REKLAMI GEÇ

KARAMANIN KOYUNU…

26 Ocak 2011 Çarşamba

Sonra çıkar oyunu…

Çıktı da..

Oyun bozuldu!..
İddia ortaya atıldı!..
Hatta belgelendi!..

Köşeye sıkışan Polis naptı?

İtiraf etti!

**

Peki Karamanın koyunu neydi?

Kara Pilot Teğmen
Mehmet Ali Çelebi’yi
Ergenekon sanığı diye
göz altına aldılar!..

Delil diye cep telefonunun rehberindeki kayıtları sundular!

Rehberde Hizb-ut Tahrir üyelerinin nuramaları var dediler!

**

Peki polis neyi itiraf etti?

Rehbere o numaralar
yanlışlıkla
polis merkezinde eklenmiş…

Kazara olmuş!
Pardonmuş!

Yetmemiş
numaralar da
“Eşim”
ve “Kaynanam”
diye kaydedilmiş!.

Yanlışlığın böylesi!
Kötü kader!

Adamlar 1 değil 2 hiç değil,
3, 4, 5… 10… 50… 100 değil,
tam 139 telefon kaydı girmiş emniyette!

Ama dikkatinizi çekerim;
yanlışlıkla!..

**

Bu arada Teğmen Çelebi neden yargılanıyor biliyor musunuz?

Silahlı terör örgütünü yönetmek,
hukuka aykırı olarak
kişisel verileri kaydetmek…

Peki ne istiyorlar biliyor musunuz?
Müebbet!..

Eeee maksat muhabbet!..

**

Gelelim geçen hafta sonu gerçekleştirilen Kılıçdarloğlu ziyaretine…

Cumartesi,
bir öncekine göre
kendinden daha emin,
ayakları daha bir sağlam
yere basan,

ettiği lafı iyi tartan
ve hatta bazen gediğine oturtan
bir Kılıçdaroğlu gördüm…

Bir yanında
varoşun kralı
Gürsel Tekin,

diğer yanında,
aristokrat Umut Oran…

Daha organize, daha kurumsal bir CHP genel merkezi!…

**
Peki ya örgüt!..

Organize Sanayi
Bölge Müdürlüğü’nde
sanayici toplantısı var…

Salonu örgüt üyeleri basmış ses çıkaran yok!…

**

Deda Düğün Salonu’nda
tarım kesimiyle toplantı var…

Salonu örgüt üyeleri basmış,
sanırsın örgüt toplantısı…

**

Denizli Ticaret Odası
Toplantı Salonu’nda
tüccar toplantısı var…

Bilin bakalım nolmuş?

**

Esnaf Sarayı’nda
esnafla toplantı var…

Yine CHP’liler aynını yapmış!

**

Otelde ertesi sabah
STK ve yerel medya ile
kahvaltılı toplantı var…

80 sandalyenin yarısı
STK ve meslek odası başkanları
diğer yarısı örgüt üyeleri
tarafından doldurulmuş durumda…

Yerel medya temsilcileri nerede peki?

Kapı dışında!..

**

Muhtemelen bu durumdan
herkes belli ölçüde sorumludur!

Daha önce programda “yerel medya temsilcisleri kahvaltıya çağırıla” diyen parti genel merkezi…

Tek tek yerel medya sahiplerini arayıp, nezaketen orda olmaları davetini kendi ağzından ileten il başkan vekili…

Sabahın 8’inde kalkıp
9’unda otelde olan yerel medya temsilcileri…

Gazetecilerle burun buruna gelen basın danışmanları…
Durumu idare edemeyen il ve merkez ilçe yöneticileri…

Hepsi ama hepsi…

**

Biri hariç!..

O’nun şu ana kadar hiç ama hiç suçu ve surumluluğu olmadı…

**

2007’de tepesine
kontienjan atarlarken,

2009’da belediye başkan
adayı belirlenirken,

daha sonra yaşanan
il yönetimi krizinde,

hatta ardından yapılan atama
ve kongre süreçlerinde,

Aşağışamlıları Denizli
mahallelerine serpiştirirlerken,

değişen CHP’de
değişimin karşısında
açık açık saf belirlerken,

Denizli PM dışında bırakılırken,

Kılıçdaroğlu ziyaretinde,
önce sanayiciler,
ardından tarım kesimi
ve sonrasında tüccarlar
ve en nihayetinde esnaf,
son olarak da STK
ve meslek odaları temsilcileri
yerine CHP’lilerle
salonları doldurma girişimleri,
sonrasında oluşan
nahoş durumlarda da
hiç ama hiç suçu
sorumluluğu olmadığı gibi…

**

Bana bir gün sordu kendi;
“senin benle ne alıp
veremediğin var? diye,

Hem de birebir kendini eleştirdiğim yazılardan biri yerine, kralcılarına yönelik bir eleştrimi üzerine alınarak…

İyi okuyun dedim… Onu derken de yalnızca yazımdan bahsetmemiştim…

**

Ve günün ilk sözü, herşeyi çok iyi bildiğini sananlara gelsin…

Öyle Horozlar vardır ki,
öttükleri için
güneşin doğduğunu sanırlar.
Granville

**

Ve günün ikinci sözü,
maceraperestlikten
mazeretperestliğe
yüz tutmuşlara gelsin…

Bu da bir Çin atasözü;
Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir….

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı