REKLAMI GEÇ

Sarıgül mü dendi yine?

5 Mayıs 2012 Cumartesi

Şu Sarıgül artık bir ortalığa çıkıverse de görüversek endamını değil mi? Her yerde, her yorumda, her haberde sürekli Sarıgül’ün adı. Hatta yollarda, dağlarda, bayırlarda bile sürekli karşımıza çıkıyor aynı yazılar; ÇARE SARIGÜL…

Gazeteler sürekli en karizmatik liderleri sıralıyor yapılan anketler sonrasında. Önde tabiî ki Sayın Başbakan var doğal olarak ama ikinci sırada hep Sarıgül. Bu anket sonuçlarına göre Sarıgül sanki “bak ben daha parti başkanı değilken bile ensendeyim, düşün bir de partinin başına geçsem ne olacak senin halin” mesajını veriyor başbakana. Anketlerde üçüncü olanı söylemeye gerek yok bu arada tabiî ki.

Değişik ve bence de son derece başarılı bir PR çalışması yürütüyor Sarıgül. Elbette Haziran 2011 seçimlerinden önce CHP’yi destekleyerek ve TDH hareketini partileştirmeyerek seçime katılmaması çok stratejik ve doğru bir hamleydi. Acaba şansının da yaver gitmesiyle o hareketin semeresini görebilecek mi?

CHP’de hangi gelişme olsa hep sonrasındaki yorumlar Sarıgül ile bağlantılandırılıyor. Çok açık ve net bir şekilde istifa nedeni belli olan Gürsel Tekin’in durumunda bile Sarıgül ismi öne çıkıyor. Sanki gizemli bir plan yürürlüğe girecekmiş gibi senaryolar dolaşıyor.

İşte işin sırrı burada… Gerçek ve son derece profesyonel bir PR yani halkla ilişki tekniği yıllardır uygulanıyor. Bilerek veya bilmeyerek ama sonunda Sarıgül resmen bir fenomen haline geldi halk nezdinde. Artık en koyu ve Kemalist CHP’liler bile Sarıgül’e karşı ılımlı ve olumlu gözlerle bakmaya başladı hatta çarenin O’nda olduğuna inanmaya da.

Sarıgül ama işi satranç oyunu gibi akıllıca oynuyor. CHP ve Genel Başkan Kılıçdaroğlu sıkışıyor köşeye ve Sarıgül mesajı yapıştırıyor; “Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığını tartıştırtmam ve SOLU BÖLEN ADAM OLMAM ama parti içinde genel af çıkartın ve İstanbul Belediye Başkanlığı adaylığını konuşalım.”

Gelelim işte meselenin özü olan bu noktaya…

Her büyük siyasi büyük riskleri göze almak zorundadır. Sarıgül de İstanbul Belediye Başkanlığı’nı kazanamama riskini göze almalıdır. Atatürk’ün Milli Mücadele sürecinde aldığı riskli ve cesaret isteyen kararlarda olduğu gibi. Hatta Sayın Başbakan’ın aldığı riskli kararlarda da olduğu gibi.

Altın kural böyle…

Şunu unutmamak gerekir ki artık siyasette yükselmenin en önemli basamağı belediyelerdir. 21.YY’da büyükşehir belediyeleri demek artık büyük holdingler gibi dev kurumsal yapılar demek yani global dünyaya entegre olmuş, sermaye piyasaları ile iç içe ve dev yatırımların, dev projelerin yaratıldığı membalar demek. Nüfusunun yarısından çoğunun büyükşehirlerde yaşadığı bir ülkede halkın gözüne girebilmek için en uygun platformlar artık belediyelerdir. İcraatı somut olarak kanıtlamanın en güçlü aracıdır belediyeler. Miting meydanlarında belagat sanatını konuşturarak yırtına yırtına oy toplamaya çalışmakla değil, dev projelerin ve yatırımların altına imza atıp onları hayata geçirebilme ve halkın bu yolla sevgisinin kazanılabilmesini sağlayan mekanizmalardır belediyeler.

Bunun da çok iyi farkında olan Sarıgül’ün satranç oyununu önümüzdeki günlerde sanırım daha heyecanlı bir şekilde izleyeceğiz.

Hepinize sağlıklı ve mutlu günler…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Çatalçeşmeli   -  Bağlantı 3 Aralık 2012, 18:08

Adamın boynuna haç’ı taktılar. Artık siyasette daha etkin göreceğiz demektir.

faik genç   -  Bağlantı 6 Ağustos 2012, 11:27

sarıgül tespitiniz doğru.siyasette zamanı iyi kullanmak bir maharettir.yerel yönatimler genel iktidarın başlangıç noktası ve halka dokunmanın merkezidir.

Hakan Elmastaş   -  Bağlantı 7 Haziran 2012, 18:25

Cok basarili bir tanımlama, tebrikler Sadık bey.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı