REKLAMI GEÇ

HAYALİMDEKİ DENİZLİ

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Çileler şehri Denizli’nin üstyapı inşasından kaynaklı sıkıntıları kısa vadede bitecek gibi görünmüyor. Belediye de söz konusu sıkıntıları azaltmak için bir çaba içerisinde görünmüyor.

Biliyorsunuz Çınar Meydan projesi dillerde dolaşıp duruyor. En son haberlere göre 2014 yılına ertelenen bu proje hakkında belediye yöneticileri haricinde bilgi ve fikir sahibi olan yok. Meydanı genişletmek için yıkılması planlanan çirkin binalardan sonra meydana bakacak olan daha da çirkin binalarla beraber ortaya nasıl bir görüntü çıkacak açıkçası merak ediyorum. Biz bütün bunları bir kenara koyup da hayal kursak…

Belediye binasının yan tarafında bulunan kocaman arsada inşa edilecek son derece modern bir binaya belediyenin taşındığını ve boşalan alanın şimdiki Delikliçınar Meydanı ile beraberce yeniden dizayn edildiğini düşünün. Altında kocaman zemin altı otoparkı bulunan bu meydan vasıtasıyla meserret sokaktan başlayarak eski şeytan pazarı sokağı, 836. ve 837. sokaklarla belediye sanat merkezine kadar uzanan kitapevlerinin, cafelerin, kültür ve sanat merkezlerinin bulunduğu bir hat düşünün (elbette buralar tamamen trafiğe kapalı ve üstyapı kalitesiyle özel sokaklar olmalı). Yani o bölgenin tamamen kültür ve sanat adına bir çekim merkezi olarak yeniden tasarlandığını hayal edin. Hatta biraz daha ileriye gidip, eskimiş ve neredeyse dökülecek durumda olan belediye sanat merkezinin bulunduğu binanın yerine yepyeni bir sanat kompleksi inşa edilerek konserlerin, operaların, balelerin, müzikallerin, tiyatroların sahne aldığı muhteşem bir sanat merkezini hayal edelim. Hazır başlamışken iyice abartalım, mesela Delikliçınar’ın trafiğe kapatıldığını (belki de sadece toplu taşım araçlarının geçebileceği şekilde kısmen kapalı) hayal edin. Belediyemizin Hastane Caddesi girişine, Candoğan Parkı’nın altına ve Çınar Meydanı’nın altına dev zemin altı otoparkları kazandırdığını farz edersek park sorununu dert etmeyen vatandaş sizce rahatlıkla Delikliçınar’a gelip trafiğe kapalı alanda mağazalarda, parklarda, sanat merkezlerinde, bankalarda, iş merkezlerinde, cafelerde vs. mekanlarda vakit geçirmez mi, işini rahatça görmez mi? Abartmaya ulaşım ile devam edelim. Dolmuşların olmadığı dolayısıyla trafiğin dolmuş felcine uğramadığı ve belediye otobüslerinin yağ gibi akan bir trafikte halka hizmet verdiğini düşünün. Hatta GPS teknolojisiyle otobüslerin durağa tahmini varış zamanını bile belirten akıllı durak sistemlerinin kurulduğunu düşünün (Malatya Bld. bu projeyi başlatmış). Çamlık Caddesi’nden başlayıp Lise ve Delikliçınar üzerinden garaja kadar sallanan, İstiklal’in başından Fatih Caddesi üzerinden Akkonak’a ve Devlet Hastanesi’ne kadar uzanan bir hafif raylı tramvay istesek çok mu şey istemiş oluruz acaba? Şehrin merkezindeki karmaşa yetmiyormuş gibi maç günleri Kuşpınar Mahallesi sakinlerini bezdiren stadyum oradan şehir dışına taşınsa ve yerine güzel bir park kazandırılsa güzel olmaz mı? Park demişken aklıma temiz hava geldi. Doğalgaz konusunda ciddi adımlar atan belediyeden en kısa sürede doğalgaz kullanım oranını ne yapıp edip %100’lere çıkartmasını beklemek de kışın sağlığı resmen tehlikeye atılan halkın artık hakkıdır.

Bu kadar güzel bir şehirde birazcık da can yakmak lazım. Aracını sağa sola keyfi park edip dörtlüleri yakıp trafiği alt üst edenlere karşı ve daracık sokakları tıkayanlara karşı, özellikle yeni döşenmiş kaldırımlara park edenlere karşı ve bunun gibi saygısız sürücülere karşı birazcık sert olunsa, trafik polisleri etrafta azıcık fink atsa ve silgeçlere zaman zaman trafik cezaları iliştirse vatandaş bundan memnun olmaz mı? Veyahut kaldırımlara park edilmemesi için plastik değil ama dökümden adam gibi trafik babaları (delinatör) dizilse faydalı olmaz mı? Sil baştan inşa edilen yüzlerce sokağa ve yola park edilmesi gereken alanları çizgilerle belirterek bu sürücülere yol göstermek çok mu zor? Şehrin en merkezi mahallelerinde sokaklara park eden sürücü makul bir park ücreti ödemeye razı olsa ve insanlar artık araç sahibi olmanın ve o araçla şehrin merkezinde yer işgal etmenin bedava olmayacağını idrak etmeye başlasalar Denizli büyükşehir olma yolunda sürücülerini alıştırmış olmaz mı? Hep anlamakta zorlandığım bir şey; Denizli’de her yıl onlarca yeni betonarme apartman yapılır. Neden belediye artık bu binaların altına kapalı otopark yapılmasını şart koşmaz? İnşaat alanından sayılmayacak şekilde belediyenin imar uygulamasında değişikliğe gidilemez mi?

Şunu unutmayalım ki yaşadığımız şehir çağdaşlaştıkça bunun bir bedeli hep olacaktır. Ancak şehri çağdaşlaştırabilen bir belediye istiyoruz.

Litvanya’da bir belediye başkanı hatalı park eden sürücülerden bıkmış ve yukarıda bulunan fotoğrafta görüldüğü gibi biraz cinnet geçirmiş. Her şeyin fazlası zarardır denir. İnsanların duyarsızlığı bu adamcağızı da çileden çıkartmış ve yaptığı şey dünyaya haber olmuş. Belki bu bir şov belki de vurdumduymaz sürücüleri uyarmak ve korkutmak için bir oyun belki de gerçek bir olay. Biz elbette belediye başkanımızın bu şekilde tankın üstünde araçları ezerek gezmesini istemeyiz çünkü maazallah yıllar önce tanklarla sokaklardan geçenlerin hali bugün ortadadır. Ancak lütfen artık şehre şu altyapı ve üstyapı çileleri bittikten sonra huzur, düzen ve sükunet hakim olsun…

Herkese huzurlu bir ramazan dilerim

SADIK EMRE ÇAPUTÇU

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı