreye girecek ve gözden kaçmış olan kripto FETÖ üyeleri yakalanacak ve yargıya teslim edilecek.
Bu bağlamda kurunun yanında yaşın da yanmaması için azami özen gösterilmesi ile son yıllarda kurulan kumpaslar ile iyice zedelenen Türk adaletinin tecelli edeceğinden şüphemiz yoktur.

Bu arada FETÖ üyelerinden boşalan görevlere getirilecek insanların, başka cemaatlere bağlılık derecesine göre değil, liyakat ve niteliklerine göre uygun atamaların yapılması ve artık bu musibetten ders alınması bin birinci ve son nasihat olsun. Birçok kesimin görüşü olan bu uyarı ve önerinin gereklerinin yerine getirilmesi yarınlarda Türkiye’nin başına yeni çorapların örülmesini önleyecek ve sağlam esaslara dayanarak gelişmemizi sağlayacaktır.
Devletimiz, Türk yargısı ve bürokrasisi 15 bin yıllık devlet hafızasını kullanarak bu işleri sabır ve metanetle düzeltecektir.

Bu arada emniyet güçlerimiz ve bürokrasi tüm enerjisini darbecileri çökertmek için harcarken, dünyada neler oldu ve bizi öncelikli olarak ilgilendiren Avrasya bölgesindeki komşu ülkelerde neler yaşanıyor? Bu konuları gözden kaçırmamakta fayda var.

Dünyadaki ve etrafımızdaki olayları ve gelişmeleri doğru analiz edebilirsek, belki Türkiye’yi 15 Temmuz darbe girişimine getiren neden ve sonuçları daha kolay bulabiliriz.

Bu kısa yazıda yer alan ekonomik ve siyasi gelişmelerin her birinin ayrı ayrı araştırma konuları olduğunu baştan söylemekte fayda var, ancak biz olayları burada dile getirerek sadece dikkat çekme amacı taşıdığımız için kısa ve güncel başlıklar halinde vermekle yetineceğiz;

1) FETÖ teröristbaşı Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesi için ABD’ye gönderilen belgelere ve gelip giden heyetlere rağmen Gülen’in iade edilmeyeceğini ima eden “müttefikimiz” ve Amerikan Genelkurmayı’na bağlı komutanların açıklamaları, Dunford’un Türkiye ziyaretinde yaşananlar ile gerilen Türkiye-ABD ilişkileri karşılıklı ziyaretler ve ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin temaslarda bulunmak üzere Ağustos sonunda Ankara’ya yapılacak olan ziyaret açıklaması sonrasında yumuşatılmaya çalışılıyor.

2) Bu arada oldukça olumlu geçen Türk-Rus görüşmeleri gerçekleştirildi. Buna tepki olarak ABD birden bire yönünü Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine çevirdi ve Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan dış işleri bakanları ile ABD Dışişleri Bakanı Kerry bir toplantı yaptı. Acaba bu toplantının amacı neydi? Ortadoğu’da Suriye’deki iç savaşta IŞİD’e karşı Esad ve Rusya ile işbirliği yapan ABD, ikili politikayla Orta Asya’da, Kafkasya ve Avrupa’da yaptığı gibi Rusya’nın etrafını kuşatmak mı istiyor?

3) Türkiye içeride darbeciler ile uğraşacağı kararlılığını açıklar açıklamaz, ABD Genelkurmay Başkanı Dunford’un hemen İncirlik’i, sonrasında da Ankara’yı ziyaret etti. Genel Kurmay Başkanı Org. Hulusi Akar FETÖ Lideri Gülen’in suçlu olduğuna en önemli kanıt olarak kendisini göstererek, bu ay içinde Washington’u ziyarete geleceğini açıklaması, çok zayıfladığı iddia edilen Türk ordusunun ayakta olduğunu, ABD’ye kayıtsız şartsız boyun eğmeyeceğini, Ağustos ayında Hulusi Akar’a verilebilecek olası sorular listesinde ABD’nin dikkatli olması gerektiğini gösterdi.

4) Bu arada Ankara’dan İncirlik, Diyarbakır ve diğer üslerin ABD tarafından kullanımının devam edeceğine dair teminat verildi. Rusya’da üssü kullanabilmek için izin istedi.

5) AB Cephesinde ise idam cezasının uygulanması durumunda Türkiye’nin AB çerçevesinin dışına çıkacağı iddia ediliyor. Türkiye’deki FETÖ ile mücadelenin demokrasiden uzak bir cadı avına dönüştüğü algısı yayılmak isteniyor. Bunda ilk durak olarak Almanya’ya geçen ve çoğunluğu Londra’ya yerleşen firari teröristlerin lobi çalışmaları etkin. Türkiye’deki durum hakkında FETÖ lehine yüzlerce haber, makale ve köşe yazısı yazılmış durumda. Ancak kendi derdine düşmüş olan Türk Dışişleri yetkililerinin veya etkin bilim insanı veya gazetecilerin olayları doğru analiz etmiş yazıları henüz yayınlanmamış durumda. FETÖ himmet toplama faaliyetleri yöntemini geliştirmiş ve işyerlerinin önüne kurduğu “charity” yardım kutuları vasıtasıyla sürdürüyor. Yabancılar neden konulduğunu bilmedikleri ve farklı gördükleri bu kutulara seve seve para atıyorlar.

6) Türkiye darbeciler ile mücadele ederken terör faaliyetlerini acımasızca sürdüren ve bebekleri dahi hunharca katletmeye aralıksız devam eden PKK, Kandil’i terk etti ve Sincar bölgesine yerleşti. Önlem alınmaz ise çok yakında şehirlerin valilerini, belediye başkanlarını belirleyecek hale gelecek.

7) Türkiye darbe kıskacından kurtulmaya çalışırken Hatay’ın güneyindeki Türkmen Dağı’nda Suriye Türkleri’nin şiddetle bombalanması devam ediyor.

Darbe girişimi Türkiye’yi bin yıldır var olduğu bu netameli bölgede açık düşürdü ve zayıflayan ordumuz ile bugün, hiç olmadığı kadar dış etkiye açık hale getirdi. Sonuç olarak yurtta sulh olmadan cihanda sulh olmayacağına göre, bir an önce ülkemizde pislikleri temizleyerek sulha hazır olmalıyız.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı