REKLAMI GEÇ

Ya İstikrar Ya Ölüm!

23 Şubat 2016 Salı

Bu tehditle halkın iradesini değiştirme oyunu oynanalı çok olmadı. İşe yaradığı görülünce tehditler daha da ileri gitti. Daha çok ölüm! daha çok tehdit! 

Artık ülkemizin içinden veya dışından herhangi bir örgüt, devlet veya teşkilat kamuoyunu değiştirmek, boyun eğdirmek için hangi yolu kullanacağını biliyor: Korku!

Kürsülerden, gazete köşelerinden, sosyal medya yazılarından üfürüp savuranlara bakmayın siz, hepsi hamaset dolu, altı boş söylemler. “Hadi dediklerini yapalım” desen ilk önce onlar ortadan kaybolur. Türk halkının kaderine razı olmuşluğu, boynu büküklüğü o kadar belli oldu ki artık ondan korkan, kararlarına saygı gösteren kalmadı. Kendi ekonomik, sosyal, hukuki çıkarlarını anlayıp savunamadığı, manevi yollardan maniple edilebildiği defalarca görüldü. Söylenen sözlerin arkasındaki yalanları fark edemeyen insanların, toplumun ortak çıkarlarını savunup, direnmesi beklenen bir şey değil. Bu yüzden propaganda yalanları, şok edici olaylar arttıkça artıyor, 3-5 kişinin kendi dimağlarında yarattıkları hayal dünyasının kurbanı oluyoruz. Battıkça batıyor ve sonunda savaşa giriyoruz. Kendi başkentini dahi koruyamayan, şehirlerinde ilçelerinde kurtarılmış bölgeler kurulmasına göz yuman, buraları temizlemek için 300’den fazla şehit veren bir devletin savaşa girerse ne hale gelebileceğini insan düşünmek istemiyor.

Hemen sınırlarımız ötesinde onlarca terör örgütü, bölge devleti ve emperyalist güç kirli bir savaş veriyor. Biz de büyük bir hevesle daha ilk günden bu kaosun içine balıklama daldık. Beş yılın sonunda dünya kamuoyunun gözünde gelinen nokta:

Terörü hem de en vahşisini destekleyen biz,

Komşu bir ülkenin iç savaşa boğulmasından sevinç duyan yine biz,

Kendisine sığınmış mültecilerin binlercesinin çürük botlarla, sahte can yelekleri ile boğulmasına yol açan biz,

Ülkemizdeki mültecilerin başka ülkelere gitmesini engellemek için at pazarlığı ile para isteyen yine biz.

Şu anda dünyanın en kötü insanları kim diye anket yapılsa açık ara önde çıkarız. Böyle bir pozisyona kendimizi nasıl soktuk? İzlenen politikaların bizi getirdiği bu noktanın sorumlusu kim?

Öyle bir andayız ki ülkemizde, suç var, yolsuzluk var, terör var, kandıran var, kandırılan var, yalan var, dolan var ama sorumlu kimse yok, hep başkaları suçlu. Bu yüzden işlerin düzeleceğine dair bir umut da yok.

Son 6 ayda yüzlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Artık teker teker anmak bile mümkün olmuyor. Devletin gözünde hepsi bir istatistiki sayıya dönüşüyor, ama ülkesini sevenlerin kalbinde hepsi acı bir yara izi olarak duruyor.

Biz unutmuyoruz.

Bu arada bazıları da Artvin’lilerin a..’na koymak için 5 ilden toplanmış polis ve jandarma koruması altında maden sahasına el koyuyor.

İstikrar kimin için?

Ölüm kimin için?

Anlayın artık!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı