REKLAMI GEÇ

EKİZLERE TAKKE(!)

25 Mayıs 2009 Pazartesi

CHP’de son dönemlerde olup bitenler köşe yazarları için bulunmaz hint kumaşı. Denizli’de herkes il yönetimi içinde olup bitenleri konuşuyor.


İstifalar, mektuplar, raporlar, şunlar, bunlar…


İl Başkanı Ali Kavak, yönetimde deyim yerindeyse kellesini aldığı ve yine tabiri caiz ise kanlısı Ahmet Divarcı ya da Nevzat Deniz’den bahsetmeyeceğim.


Milletvekili Ali Rıza Ertemur ve Hüsamettin Ataman da, tıpkı Adnan Keskin gibi bugün gündemime almak istediklerim arasında değiller.


Bugün yazımın gündemini CHP’nin yan yana, iç içe geçmiş, uzaktan bakıldığında pek ayrıştırılamayacak iki ayrı yüzünü, iki farklı profilini konu etmek istiyorum.


Bunu anlatırken de parti içindeki iki kardeşin ortaya koyduğu iki farklı profille aslında CHP’yi nasıl temsil ettiklerini örneklendirmeyi uygun gördüm.


Biri Ahmet Ekiz… Hızlı, idealist, tutkulu bir CHP’li. Kardeşi Serdar Ekiz’e oranla daha bir duygusal. Kemalist çizgileriyle girdiği bir sosyal ortamda rengini hemen belli eden, tavırları, tepkileri, duruşları aslında kolayca anlaşılır, yalın, sade, yürekli bir partili. Hatta bir rivayete göre iş hanından komşusu Hüsamettin Ataman’ın belediye başkan adayı gösterilmesinde rol oynayacak kadar etkin, Ataman’a adaylığı sürecinde yaptıkları ya da yapamadıkları nedeniyle gönül koyacak kadar duygusal, buna rağmen seçimde canla başla çalışacak kadar partili bir isim Ahmet Ekiz.


Onun için stratejiler, ikincil ilişkiler, katmanlar arası hassas diyaloglar, planlar, ince hesaplar, dengelerden daha ziyade önce yürek gelir, emek gelir, cesaret gelir. Aslında bu yönüyle Ahmet Ekiz, CHP’nin iki ayrı taban profilinden birinin takkesini başına geçirmiş durumda. CHP’nin ideolojik yapısı için son derece gerekli bir kitlenin prototipidir Ahmet Ekiz.


Ahmet Ekiz’lerin çokluğu, CHP’yi kitlesel olarak sürekli yukarılarda tutar. CHP taban profiline, aslında ülkeleri için sevdalı insanlar tanımının yakıştırılması konusunda önemli bir misyonları vardır.


Gelelim bir başka takkenin sahibi Serdar Ekiz’e. Serdar Ekiz, kardeşine oranla daha sayısalcı, kitlesel hareketlerde önemli roller oynayabilecek, genç yaşına rağmen iyi bir mesleki kariyeri ve yalnızca iş hayatında değil siyasette de meziyetlerini sergileyerek il yöneticisi olarak görev yapabilecek bir karaktere sahip.


Ekiz, kuşandığı bir takım sorumlulukların ve toplumsal kimliklerin neticesinde duygusallığı yalnızca içinde barındıran ama dışarıya pek yansıtmayan, daha realist, köklü değişimler karşısında daha uyumlu, hesabını kitabını bilen ve bunların ışığında kendi karizmasını yaratabilen bir prototip.


Bir sava göre CHP’de yaşanan son istifa depremi ve yönetimin düşürülmesi konusunda, zekası, yol bilirliği ile önemli bir rol oynayan Ekiz, gençlik kolları başkanlığı, il saymanlığı gibi iki kariyer yükleyip otobiyografisine, sonunda tarihsel bir hareketin önemli ismi olarak adını yazdırdı CHP Denizli tarihçesine.


 


Ahmet Ekiz, elektrik mühendisi…


Elektriksiz yürümez çünkü CHP hareketi, tabandan her zaman bir elektrik almak zorunda ki dinamikler harekete geçsin.


Ancak elektriği, nükleer enerjiye çevirecek dinamikler de gerekli CHP’ye. Serdar Ekiz de Nükleer Enerji mühendisi…


Bir halk oyunu gösterisinin iki ayrı bölümünde sahneye çıkan dansçılar gibi bu iki kardeş aynı zamanda. Ahmet Ekiz gibi Tavas Zeybeği ile dizlerini yere vururken nasıl bir ambiyans yaratan kahramanlar varsa sahnede, Serdar Ekiz gibi takip ışığı altında vals yapan beyefendiler de sahne alıyor.


Ve bence CHP Denizli, şimdilerde, bu iki prototipi harmanlayarak, beklentileri karşılayabilecek, ortaya süper bir gösteri koyabilecek sahne yönetmenine ihtiyaç duyuyor…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı