REKLAMI GEÇ

12 EYLÜL

11 Eylül 2009 Cuma

12 Eylül’ün idam sehpasına çıkardığı ilk gençti
20 yaşındaydı
O idam edilen 50 gencin ilkiydi!
Ankaralıydı…

Aslında kıyısından köşesinden
Denizli ile bir bağlantısı olduğu için öne çıkardım
Necdet Adalı’nın ismini…

Farklı nedenleri de var tabi!
Ancak Denizli kısmı şimdilik bende kalsın..

Adalı, Ulucanlar cezaevinde kaldı
8 Ekim 1980’de idam edildi.

Nevzat Çelik’in Şafak Türküsü ona yazıldı!

AKP İl Başkanı Bilal Uçar, Denizli’deydi..
Henüz 12-13 yaşlarındaydı
Merkez Efendi Kur’an Kursu’nda öğrenciydi

İhtilal olduğu gün askerler kursu mühürlediler
15 gün sonra tekrar açıldı. Öğrenciler geri çağrıldı..

“Bir sabah tanklar geçti. Ne olduğunu bilemedik.
İhtilal oldu dediler. Gelip kursu mühürlediler.
Bizleri köylerimize gönderdiler” diye anlatıyor o günleri..

CHP İl Başkanı Zafer Gönenç’in 12 Eylül sendromu,
aslında ODTÜ kimliğine dayanıyor.
ODTÜ öğrencisiydi. Ama 12 Eylül sabahı Denizli’deydi.
ODTÜ’lülere karşı, inanılmaz sert müdahaleler,
işkenceler, 90 günü bulan gözaltılar nedeniyle Ankara’ya on gün sonra gitti. Aylarca kampustan dışarı çıkamadı. Çünkü polis kontrolünde gözaltına alınması için tek yeterli neden ODTÜ kimliğiydi. “Arkadaşlarım, can ciğer dostlarım, sorgulandılar, işkence gördüler, cezaevlerinde yattılar” diye bahsediyor o günlerden.

MHP İl Başkanı Zafer Kaplan, Denizli’deydi.
Denizli Lisesi’nin mecburi öğrencisiydi.
“79’da mezun olmam gerekirken edebiyat dersinden siyasi görüşüm nedeniyle bütünlemeye kalmıştım. Evdeydim, günlerce sokağa çıkamadık. Daha sonra ülkücü arkadaşlarımın bir kısmının gözaltına alındığı haberini aldım” sözleriyle anlatıyor darbeyi..

Ben henüz 3 yaşındaydım…
3 yaşındaki bir çocuk neyi hatırlar diye merak mı ediyorsunuz?

Babam polis memuruydu!
Öğleyin yemeğe gelirdi!
Elinde makineli bir tüfekle!

Yüzbinlerce gözaltı ve işkence, binlerce tutuklama, sorgular, yargılamalar, idam cezaları, gözaltında ve işkence masalarında can verenler, yüzlerce kayıp!

“Ortalık kan gölüne dönmüştü” diyor ihtilalciler!
Kimine göre bu gölü denize çevirendiler!

Ve 29 yıl sonraki açılım sıkıntısı…

Acaba Diyarbakır Cezaevi’nde
daha önce hiç mevzusu açılmazken etnik ayrımın,
etnik kimlikleri yüzünden işkence görenler,
onların aileleri, eşleri ve dostları olmasaydı,
sizce PKK bu kadar yandaş bulabilir miydi?

Biz bugün açılımı konuşuyor olur muyduk?

Sedat KURT
sedatkurt@denizlihaber.com

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı