REKLAMI GEÇ

BATI AVRUPA TÜRKLERİ VE ALMANYA SEÇİMLERİ

21 Eylül 2017 Perşembe

Avrupa’ya ilk Türk işçi göçü bundan yaklaşık 60 yıl önce Almanya’ya yapılmıştı. Önceleri “Gastarbeiter” misafir işçiler denilen birinci nesil neredeyse tükendi. Sonraları “Ausländer” yabancı denilen gurbetçi Türkler kalıcı olacaklarını anlayınca Alman vatandaşlığına geçmeye başladı. Almanya’da bugün 3,5 milyona yakın Türk vatandaşı yaşıyor. Bunların yaklaşık 1 milyon 250 bini Alman vatandaşı. Türkiye’ye sevgileri ve bağları gurbetin verdiği psikoloji ile her zaman çok güçlü olan vatandaşlarımız arasında, özellikle ikinci nesil Türklerin Alman vatandaşlığına geçmesinin birçok nedenleri var. 1 Ocak 2000’den sonra Almanya’da doğan çocukların 18 yaşına kadar çifte vatandaş sayılması ve 18 yaşından 23 yaşına kadar tek ülke vatandaşı olma zorunluluğu, gurbetçilerin halen döviz yumurtlayan tavuk olarak görülmesi, ekonomik sorunlar, Avrupa’daki iş ve yüksek gelir imkanları, Türkiye’de demokrasinin bir türlü gelişememesi, karşılaştıkları bürokratik engeller, yolsuzluk ve rüşvet, sık sık dolandırılmaları, Avrupa’daki problemlerine çözüm bulunmaması önemli nedenler arasında.

İster Alman vatandaşı olsun ister Türk vatandaşı olsun, Batı Avrupa Türkleri 16 Nisan referandumu öncesinde Türkiye ile bulundukları ülkelerin yöneticileri arasında süregelen gerginlikten çok rahatsız. Referandum oldu bitti. Ancak Batı Avrupa Türkleri kendilerine uygulanan yaptırımlar ile son dönemde yaşadıkları olumsuzluklardan şikayetçi. Fakat bu şikayetlerini her zaman olduğu gibi hem Türkiye’deki hem Avrupa’daki politikacılar görmezden geliyor.

Bu gelişmeler ışığında 3,5 milyon Türk’ün yaşadığı Almanya 24 Eylül’de seçime gidiyor ve yaklaşık 1 milyon 250 bin Alman vatandaşı Türk oy kullanacak. Peki, Türkiye’den kendilerine yapılan telkinlere kulak asmayacaklarını ve kendi geleceklerini düşünmek istediğini her platformda ifade eden Alman vatandaşı seçmen Batı Avrupa Türkleri kime oy verecek?

Ön araştırmalara göre seçmen Türkler arasında oy kullanım oranının önceki seçimlere göre daha yüksek olacağı tahmin ediliyor. Son gelişmeler sonrası propaganda çalışmalarında sık sık Türkiye’deki olumsuzlukları ve AB üyeliğini dile getirseler de Türklere hiçbir şey vaat etmemeye özen gösteren aşağıdaki bilindik partiler oy istiyor;

Hıristiyan Demokrat Birliği – CDU, mevcut üçlü koalisyon hükümetinin büyük ortağı. Genel Başkanı Başbakan Angela Merkel, hiçbir zaman Türkiye’nin AB’ye giremeyeceğini vurgulayarak oy istiyor.

Almanya Sosyal Demokrat Partisi – SPD, koalisyon ortağı. Genel Başkanı, Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel. Almanya’da partiler Genel Başkanları yerine başka başbakan adayı belirleyebildiği için bu partinin (SPD) başbakan adayı Martin Schulz. Ana propaganda konusu olarak “İki seçeneğimiz var, ya onları çıkaramayacağız, Erdoğan politikalarına devam edecek ve AB ile müzakereleri sürdürecek veya onları çıkaramayacağız ama tam da bu nedenle müzakereleri sonlandıracağız” diyor.

Birlik 90/Yeşiller, Grüne. Eş başkanları Simone Peter ve Cem Özdemir açıklamaları malum figürler.

Sol Parti-Linke, Federal Parlamento’da temsil ediliyor. Eş başkanlar Sahra Wagenknecht ve Dietmar Bartsch Türkiye’yi her fırsatta eleştiriyor.

Federal parlamentoya girecek kadar oy alamayan partiler ise: Almanya için Alternatif, AfD. Eş başkanları Frauke Petry ve Bernd Lucke ırkçı söylemleri ile zaten yabancılara hitap etmiyor.

Data4U adlı göçmenler konusunda çalışan stratejik araştırma –think tank- kuruluşunun seçim öncesi yaptığı bir araştırmaya göre, Almanya’da 1 milyon 250 bin Türk kökenli seçmen, toplam 61 milyon 500 bin seçmen arasında küçük bir oran olarak görülüyor. Data4U’nun açıklamalarına göre, 2018 yılında ilk kez 55 bin Türk kökenli seçmen ve 25 bin yeni vatandaş olmuş Türk kökenli seçmen oy kullanacak. 2030 yılına kadar Türk kökenli seçmen sayısının 2 kat artması bekleniyor.

Göç ve Entegrasyon İçin Alman Vakıfları Danışma Kurulu’nun (SVR) bir analizine göre, “Almanya’daki Türk kökenli seçmenler, daha çok sol partilere eğilim gösteriyor.” Türk kökenlilerin Sosyal Demokrat Partiye yöneliminin de süreklilik arzettiği tespit edilmiş.

Data4U’nun araştırmasına göre, 2013 seçimlerinde Türklerin yüzde 64’ü SPD’ye, ikinci sırada yüzde 12 ile Yeşiller ve Sol Partiye ve sadece yüzde 7’si Merkel’in partisi Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisi’ne oy vermiş. Türk kökenli seçmenlerin seçimlere katılım oranı ise yüzde 71,5 olarak belirlenmiş.

2013 seçimleri ile Türk kökenli 11 milletvekili meclise girdi. Bunlardan 5’i SPD’de. Yeşiller Partisi’nde aralarında Cem Özdemir’in de bulunduğu 3 Türk milletvekili görev yapıyor. Sol Parti’de 2 milletvekili bulunurken Hıristiyan Birlik Partileri bünyesinde Cemile Giousouf (CDU) bugüne kadar seçilen ilk ve tek Türk kökenli milletvekili.

Data4U’nun çalışmalarına göre, Almanya’da yaşayan Türkler daha ziyade sol eğilimli partilere yakın olsalar da bu kişiler Türkiye söz konusu olduğunda AKP’yi destekliyor. Bunda Alman politikacıların yanlış entegrasyon politikası nedeniyle, Türk kökenlilerin kendilerini ikinci sınıf vatandaş hissetmeleri büyük rol oynuyor. AKP’li politikacıların Türk kökenlilerin milli gururu ve vatan bağlantısını okşayıcı söylemleri, onlara güçlü olma ve bir nevi intikam alma duygusu veriyor.

Ankara- Berlin arasındaki krizin iyice tırmandığı şu günlerde yapılacak olan Almanya seçimlerine bugüne kadar alışılmadık bir atmosferde girecek olan Türk kökenli seçmenler yaşadıkları ve çalıştıkları ülkenin durumunu göz önüne alarak kararlarını vereceklerini bildiriyor. Türkiye’ye en fazla eleştirilerin özellikle Federal Meclis’te temsil edilen partilerden gelmesi, oy verecek olan Türk seçmenleri üzse de, geçmiş dönemlerdekine yakın tercihlerde bulunacakları tahmin ediliyor. Ancak oy vermeyecek olan Türklerin ise günden güne Alman politikalarından uzaklaştıkları ve içine kapandıkları gözlemleniyor. Bu tepkisel tutumlarını ise Avrupa’dan dışlandıkları hissine bağlıyorlar. Berlin ve Ankara arasındaki gerginlik devam ettiği sürece bu durum daha da keskinleşecek gibi gözüküyor.

Tabii ki bu problemleri 24 Eylül seçimlerinden sonra yeniden şansölye seçilmesine kesin gözüyle bakılan Merkel ve koalisyon ortakları çözecek. Almanya’daki Türklerin ise duygusallıktan uzaklaşarak kenetlenmeleri, sorunlarını organize STK’lar üzerinden mantıklı bir şekilde ifade etmeleri çözüm arayışlarına büyük katkı sunacaktır.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı