REKLAMI GEÇ

15 TEMMUZ’U HABER VEREN ŞEHİT

15 Aralık 2016 Perşembe

Kendisi ile 90’lı yıllarda tanışma şerefine nail olduğum Türkiye’nin en değerli aydınlarından ve bilim insanlarından olan Dr. Necip Hablemitoğlu 18 Aralık 2002 günü evinin önünde kurulan alçak ve kalleş bir pusu sonucunda şehit edildi. Her konuşmasında Türk milletinden başkasını düşünmediğini ifade eden Dr. Necip Hablemitoğlu, Türk milletinin bekası için yaptığı bilimsel araştırmaları yayınlayamadan katledildi. FETÖ hakkında “kandırıldık” diyenler rahmetlinin 2002 yılında yazdığı yayınlara ve vefatından 3 ay sonra 2003 Şubatında çıkan “Köstebek” kitabını okusaydı ve yazılanları ciddiye alsaydı, muhtemelen 15 Temmuz katliamı yaşanmazdı. Kitap gerçek verilerden hareketle yapılan analizlerden sonra öyle geçerli bilimsel öngörü ve projeksiyonlar sunuyor ve diyor ki, 15 Temmuz ihanetine hazır olun. İşte kitaptan bir bölüm:

“Önlem alınmakta gecikildiği takdirde, tarih sayfaları arasında kalan Babailer isyanından, Şeyh Bedrettin ve Şeyh Said’e kadar uzanan din görünümlü isyanların belki de en ciddi, en sinsi, en kapsamlı ve en tehlikelisi olabileceğine işaret etmek yanıltıcı bir tahmin olmayacaktır” (47).”

Fetullahçı terör örgütünün haşhaşilere benzer bir yapılanması olduğu da bu kitapta ifade ediliyor. Kitap özetle FETÖ’nün 2002 yılında MİT’e sızmasını tamamladığını, bundan sonra devleti ele geçirmek için TSK, Adliye, Mülkiye, YÖK ve MEB’e sızma çalışmalarına yoğunlaşacağını net bir şekilde bildirmiş durumda. Kitapta yapılan bu bilimsel uyarıların tarihini tekrar verelim: Yıl 2003

Belki de FETÖ ile o zamanlar sarmaş dolaş olanlarca hiç umursanmayan ve halen faili meçhul bırakılan Hablemitoğlu suikastinin esas nedeni bu çalışmalardı. Aynı güruh yüce dinimizin ölünün arkasından kötü konuşulmaz emrine rağmen bu hunharca işlenen suikastı lanetleyeceğine, Hablemitoğlu aleyhinde faşist, dinci ve komünist medya ile işbirliği yaparak kara propaganda başlattı ve kumpas haberler yaparak rahmetlinin öldükten sonra da Türk milletinin duasını alarak sevap kazanmasına vesile oldu. Hablemitoğlu bir KırımTürk’ü olarak yurt dışındaki Türk topluluklarının yakın tarihi ve Dış Türkler ile ekonomik ve kültürel ilişkilerimizin geliştirilmesi hakkında etkin çalışmalar yapmaktaydı. Bunun da Türk düşmanlarını rahatsız etmesi normaldi. Bunun yanında Hablemitoğlu Türk milletinin muasır kültür değerlerine ulaşması için yolsuzluk ve bağnazlık mikrobundan kurtulması için önemli çalışmalar yapıyordu. Hablemitoğlu Türk ve Müslüman kimliğine bağlı olarak diliyle, kültürüyle yani mensubu olduğu Türk milletinin her değerine güçlü manevi bağlar ile bağlıydı. Tek düşüncesi aklını bir yerlere kiraya vermeyen Türk ve Müslüman kimliğini yüceltmekti. Bu düşünce ile dünyanın neresinde bir Türk topluluğu varsa, o toplulukla bağlantı içerisindeydi. Sadece Türkiye’nin değil, yeryüzündeki bütün Türklerin sorunlarının çözümü ile ilgiliydi ve bu konuda her zaman elinden geleni yapardı. Tüm dünyadaki Türklerin ancak birbiriyle güçlü bağları olması halinde özgürlüğe ve refaha ulaşacaklarına inanıyordu. Bu nedenle ekonomik veya en azından kültürel birliğe yanaşmayan ve Türk birliğine inanmayan bilim insanlarından uzak duruyordu. Ayrıca sonradan kime hizmet ettiği açıkça ortaya çıkan bazı “İslamcı” din önderlerinin siyaset dilinin Türk birliğinin önünü tıkadığını düşünüyordu.

Tüm bu düşüncelerinden dolayı malum güruh tarafından kara propagandalar ile sürekli iftiralara maruz kalan Necip Hablemitoğlu, gerçekte büyük bir Türk milliyetçisiydi. Bunun anlamı Türk kimlik duyarlılığına sahip olmak ve Türk milleti için fedakarca çalışmak demekti. Necip Hablemitoğlu’nu ırkçılık ile suçlayanlar taşıdığı güçlü milli kimlik duyarlılığına rağmen başka kimliklere sahip insanların haklarına yani Türk demokrasisine sonuna kadar sahip çıkan objektif bir bilim insanı olduğunu göz ardı edenlerdir. Tarihçi merhum Kazım Mirşan ile Anadolu’nun 3000 yıllık Türk Yurdu olduğunu dünyaya duyurma çalışmalarında birlikte olduğumuz bilge adam Necip Hablemitoğlu’nu saygı ve rahmetle anıyorum.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı