REKLAMI GEÇ

AK PARTİ’DE SEÇİM BAŞARISIZLIĞININ NEDENİ BELEDİYELER Mİ?

30 Eylül 2015 Çarşamba

7 Haziran seçimlerinde, Denizli’de bir milletvekili kaybeden Ak Parti bu güne kadar sonucu sorgulamış gibi görünmüyor. Onların bu işi yapacağı yok bari biz kalem sallayalım…

**

Malum sıralama değişmemişti. Zeybekci, Yüksel, Uçar ve Dalbudak bir kayıp yaşamadan yollarına devam edeceklerini öngörmüş olabilirler.
Ne var ki; 8 Haziran sabahı Nurcan Dalbudak vekillikten azat oldu. Kendisinin hiç mi suçu yok? Görevine devam etmiyor ise bir şeyleri eksik yapmıştır mutlaka. Durumu sadece ‘genel siyasi konjönktüre’ bağlamak kolaycılık olur.

Bu kentin bir yaşayanı olarak hanımefendinin memlekete bir faydası olduğunu düşünmeyenlerdenim. Varlığı ile yokluğu arasında bir fark yok. Tek hatırladığım türban takma kararı. Siyasi bir karakter olarak silik ve yalnız olarak hatırlıyorum. Belki haksızlık ediyorum bilmem ama bu kentin insanının da onun hakkında farklı düşündüğüne tanık olmadım.

Kendi oyu ile milletvekili olan biri değil, Ak Parti’nin oyu ile milletvekili seçilen şanslı azınlıktan bir kişi. Kısa bir kesit izledik, bitti… Faktörlerden biri kendisidir.

**

İkinci olarak sonucu etkileyen bakan Nihat Zeybekci bence… Her ne kadar her fırsatta ‘Biz verdiğimiz sözleri unutanlardan değiliz’ dese bile verdiği pek çok sözü unuttuğunu ya da yapmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Teşkilatta ‘tek adam’ olma isteği, ortak akıldan kendisini uzaklaştırdıkça şimdilik yükselme cesareti bulamayan seslerin varlığını da artırıyor.

Her konuda uhdesinin olması artık herkesi sıktı. Denizlispor’dan aday belirlemeye kadar uzanan geniş bir yelpazede herkesin onun ağzına baktığını düşünerek hata yapıyor. Bence çokları rahatsız. Her duruma müdahil olması sıkıcı olmaya başladı bile…

Seveni çoktur yadsınamaz. Ama sevmeyeni de azımsanmayacak kadar çok. Bunu göremiyor. Olumsuz her durumda faturanın ona kesildiğini şimdilik görmüyor. Tüm 13 yıllık süreç boyunca çok adam harcandı. Hemen hepsinin hesabı Zeybekci ile…

Seçim öncesinde ortaya attığı 250 liraya konut projesi tam bir oy avcılığıydı. Kısmen başarılı oldu. Başvurular kendisini memnun etmiştir. Ama oy avcılığı olduğundan herkes emin… ‘Bir ihtimal’ diye düşünenlerin hayal kırıklıklarını şimdi rahatlıkla görebiliyoruz.

İşi TOKİ’nin değil de kendisinin kefaletinde belediyelerin yapacağını yaydıktan sonra, TOKİ’ye havale ediyor olması da öfkeyi artırıyor.

Üstelik bu projeyi halkla paylaşırken kısa süre sonra seçimin yineleneceği aklının ucundan bile geçmemiştir kuşkusuz. Kendi planının altında ezilebilir. Çünkü aynı vaat iki kez tutmayacaktır. Kaldı ki bunu olgunlaştırıp zenginleştirse bile ‘inandırıcı’ bir tarafı kalmadı.

Benimle birlikte çok fazla Ak Partili de bu konut vaadinden rahatsızdı. Rahatsızlıkları artarak sürüyor.

**

Başarısızlığın etkenlerinden biri olarak Seçim Koordinasyon Merkezi de söylenebilir. Bu güne kadar çok çok başarılı kampanyalar yürütmüş hatta seçim kampanyalarının sonsuza dek seyrini değiştirmiş bir partiden hiç beklenmeyen bir kampanya gelmesi doğrusu herkesi şaşırttı.

Hasan Erhan Çalışkan önderliğindeki bu merkezin ‘hınzırca’ çalışmaları da bir işe yaramadı. Daha önceki kampanyalarda emeği olanlar muhtemelen öfke ile süreci takip etmiştir.

Çokları daha kampanyanın başlarında başarısızlıkla sonuçlanacağını kestirebiliyordu. Bırakın başarıyı, mevcudu koruyamadılar. Üstelik en yüksek bütçe ve kaynağa sahip olmalarına karşın.

**

Gelelim yazının başlığına…
Ak Parti’de genel seçim sonuçlarının en büyük etkilisi bence belediyelerdi. Seçimdeki başarısızlık yerel yönetimdeki başarısızlıklarla doğru orantılı diye düşünüyorum.

Belediye başkanlarının önünde çıtayı çok çok yükseltmiş bir ‘Belediye Başkanı Nihat Zeybekci’ vardı. Onun başkanlığı döneminde Denizli alışık olmadığı üslup ve atak görmüştü. Yaptıklarını her gün kullanan, gören vatandaşa ondan daha fazlasını üretme ‘zorunluluğu’ ile çıkmak zaruretindeydiler.

Oysa ki bu kez belediyeleri içeren yasal düzenlemeler gelmiş, merkez iki belediyeye dönüşmüştü. Öve öve bitiremedikleri ‘büyükşehir yasası’nın beraberinde getireceğini vaat ettikleri büyük refah vatandaşa yansıtılamadı.

Zeybekci’nin izinden giden Başkan Osman Zolan muhtemelen yapacak pek bir şey kalmadığından biraz gölgede kaldı. Seçmenin dağınık olduğu ilçelerde, yatırım zorunlulukları bulunduğundan olsa gerek enerjisinin önemli bir kısmını oraya harcadı.

Ne var ki merkezde de yapılması gerekenler vardı. Altı köprülü kavşak yapmış Nihat Zeybekci’den sonra Esma Hatun Camii’nin bulunduğu alanda plastik dubalarla işaretlenmiş ‘kavşak’ projesi gibi başarısız uygulamalar olumsuz yanıt aldı.

Açıkçası oradan geçerken ‘küfür’ etmeyen sürücüye daha rastlamadım. Eski halini daha da kötüleştirmenin dışında bir getirisi olduğunu sanmıyorum.

Kaldırıma park edenler için ‘araçlarının camlarını kırın’ diye talimat verebilen bir başkandan, daraltılmış ve ücretlendirilmiş sokaklara, buna karşın bitirilemeyen trafik keşmekeşine insanların söyleyeceği sözlerinin olması normaldir.

Kuşku yok ki pozitif kişiliği, sosyal belediyecilik olgusu ile Zolan’ın çok çok artıları var ama vatandaş acımasızdır. Bir kez çıtayı yükselttiniz mi beklenti de aynı oranda yükselerek artar. Buna yanıt verebildi mi büyükşehir belediyesi… Takdiri kendilerine bırakıyorum.

Merkez belediyelerine gelince… Pamukkale Belediyesi’ni de Merkezefendi Belediyesi’ni de kesinlikle başarılı bulmuyorum.
Tabii ki zaman tanımak lazım. Nihayetinde iki yeni belediye. Vatandaşın da başarılı bulduğuna inanmıyorum. Her iki merkezde yeniden seçim olsa bence iki başkan da seçimi kaybeder.

Dışarıdan baktığımda her iki belediye de çoktan bağımsızlıklarını ilan etmiş gibi duruyor. Üstelik birbirileri ile garip bir yarışın içine girmiş durumdalar. Daha acayip olanı ise belediye içindeki birimler de birbirileri ile yarış halindeler.
Her iki belediye de alışık olduğumuzun aksine partiden farklı davranıyor.

Zolan, Gürlesin ve Subaşıoğlu kaybedilen o tek milletvekilinin öncelikli sorumlularından ilan edilirse şaşırmam.

**

Şimdi Yüksel ve Uçar listede yok. Tin faktörü bir artı getirecektir. Eminim iyi de vekillik yapar. Ama ‘gökten inen aday’lardan sıkıldı bu kent. İki ve dört olumlu yanıt almıyor. Memlekette gün geçirmeyen fakat seçim dönemi çıkıp gelenlerin bilinirlikleri Fikret Serçe’nin yarısı bile değil.

Bu seçimde tek bir oy artıları olmaz bence. Ak Parti’nin kendi oyu ile vekil seçilirse olur, kişisel katkı beklemiyorum. Görünen o ki bu seçimin oy yükü Şahin Tin’in üzerine yıkılmış durumda.

Bir tek onun göstereceği performansa bağlı olmak, alışageldiğimiz Ak Parti alışkanlıklarından değil. Her zaman ikincil üçüncül planları olan siyasi anlayışın kendi kendisini köşeye sıkıştırması garip…

Sadece şanslılar… Denizli’de vekil sayılarında değişiklik olması için ciddi blokların yer değiştirmesi gerekiyor. Oy sayılarında bir değişiklik olabilir ama sonuçta değişiklik görünmüyor. Ama durum ‘bıçak sırtı’ olsaydı kaybedenin kim olacağını hesaplamak zor olmazdı.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

can cemoğlu   -  Bağlantı 30 Eylül 2015, 20:49

valla şehirde böle gerçekleri söyleyebilen bir gazetecininolması güzel

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı