REKLAMI GEÇ

Ego Tatmininin En Kolay Yolu…

17 Ocak 2012 Salı

İnsanın egosunu direksiyon başında tatmin ederken aşağılık kompleksini dışa vurması durumundan konuşalım bu sefer…

Günlük hayatımızda bu durumun birçok örneğini görmek mümkündür. Dikkatli gözlemleyin, siz de Türkiye’de çok sık karşılaşacaksınız bu durumla…

Şehir içi yollarda siz insan gibi giderken sizi süratle sollayıp az ileride kırmızı ışıkta durmak zorunda kalan ve normal seyrinizde sürüp kırmızı ışıkta yanında durduğunuzda onun, sanki bir şey başarmış gibi kasıla kasıla sağı solu süzdüğünü gözlemlerseniz.  Böyle sürücü modelleri çok vardır ülkemizde.  Ama bu modellerle sizin aranızda bir fark vardır; o, insanların ve kendi hayatını tehlikeye atmıştır ve sizin gibi o da kırmızı ışığa takılıp kalmıştır. Yaptığı süratin gereksizliğini kavramakta zorlanmaktadır bu sürücü modeli.

Makas atarak bir sağ bir sol yapıp etrafa tehlike saçan, gideceği yere 30 saniye geç gitmemek için trafik canavarına dönüşüp gazetelerin üçüncü sayfasında haber olup meşhur olma arzusuyla yanıp tutuşan sürücü modelinin de pek farkı yoktur yukarıdaki modelden.

Yayalara yol vermenin bir ayıp olduğunu düşünen, “sağa dönüşte yayalara yol veriniz” tabelasını gördüğünde kafası karışan sürücü modeli ise ilginç bir türdür.

Siz, karşıdan karşıya geçmek isteyen yayaya yol verdiğinizde o, yayaya yol verdiğiniz için size hakaretler saydırıp kornaya dayar ellerini ve o yayanın karşı kaldırıma ulaşmasını beklemeden sola kırıp gazı kökleyip sizi vııınnn diye geçip yayayı geldiği yere geri püskürtür.  Bu sürücü modeli de gerçekten 10 numaralı formayı hak eder.

İki şeritli gidiş geliş istikametine sahip duble yolda giderken kırmızı ışık yandığında önünde biriken arabaların önüne geçebilme arzusu ve hırsıyla direksiyonda oturan ve yeşil yandığında pole pozisyonunda olabilmek için en sağdaki güvenlik şeridini veya toprak yolu üçüncü bir şerit olarak algılayan, ailenin zeka küpü olduğuna ve trafikte araba kullanmanın bir yarış olduğuna inandırılmış sürücü modelini Formula 1’de ülkemizi belki temsil edebilir diye eğitmek gerekir.

Kaldırıma park eden ve böylelikle yayaların, çocuklu bebekli annelerin, yaşlıların, engellilerin kaldırımda güvenle yürümek yerine trafiğe açık sokaklarda veya caddelerde yürümelerine neden olan sürücü modeli ise özellikle Denizli’mizin gururudur. Camlarını kırsalar dahi o kaldırımlar onundur.

Arabasının penceresinden her türlü çöpü dışarı atan dolayısıyla kamusal alanları babasının malı gibi sayan ve sahiplenen sürücü modeline, Şair Ahmet Kutsi Tecer ünlü şiiri “Orda Bir Köy Var Uzakta, O Köy Bizim Köyümüzdür”ü ithaf etmiştir.

Yağmurlu, ıslak, karlı, buzlu yollarda altındaki arabaya, önünde ve arkasında seyreden araçlara, sağındaki solundaki yayalara ve en önemlisi kendi hayatına, arabasında taşıdığı ve çevresinde bulunan insanların hayatına değer vermeden, kendisini dünyanın en usta şoförü bellemiş, cahil cesaretine sahip, delikanlı geçinen sürücü modeli ise sanırım bu camiada liderliğe oynar.

Aslında ülkemizde bu modeller saymakla bitmez.

2023 vizyonunun Türkiye’sinde umarım yukarıdaki modellere daha az tanık oluruz. Türk insanına egosunu direksiyonda tatmin etmek yakışmaz. Türk insanına bu şekilde içindeki aşağılık kompleksini dışa vurmak yakışmaz.

Sizce de yakışmaz değil mi?

O zaman neden böyle tehlike saçan ve genç nesillerimize kötü örnek olan bu insanlara karşı biz de çağdaş ve medeni olup örnek bir model oluşturmuyoruz?

Çünkü bu işleri artık toplum kendi dinamikleriyle yapmak zorundadır. Devletten, yöneticilerden bir şey beklemeyin. Bu ülkede ne yazık ki hiçbir zaman bu tip insanlara yönelik caydırıcı yaptırımlar olmayacak çünkü daha arabaların kaldırımlara park etmesini bile engelleyemiyoruz. Bu toplum kendi kendini eğitmeli, geliştirmelidir. Bu yüzden de STK’lara bu gibi toplumsal sorunlara yönelik çözüm üretmeleri için çok iş düşmektedir.

Not: Sayın Bakan Nihat Ergün yerli otomobil üretme tartışmalarına katkı yapmak amacıyla 1980’li yıllarda kuş serisinde sağ dikiz aynasını opsiyonel olarak satan Koç Topluluğu’na imalı eleştiriler yöneltirken belki de bir şeyi gözden kaçırdı.  Aslında böyle sürücülerin olduğu bir ülkede sadece sağ dikiz aynasını değil, aracın sinyal kolunu da opsiyonel olarak satmak gerekir, değil mi?

 

Sevgiler

Sadık Emre Çaputçu

 

 

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı