REKLAMI GEÇ

ZEYBEKCİ NEFRETİ!

26 Mart 2016 Cumartesi

Şunu kabul etmek lazım gelir ki bu nefret her zaman vardı… İşadamı kimliğini bir kenara bırakıp siyasete soyunduğu andan itibaren tırmanarak bu nefretin arttığını söyleyebilirim.

Kuşku yok ki günümüz siyasetinde, kutuplaşma kültürünün bir getirisi olarak karşılıklı nefret hissi ve söylemleri yaygınlıkta, üstelik kimse bunu yadırgamıyor… Ne var ki benim bahsini ettiğim Nihat Zeybekci nefreti diğer siyasi görüşlerinki değil, aksine kendi partisi olan Ak Parti içindeki nefret.

**

Böyle alfa karakterli insanların sevenleri olduğu kadar nefret edeni de vardır. Bu normal bir durum. Bir misyonun parçası değil öncüsü olmayı arzulayan, büyük değişimleri korkusuzca uygulayan, düşüncesine ortak olmayan insanları gerektiğinde ezip geçen bir siyasi karakter… Doğası ile ona karşı sürekli bir takım çevrelerin mücadele halinde olması da olağan…

Ama son süreçte yaşananlar, benim gibi çok ağır itham ve eleştirilerde bulunmuş birinin bile isyanına neden olacak cinsten…

Şunu kabul etmeli herkes; Nihat Zeybekci’yi sevmiyor olmak, varlığını, hizmetlerini, vizyonunu inkar etmek anlamı taşımamalı…

***

Bugün ‘bakanlık’ üzerinden yürüyen kavga tam da bu tahammülsüzlük, kıskançlık ve ikiyüzlülüğün dışa vurmuş halinden başka şey değil…

Tek başına ağır bir figür olması nedeniyle her dönemde bir takım çevreler onunla mücadele edecek bir karakter yaratmaya çalıştılar. Çünkü tek başlarına Nihat Zeybekci’yi devirecek gücü kendilerinde görmedikleri gibi, karşısına çıkacak cesareti de bulamadılar…

Zaman zaman hayali, zaman zaman gerçek kişilerle Zeybekci ağırlığını etkisizleştirmek, toplumun gözünde itibarsızlaştırmak, ağırlığını azaltmak gibi girişimler kısa siyasi geçmişinde sıklıkla oldu. Bunu çoğu zaman kendi partilileri, zaman zaman da rakip partiler yaptılar…

***

Belediye başkanlığı yarışında başlayan süreç siyasi rakiplerinin yeni yeni isimleri ortaya atmasıyla sürdü. Zeybekci’ye rakip olarak Adnan Keskin, Mustafa Kaynak, Ali İpek’ler konuşuldu, geçti gitti…

Kendi partisinde önce Şahin Tin ismi üzerinde mutabakat sağlanmış gibiydi…
Tin’in teşkilatın tek hakimi olduğu düşüncesi, Zeybekci’nin Ankara’dan torpilinin dışında bir varlığının olmadığı fikrinin ortaya atılması çok geç olmamıştı…
Sonuç alamadılar…

Bir dönem ona rakip olarak Bilal Uçar’ı öne sürdüler sonra… Bu karşılaştırmada da kaybedecekleri kısa süre sonra ortaya çıkmıştı…

***

Sonraki süreçte bu yarışa bence biraz da torpille bakan olan Selma Aliye Kavaf üzerinden devam etmeye çalıştılar.
Hem genel merkez düzeyinde hem yerel teşkilatta baskın olma, öne çıkma planı; içi doldurulmamış abartılı fikirler, skandal sözlerle gündeme gelmek, biraz da ulusal medyada hırpalanmış olmak durumlarının bileşkesi olarak baştan kaybedilmiş soğuk ve rahatsız edici bir savaş olarak kaldı akıllarda…
Bakan hanım milletvekili sıralamasında yer bulamazken, Nihat Zeybekci ilk sırada adını herkese okutmuş, patronun kim olduğunu tekrar tekrar gözlerine sokmuştu bana sorarsanız…

***

Tüm gücünü belediye başkanlığı makamından aldığını ileri sürenler de oldu. Belediye başkanlığını bıraktıktan sonra sıradan bir milletvekili düzeyine gerilediğini, artık teşkilattaki ağır abinin Osman Zolan olduğunu öne sürenler de çıkmıştı.

Bana sorarsanız gözlerindeki nefret ve hafızalarında yarattıkları figür, Zeybekci’yi gerçekten tanımalarına engel olmuştu o kadar…

Düz milletvekili olduğu dönemde artık misyonunu tamamladığını düşünenler de olmuştu. Belki bir sonraki dönem sıralamada yer bile bulamayacağını iddia edenler de…

Kabinedeki refizenin ardından Denizli’ye Ekonomi Bakanı olarak döndüğünde ise çoklarının hırs ve öfkelerinden gizli gizli ağladığını düşünüyorum…

Zeybekci’siz bir siyaseti, Zeybekci’siz bir Denizli’yi hayellerinde başka bahara bırakmışlardı sanki…

***

Nitekim Haziran seçimi sonrasında 4 milletvekili sayısı 3’e düştüğünde bunun baş sorumlusu olarak Nihat Zeybekci’yi işaret edenler de olmuştu.

Kasım ayına gelindiğinde listede Sema Ramazanoğlu ismini görenler “Zeybekci’nin hazırlamadığı bir liste’ olduğunu umarak siyasi hayatının sonlarına geldiğini düşünmüş de olabilir…

Hele ki kabinede en azından yeniden Ekonomi Bakanlığı beklenirken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Sema Ramazanoğlu’na verilmesi bazıları için baharı erken getirmişti sanki…

***

Denizli’nin bakanı kim? tartışmasına gelene kadar ne kadar çok savaşmıştı Zeybekci…

***

Gerek belediye başkanlığında, gerek milletvekilliği ve bakanlığında, gerekse Denizlispor konu olduğunda en çok eleştirenlerden biri benim…
Hatta bazen bu eleştrilerin dozunu çok fazla kaçırdığımı da düşünüyorum… Yazdıklarımın çoklarında haklı olduğuna hala inanıyorum ama haksızlık da etmişimdir mutlaka…

Fakat ‘sipariş edilmiş soru’ soracak ya da sorduracak kadar haksızlık ettiğime inanmıyorum…

***

Bakın hiçbir gazeteci bir başkana, bakana, valiye vesaire ‘bu kentin bakanı kim, valisi kim?” filan diye soru sormaz…

Siz hiçbir bakana bu güne kadar ‘Siz bakan mısınız?” diye gazeteciler tarafından soru yöneltildiğini duydunuz mu? Olur mu?

Bizde oldu ama… Bakan Ramazanoğlu’na gazeteciler ‘Denizli’nin bakanı kim?” diye sordu… Cevabı elbette basitti. Bu günkü kabinede bakan olarak görev alan kişi kimse o Denizli’nin bakanıydı… Sadece Denizli’nin değil, Türkiye’nin kalan 80 vilayetinin de bakanıydı. Neydi bu soruyu sormaktaki amaç?

Kompleks mi?

Ya da sordurmaktaki amaç?

***

Siz materyalistleri pek sevmezsiniz…
O soru öyle sorulmaz… “Denizlilinin gönlündeki bakan kim” diye neden sormadınız? Çünkü yanıtı Nihat Zeybekci’ydi değil mi?

Size doğrusunu söyleyeyim, adı skandallardan düşmeyen Denizlili bir bakanı kimse istemez… ‘Yanlış anlaşıldım’ diyerek sıyrılamazsınız…
Siz doğru, herkes yanlış öyle mi?

Açık söylüyorum, o elim olay Nihat Zeybekci’nin aile bakanlığında olsaydı o binayı başlarına yıkardı…

***

Zeybekci’ye karşı bu kin kokan anlımsız sidik yarışının gerçek kahramanlarına gelince… Onlar hiçbir zaman onun karşısına dikilecek kadar cesur olamadılar… Belki bu yüzdendir Zeybekci’nin onları adam yerine koyup yanında gezdirmemesi…

Evet Zeybekci bakan değildir ama bu memlekette iş yapacak şimdilik tek siyaset adamıdır… Tartışmaya da lüzum yoktur…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

ZEYBEKCİ DURAĞI   -  Bağlantı 28 Mart 2016, 17:28

Nasıl bir gizli Zeybekçi sevdasıdır bu (: Yanlış sistemde doğru insan bulunmaz

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı