REKLAMI GEÇ

HONAZLI AHISKA TÜRKLERİ

9 Kasım 2017 Perşembe

15 Kasım 1944 tarihinde Ardahan sınırlarımızın 1-2 km dışında kalmış Türkler, 2. Dünya Savaşı boyunca Türkiye ile işbirliği yaptıkları gerekçesiyle apar topar ve acımasızca yurtlarından koparılarak her bir “aile” ayrı bir yere olmak üzere Sibirya’nın farklı yerlerine sürüldü.

Birçoğu yolda açlıktan ve soğuktan ölen bu soydaşlarımız “Ahıska Türkleri” olarak adlandırmaktadır. Ahıska bugün Türkiye’nin kuzeydoğusunda, sınır bölgesindeki Gürcistan toprakları içinde bulunan Osmanlı döneminde Ardahan sancağına bağlı tarihi bir Türk yurdunun adıdır ve 1. Dünya Savaşı’nda zaman zaman Osmanlı’dan kopan ve 1921’de sınır çizildikten sonra Ardahan, Çıldır ve Kars’ta yaşayan akrabalarından ayrı düşmüşlerdir. Abastuban, Adigön, Aspinza, Ahılkelek, Azgur ve Hırtız gibi kasabaları ve bu kasabalara bağlı 200 kadar köyü vardır.

Maalesef, birçok insanımız günümüzde Ahıska Türkleri hakkında pek bilgiye sahip değildir. Osmanlı ordusu 1578 yılında Kafkasya ve Ahıska’yı fethetmiştir. Buradaki Türk ve Müslüman tebaa, 1828 Osmanlı Rus savaşlarından sonra ve Sovyet Rusya dönemindeki büyük baskı ve zulme rağmen yaşadıkları serhat boylarını terk etmemişlerdir.

Almanlar İkinci Dünya Savaşında Rusya içlerine kadar ilerleyince, Ahıska Türklerinden 17-50 yaş arası 40 bin erkek bir anda askere alınarak cepheye gönderilmiştir. Cephede bu insanlardan 25 bini aldıkları yetersiz askeri eğitim nedeniyle ölmüştür. Geri kalanlar ise çoğunlukla sakat bir şekilde vatanlarına geldiklerinde Ahıska Türklerinin sürüldüğü haberini aldılar. Hepsi Türkistan’a dağılarak ailelerini aramaya başladılar. Bugün dahi ailelerini bulamayanlar var.
Bu yiğitler cephede Almanya’ya karşı savaşırken Ahıska’da kalan çoluk-çocuk, kadın ve yaşlılar tren yolu yapılması için baskı ve askerlerimiz geri gelecek diye umutla çalıştırılıyor, ellerindeki ürün ve hayvanlar zorla gasp edilerek cepheye gönderiliyordu. Bir süre sonra Türkiye ile araya hızlı bir şekilde dikenli teller çekildi. Sınırın hemen öteki tarafı Türkiye olduğu için sık-sık akrabalarını ziyarete gidenler bu tellerin çekilmesi sonrası Türkiye’de kaldı ve sınır kapısı olmadığı için Ahıska’ya girmelerine izin verilmedi. Aynı şekilde Türkiye’den Ahıska’ya ziyarete gelenler de geri dönemediler.

14 Kasım 1944 günü Ahıska köylerine gelen Rus askerleri, Almanlar Türkiye üzerinden buralara girecekleri için bölge halkını kısa bir süreliğine başka bir yere tahliye edeceklerini belirtip en geç iki saat içinde taşıyabilecekleri kadar yiyecek, yük alarak ve köy meydanlarında toplanmalarını söylediler. Yavaş davrananları zorla evlerinden çıkarıp kamyonlara bindirerek tren istasyonlarına taşıdılar. Karşı koyanları dövüp silah dipçikleri ile ezdiler. Gece hareket eden trende hayvan vagonlarında soğukta, aç, susuz, tuvaletsiz götürülen insanlar yeni doğan veya yaşlılıktan dayanamayan ölülerini yollara serpe serpe haftalarca gittikten sonra tren bazı istasyonlarda durmaya başladı ve aileler ayrı ayrı adlarını bile bilmedikleri yerlerde indirildi. Toplam 115 bin kişi yola çıkmıştı ancak 65 bin kişi sürgün yerleri olan Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan bölgelerine varabildi.

Sürüldükleri yerlerde sıkıyönetim altında tutulan bu insanların bir köyden başka bir köye gitmeleri, akrabalarını ziyaret etmeleri yasaktı. Geçişler sıkı kontrol altında gerçekleştiriliyor, 15 günde bir sayım için imzaları alınıyordu. Bu insanlar Stalin ölene kadar 12 yıl baskı altında yaşadılar. Stalin öldükten sonra Ahıska Türkleri ile sürgüne gönderilen Karaçay, Balkar, Çeçen, İnguş ve Kalmuk gibi Kafkasya halkları ana yurtlarına dönme izni aldılar. Kırım Türkleri ile Ahıska Türklerine dönüş izni çıkmadığı gibi eski vatanlarını ziyaret etmeleri de yasaklandı ve ellerinden alınan malları da iade edilmedi. Sebep olarak bu insanlar güya Almanlara karşı savaşta Almanlar Türkiye üzerinden Rusya’ya hücum ederler ise buradaki insanlar ile işbirliği yapılabilmesiymiş. Halbuki bu insanlar Ermeniler gibi 1. Dünya savaşında vatandaşı olduğu ülkeyi sırtından vurmamış, Ahıska Türkleri ise 40 bin insanını Rusya adına savaşa göndermiş, yaşadıkları ülkeye ihanet etmeyi akıllarından bile geçirmemiştir. Asıl sebep ise Türk Yurdu olan bölge Türk unsurundan temizlenmek isteniyordu.

Günümüzde 500 bini aşkın Ahıska Türkü dünyanın on ayrı ülkesinde vatanlarından uzak ve sürgün hayatı yaşamaktalar. 2007 Yılında Gürcistan Ahıska Türklerinin vatanlarına dönüşü ile ilgili bir kanun çıkarmıştır. Ancak bu kanun çok yavaş işlemektedir. Bugün Ahıska’ya sadece 40-50 hane dönebilmiştir. Çünkü Ahıska’ya yerleşen aileler kolaylıkla vatandaş olamamakta ve büyük sıkıntılar çekmektedir. Bu nedenle diğer Ahıska Türkleri de vatana dönüş konusuna tereddüt etmektedir ve yeni bir sürgün yemek istememektedirler. Geçmişten beri yaşadıkları yerlerde kabul görmedikleri için müthiş dayanışma, haberleşme ve hayatta kalma becerisi kazanmalarına rağmen, Ahıska Türkleri, halen Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Rusya Ukrayna’da huzur ve rahat içinde değildir. Bilindiği gibi Rusya’nın kışkırtmaları yüzünden Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan’da yakın geçmişte çıkan etnik çatışmalar da en çok zararı Ahıska Türkleri görmüştür.

Öz be öz Türkiye Türk’ü olan Ahıska Türklerinin huzur ve güven içerisinde yaşamaları insanlık hakkıdır. Bu nedenle Ahıska Türklerinin büyük çoğunluğu Türkiye’ye gelmek istiyor. Ancak üç buçuk milyon Suriyeli göçmeni barındıran Türkiye, eğitimli, çalışkan, Müslüman, Türk sevdalısı Ahıska Türklerine kucak açmamaktadır. Bütün zorluklara rağmen Bursa, İstanbul, Yozgat, Denizli gibi illerimize birkaç yüz aile yerleşmiştir. Bu vesile ile yıllardan beri 150 haneyi barındıran Denizli Honaz ilçesi halkını kutlamak lazım.

Bugüne kadar dilini, dinini, kültürünü, örfünü âdetini koruyarak getiren Ahıska Türklerinden Türkiye’ye gelmek isteyenler hemen daha ikamet kaydı yaptırırken T.C. Nüfus Cüzdanı verilerek çifte vatandaş yapılmalıdır. İnanın hiç birisi yardım almak ve yük olmak istemiyor. Hepsi onurlu ve becerikli. Ellerinden her türlü iş geliyor ve çalışkan. Kendi vatanları olan Ahıska’ya dönmek isteyenler için her türlü işbirliği yaptığımız ve karşılıklı pasaportsuz giriş çıkış yapabildiğimiz Gürcistan’a gerekli baskı yapılmalı ve el konulan mal mülkleri geri talep edilmelidir.

Görüldüğü gibi Kars ve Ardahan ile ortak tarihî geçmişe sahip Ahıska Türklerinin vatanlarından sürüldüğü 15 Kasım 1944 acıları günümüze kadar süren insanlık tarihine sürülmüş kara bir lekedir.

Rusya’da kimliklerinde “Türk” yazan tek millet Ahıska Türkleridir. Bu nedenle Rusya’da dara düşerseniz mutlaka bir Ahıska Türk’ü bulunuz. O size kesinlikle bir çare bulacaktır. Bu nedenle bu doğal vatandaşlarımızın problemlerini çözmek Türkiye’nin görevidir.

Not: Ahıska Türkleri Kültür Ve Yardımlaşma Derneği Honaz’da bir anma günü düzenliyor. Tüm Denizli halkı bu kardeşlerimizle tanışmak ve dayanışmak için davetlidir.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı