REKLAMI GEÇ

GAZETECİ NASIL SATIN ALINIR?

28 Mayıs 2015 Perşembe

Bunu bilmek, öğrenmek mi istiyorsun?
Çok mu merak ediyorsun!..

20 yıllık tecrübemle yazıyorum bu yazıyı…

Bunca yıllık tecrübem nedeniyle yazacaklarımı merak ediyorsan, oku ama lütfen gözünle… Keza gözü yerine bir başka organını kullanacaklar için, bu yazının kalıcı hazım sorunlarına yol açabileceği yasal uyarısını yaparak başlıyorum yazıma…

**

Küçükken ya polis olmak istiyordum ya gazeteci…

Gençlik yıllarımdaki düşüncem, yapım ve çok tabii ki dünya görüşüm beni gazeteciliğe itti..

Alaylı başladım 95’te gazeteciliğe…

Lise mezunuydum, üniversiteye gitmek yerine bulduğu ilk fırsatta kapağı atıp bir gazeteye, çocukluk hayalime yürüdüm…

Ama lise mezunu demesinler diye açık öğretim fakültesi aracılığıyla ‘Kamu Yönetimi’ okudum, diplomamı alıp bir köşeye koydum. Özgeçmişimde “Öğrenim Durumu” bölümünde “Lisans/Üniversite mezunu” yazar bu nedenle…

Ama bana sorarsanız hala lise mezunuyum…

4 yerel kurum, bunlara sonradan ilave ettiğim ve uzun yıllar yürüttüğüm NTV, Cumhuriyet Gazetesi Denizli muhabirliğinin-ki hala Cumhuriyet’teki görevimi sürdürüyorum- yanı sıra 2002’den bu yana kendi işimin patronuyum Denizli’de…

Denizlihaber.com’u kurduk…

Denizli’nin ender tematik yayınlarından biri olan Ekonomi D Gazetesi’ni çıkardık yıllarca…

Türkiye’nin ilk stat gazetesi olan Stadyum Gazetesi’ni yaptık arkadaşlarımla tam 6 sezon…

İçlerinden bir Denizlihaber.com kalıcı oldu benim için…

**

98’den beri bir tarafta sakladığımız düğün takılarımızı satıp üzerine 3 bin lira kredi çekerek 2002 son baharında bir galericiden Hyundai marka tek kapılı bir otomobil aldık…

Dediler ki o zamanlar DETKİB Başkanı olan Hyundai Denizli Yetkili Satıcısı Nihat Zeybekci alıverdi otomobili…

Kredi taksiti ve eldeki imkanları hesapladığımızda, araca kasko yaptıramayacağımızı anladık. Dedik ki kredi taksiti bitsin kaskosunu öyle yaptıralım…

Kredi taksiti bitti, 3 gün sonra İzmir’de kaza yaptım…

500 liralık kasko tasarrufunun bana faturası 7 bin lira oldu…

Tam da o vakitlerde yereldeki gazetecilik çalışmalarımın yanı sıra Almanya’da yaşayan dayımın kurduğu bir şirketin Türkiye’deki çalışmalarını üstlendim.

Şirket tele-marketing, sayısal yayıncılık ve IVR sistemi üzerinden TV odaklı çalışmalar yaptığından yani kısacası medya şirketi olduğundan yaptığım mesleğe uzak değildi… Çok büyük çalışmalara imza attı. Türkiye çapında ticari hacmi olduğu için büyük cirolar yakaladı.

Bu nedenle Denizli merkezde kurduğumuz bu şirket, yanılmıyorsam 2008’de Denizli’nin Kurumlar Vergisi sıralamasında 42.liğe yükseldi…

Şirketin ismini başta Pamukkale Vergi Dairesi’nin neredeyse tüm personeli olmak üzere bilenler bilir; Alo Medya Pazarlama…

(Ne tuhaftır yıllar sonra bir seçim arifesinde birileri gazete ve internet haberciliğine soyundu ve çok enteresan bir şekilde Denizli’de unvan olarak alınabilecek son ismi bulup Alo Medya diye bir şirket kurarak yayıncılık yaptı!..Geçtiğimiz seneden bahsediyorum…)

Neyse dönelim kaldığımız yere;

Eh!. elim biraz para görünce 2008’in sonunda bitim kanlanıverdi, kredi çekip ev sahibi olayım istedim…

Bu süreçte gazetecilik hırsım ve inadım nedeniyle o şirketin hesabından, çıkardığımız gazeteler için epeyce bir para da kullandım…

Baskı ücreti zamanı geldi, yatır…
Maaşlar gecikti, biraz daha çek…
Makine bozuldu yenisi için finanse et derken dayıma borçlandıkça borçlandım…

Bu kısımlarını özellikle “Nasıl olur da Sedat bunca personel savurganlığı, bunca zorluğa rağmen yayıncılık hayatını bu kadar sürdürebildi?” diye merak edenler için yazıyorum…

2009’un Mart’ında dayımın şirketinin ipini bir gecede çektiler… Taraf olmayanı bertaraf ettikleri için dayım battı, Denizli’deki şirketin tüm borçlarını, dayıma olan borçlarım nedeniyle üstlendim…

Öte taraftan gazetecilik aşkım sürekli devam etti…

Denizlihaber.com’a geçtiğimiz yıllarda Denizlisporhaber.com’u, birkaç ay önce de henüz hazırlık aşaması tamamlanmayan Denizlihaber.tv’yi ekledik arkadaşlarımızla…

Amacım,gerçekten gazetecilik yapmaktı…

Onlarca gazeteci arkadaşımla birlikte çalışma imkanı buldum geçen 13 yıl boyunca bu hırsım ve iddiam yüzünden..

‘Az olsun benim olsun’a meyletmedim…

Kazandığımı pay ettim, ki kazanmadığımı da pay ettim, kalanıyla ayakta durmaya çalıştım…

Bazen çok yedim savurdum, kimi zaman çay ocağından dolmuş parası için borç alıp evime öyle gittim…

Reklam müşterilerim tehdit edildi, abonelerim zorla iptal ettirildi. Aynı çatı altında olduğum arkadaşlarım yüksek maaşlar ve vaatlerle kandırılmaya çalışıldı..

Kimi hukuk yolunu deneyip, oradan alt etmeye çalıştı…

Ben habercilik yapmaya çalıştıkça CHP’li oldum,
Yetmedi komünist oldum,
Kimi MHP’liliği yakıştırdı kendince, kimi başka bir kimliğe bürümeye gayret gösterdi…

Ama ben olmak istediğim tek ‘ci’ yani gazeteci olmaya embesil bir içgüdüyle inat ettim…
Pes etmeyecek, yorulmayacak, yenilmeyecektim…

Tabi öyle olmadı..
Pes etmedim, yorulmadım ama üstün ticari zekam(!) sonucu genel itibariyle mütemadiyen yenildim…

2009’daki ekonomik hezimet; 2008’de krediyle aldığımız evin-kredi taksitlerini ödeyemeyecek duruma geldiğimizden-2010 ocağında zorunlu satışıyla, ailem için dramatik bir hale geldi…

Evi satmak zorundaydık çünkü yüz binlerce liralık borç yüzünden sinirlerim gerilmiş bel fıtığından kıpırdayamaz bir şekilde yataklara düşmüşken, icra memurları filan çalmaya başlamıştı kapılarımızı…

Can havliyle taahhüt imzalayıp ötelemeye çalıştım…

Çektiğim krediler ve kredi kartları borcum yüzünden verdiğim iki taahhüdü de yerine getiremediğimden, hala inatla sürdürdüğüm gazeteciliğimi yürütmeye gayret gösterdiğim işyerimin önünde günlerce infaz polisleri bekledi…

Amaçları taahhüdü ihlalden kesinleşmiş 3’erden 6 ay hapis cezamı çekmem için koluma kelepçe takıp beni adalete teslim etmekti…

Polisten kaçarak geçirdiğim saçma sapan günlerin sonunda imdadıma iki gazeteci büyüğüm bir avukat ağabeyim yetişti…

Yatırmam gereken az bir kısmını gazeteci büyüklerimden, geri kalanını avukat ağabeyimden buldum…

Ve o avukat naptı biliyor musunuz? Beni cezaevine düşmekten kurtarmak için, arkadaşlarından, eşinden dostundan borç bulup, son saniyede yetişti imdadıma…

Hali vakti çok yerinde olmamasına rağmen, borcumu ödeyebilmek için 1 yıl filan süründürdüm adamı…

Bu arada yalnız ben ve aileme mi oldu olan?
Şirkette göstermelik ortaklar babamın, annemin, kardeşimin de canına ot tıkadım…

Adamcağızın emekli maaşına haciz kondu mesela aylarca…

Haraç mezat satışlar, zor geçen yıllar yani…

Oncuların, buncuların, şuncuların arkamda olduğunu iddia eden arkadaşların yanıldığını büyük bedeller ödeyerek ispat edebildiğim yıllar..

Gelelim an itibarine…

An itibariyle Alo Medya’dan ve şahıs işletmemden dolayı devlete olan borçlarımın taksitlerini ödüyorum hala…

An itibariyle yine büyük bölümünü kredi çekerek satın aldığımız yeni bir otomobilimiz var artık… Ama bu kez şirketimizin üzerine…

An itibariyle Şu Zeybekci’den aldığım rivayet edile otomobilimi 12 yıl sonra elimde patlamadan çıkarabilmenin huzurunu, ona çok alışmışlıktan kaynaklanan ayrılığın hüznünü yaşıyorum..

Ve hala aynı savurganlıkla sahip çıkmaya çalışıyorum mesleğime…

An itibariyle Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nce Türkiye’nin en iyi yerel internet haber sitesi ödülünü Denizli’ye kazandırmanın gururunu yaşıyorum …

An itibariyle Denizli’nin en iyi habercileri arasındaki meslektaşlarım, en sağlam kalemlere sahip köşe yazarları, çözüm ortakları, özgün içerik üreticisi usta isimlerle bir çatı altında yaşayabilmenin paha biçilmez mutluluğuyla motive oluyorum…

An itibariyle, geçmişteki tüm kötü, kara ve zor şeylerin üzerine bir çizgi çekmek için annemin patronluğunda 2013 yılı Aralık’ında kurdumuz yeni şirketin devlete tek kuruş vergi ve SGK borcunun olmadığını bilmenin inanılmaz huzuruyla çalışıyorum…

An itibariyle Denizli il sınırları içinde yaşayan her altı insandan birinin gücünü hissediyorum… (Google Analiytics verilerine göre Denizli’de yaşayan her 6 insandan biri Denizlihaber.com’u takip ediyor)

An itibariyle okurlarımızın siyasi dağılımına bakıldığında Denizli’yi kucaklayabilmenin güveniyle yürüyorum…(Denizlihaber.com okurlarının siyasi tercihleri, yüzde 40’lar düzeyinde AK Parti, yüzde 30’lar düzeyinde CHP, yüzde 20’ler düzeyinde MHP yönünde)

Ve an itibariyle böylesine zor şartlardan bu denli büyük bir okur desteğini arkasına alarak çıkmayı başaran Denizlihaber.com’un, büyüme ivmesini inatla farklı yorumlayanların yakıştırdığı AK Partici kimliğimle zaman geçiriyorum…

Böylesine çok şey değişirken hayatımda, büyük bir istikrarla değişmeyen gerzekçe yakıştırmalarına bozulacağımı sananların zavallı suratlarına ve kendi paradokslarına bakarak huzur içinde…

AK Partici’yken ben, hakkında olumsuz haber yaptığımız üst düzey bir kamu görevlisi, kalabalık bir ortamda yalanlamaya çalışırken örneğin “satılmış” diyebiliyor bana…

Bir gazeteci büyüğüm (Yanlış anlaşılmasın yaş itibariyle büyük) “Senin kimlerden ne kadar para aldığını çok iyi biliyorum. Yiyemezsin beni” sözleriyle başlayıp konuşmasına “Namussuz” diyebiliyor mesela açık açık, hiç vicdanı sızlamadan, öyle büyük bir rahatlıkla…

Sözde onca yıllık arkadaşım “Devir senin devrin, aranız gayet iyi, yürü be koçum” sözleriyle sıvazlayabiliyor sırtımı..

Onca yıldır tanıdığım bir öğretmen şundan para aldılar da bu haberi yaptılar diye yorum yapabiliyor mesela bir haberimizin altına…

Oysa ki 20 yıldır, beceriksiz, kabiliyetsiz, ahmak, geri zekalı, savurgan, aptal desinler de namussuz, ahlaksız, satılmış gazeteci demesinler diye uğraşırken, bunca şeyi göze almışken, onca bedeller ödemişken bir de…

Çevremde “Kendini nasıl satıyorsun?” diye sorabileceğim bir meslektaşım yok ne yazık ki…

Bu nedenle aranızda varsa daha önce gazeteci satın almış, özelden bana yazsın, arasın yüz yüze konuşalım da “Bir gazeteci nasıl satın alınır?” öğreneyim bari!..

Yahu beleşe satmayalım en azından kendimizi…

Eh!.. 20 yıllık deneyim, bunca ödün, emek, zahmet heba olmasın di mi yani!..

SON SÖZ:
Bir gün herkesin gerçekten bir gazeteciye ve gazeteye ihtiyacı olur… O yüzden buradayız…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Alaiddin Kölgesiz   -  Bağlantı 28 Mayıs 2015, 23:20

Sedat gönlünü ferah tut, herkes seni tanıyor, sen gene gazetecilik yapmaya devam et kardeşim. …

ibrahim   -  Bağlantı 28 Mayıs 2015, 22:49

işte bunun için biz de denizlihaber’i takip ediyoruz, her görüşü beni bağlamaz ama gerçekten iyi yönetilen kaliteli bir haber sitesi, başarısı ortada tebrik ederim, inşallah emeğinizin karşılığını alırsınız.

barış   -  Bağlantı 28 Mayıs 2015, 20:17

Senelerdir seni Tanıyan seninle çalışmış ve hatta habercilik yapmış biri olarak. Bundan 20 yıl sonradan hala habercilik yapıyor olacaksın o sözleri söyleyenler artık itibarları nereye götürürse orada olacaklar dostum. Başarıların daimi olsun.

Mehmet Tozlutepe   -  Bağlantı 28 Mayıs 2015, 16:41

Cuk… KAPAK

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı