REKLAMI GEÇ

NEDEN YAZIYORUM?

5 Mayıs 2014 Pazartesi

Geçen hafta yazın dünyasına birden giriş yaptım.Gazetedeki ilk toplantıda bana sordular “Neden Denizlihaber.com?”. İyi soru. Düşündüğümde asıl soru daha da derin, daha da zor. “Neden yazıyorum?”
Bazı şeyler doğal akışıyla oluşur ve sonra açıklamaya çalıştığınızda zorlanırsınız ya işte öyle bir durum benimki. Açıklamak çok zor. Hani ekonomistler krizler gerçekleştikten sonra, bütün olanların nedeni belliymiş ve onlar zaten biliyorlarmış gibi uzun uzun açıklarlar ya, işte onu yapamıyorum. Sadece deneyeceğim.

Ömer Hayyam’ın“Akılla bir konuşmam oldu dün gece” şiirini canlandıran Fazıl Say’ın bestesi ilham verdi.
“Akılla bir konuşmam oldu dün gece;
Sana soracaklarım var, dedim;
Sen ki her bilginin temelisin,
Bana yol göstermelisin.
Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?
Birkaç yıl daha katlan, dedi.
Nedir; dedim bu yaşamak?
Bir düş, dedi; birkaç görüntü.

Şarkıyı dinlerken, “Kendimle bir konuşmam oldu dün gece”. “Neden yazıyorsun?” diye sordum.
Düşünüyorum ondan yazıyorum dedi. Çok basit oldu, herkes düşünüyor dedim.
Kaygılanıyorum ondan yazıyorum dedi. Herkes kaygılı onlar niye yazmıyor dedim.
Yaşamım boyunca birçok şey gördüm, duydum, yaptım, bunları paylaşmak istiyorum dedi. Hadi oradan, havalanma dedim.

İçim her telden, karmakarışık, bin bir şeyle dolu. Bunları düzene sokmak, değerlendirmek, başka akıllarla iletişim kurmak, yeni bilgilere yer açmak, daha uzakları, daha derinleri görmek, duymak, bilmek istiyorum dedi. Kendin kaşındın, hadi hayırlısı dedim.

Yani yazmaya başladık. Bu ilk yazım.
Ne yazacağım?

Ne yazacağımı bilmiyorum. Ama ne yazmayacağımı biliyorum. İleri demokrasi ile tahkim edilmiş özgür üniversitelerimiz, aşağıdaki ağır suçlara karşı, güçlü disiplin cezaları ile donanmış bir şekilde bilim adamlarını gözetliyor.

Üniversite organlarında yapılan konuşmaları, alınan kararları, yazmak suç,
Üniversite organ ve üyelerinin lehinde veya aleyhinde davranışlara yol açmak suç,
Resmi konularla ilgili bilgi vermek suç.

Üniversite değil gizli teşkilat mübarek. Yeni MİT yasasına bir madde sıkıştırsalar tam olacak. Bilim adamını bir deney tüpünden öbürüne renkli sıvıları boşaltan beyaz önlüklü memur zanneden zihniyet bu kuralları koymuş. Koruma, kollama görevini yapıyor. Aksi takdirde,bu bakış açısını yaratan eğitim sistemimiz, toplumsal dokumuz, dış ilişkilerimiz bozunmaya uğrayabilir, hatta mazallah yıkılabilir.

Neyse, bunları yazmayacağım, ilk anonsla gerilmiş olanlar varsa, rahatlayabilirler.
İlk sorumuza dönelim “Neden denizlihaber.com?”
Çünkü günümüz işleyişine, yeni kuşaklara, düşünce akışına ve benim çalışma tarzıma uygun, özgür bir kanal.
Yazılarımı her Pazartesi yayınlanacak şekilde yetiştirmeye çalışacağım. Yorumlarınızı ve katkılarınızı esirgemeyin.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

deniz şakir iyice   -  Bağlantı 6 Mayıs 2014, 00:39

keşke sizin gibi nice değerler daha yazmaya başlasa.tebrikler ve başarılar hocam.sizi şehrimizin en önde gelen yerlerinde görmek istiyoruz.

Nebi Akbaş   -  Bağlantı 5 Mayıs 2014, 21:11

Öncelikle sizleri kutluyorum.başarılarınızın sürekli olmasını diliyorum.Genel olarak geçerli bir düşüncesi olanın bunu toplumla paylaşması gerektiğini düşünüyorum.Özel olarak da sizler gibi değerlerin düşünceleri ile topluma yol göstermelerinin toplumsal bir görev olduğu düşüncesindeyim.Güzel ve yararlı düşüncelerinizi ilgi ile izleyeceğiz.

Mustafa Koç   -  Bağlantı 5 Mayıs 2014, 15:30

Yazınızda bahsettiğiniz aydın geçinenlerer Bilimsel ve şak şakçılıktan uzak yazı örnekleri sunacağınızdan eminiz. Zamanlama iyi sayılır. Sanal medya önemli. Başarılar dilerim.

İrfan O. Hatipoğlu   -  Bağlantı 5 Mayıs 2014, 15:16

Sevgili Hocam, bir şey yazmak istiyorsanız eğer bu üniversite sorunları üzerine olmalıdır. Sözünü ettiğiniz baskılar var. Rektörlük yaptınız, mücadelede diğer öğretim elemanlarından bir adım önde olmalısınız. Aynı zamanda baskılara karşı direnmek göreviniz. Örneğin 1953 yılında DP’nin öğretim elemanlarına getirdiği siyaset yasağı bir avuç öğretim elemanıyla aşıldı. Bugünkü baskılara direnemezseniz, genç öğretim elemanlarına öncü olmazsanız, tarihe karşı sorumluluğunuzu yerine getirmemiş olursunuz.Heyecanla üniversite üzerine yazılarınızı bekliyorum.

Emre Değirmencioğlu   -  Bağlantı 5 Mayıs 2014, 12:53

Hayırlı olsun hocam, tıp dünyasındaki başarılarınızı gazetecilikte de göreceğimize inanıyorum.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı