REKLAMI GEÇ

AMERİKALIDAN DEVRİMCİ OLURSA TÜRKİYE DE NASA KURAR

18 Ekim 2011 Salı

Öyle görünüyor ki 2011 yılı dünya tarihine global eylem yılının başlangıcı olarak geçecek. Arap baharından sonra “Wall Street’i işgal et” eylemleri zengin ülkelerde hızla yayılıyor. Global sermayenin dünya üzerinde sınır ve millet tanımayan hareketi gelir paylaşımındaki adaletsizliği pekiştiriyor. Piyasaların serbestliği ve özgür bireyin varlığıyla gurur duyan global azgın sermaye, işlerin yönetemeyecek bir hal aldığında da varlığını borçlu olduğu ulus devlete sığınmaktan da utanmıyor.

Ama bu azgınlığın bedelini her zamanki gibi emeğiyle geçinmek zorunda olan kitle ödüyor. Paylaşımdan yeteri kadar pay alamayan, aldıkları pay gitgide küçülen ve büyük çoğunluğu gençlerden oluşan bu kitle mevcut durumdan son derece rahatsız.

Çocukluklarından bu yana garajlarda kurulan şirket efsaneleri, Stanford ve Harward girişimci hikayeleriyle büyütülen bu nesilin aslında gurur duyacağı birçok başarı mevcut. Geçmişi 5 yıl olan Facebook’un piyasa değeri 100 milyar dolar’ı geçmekte. Aynı şekilde Google’un piyasa değeri 200 milyar dolar’ı bulmakta. Yalnızca bu iki şirketin piyasa değeri 300 milyar doları bulmakta, Türkiye gibi dünyanın 16. büyük ekonomisinin yıllık hasılatının yaklaşık yarısı.

Şimdi bunları neden yazdım:
Hatırlayacağınız gibi 2000 yılların başında bir dot.com furyası dünyayı baştan sona sarmıştı. Yeni bir iş modeli olarak görülen internet, kar marjları daralan finans ve kapital çevrelerinin yatırımlarının internet şirketlerine yönelmesine böylelikle yönetimleri ele alarak bu şirketlerin borsaya açılmalarını sağladılar. Bu yöntemle bir yıl içinde yatırdıkları paranın en az on mislini kazanıp 75.000 dolarlık Petrus şaraplarını keyifle yudumladılar New York Manhattan’da. O zamanlar herkes sabah kalktığında NASDAQ teknoloji endeksine bakıyordu.

Sonuç olarak ne kadar takla atarlarsa atsınlar görüldüğü üzere Facebook, Google, Coca Cola ne de Apple Amerikalının makus tarihini değiştirememiştir. Birilerinin milyar dolar kazandığında kendileri kazanmış gibi mutlu olan fakat sonunda cebine bir şey girmediğini anlayan %99, ne Amerika’da ne de Dünya’da bir değişimin öncüsü olamaz. Kullandıkları 8 silindirli devasa cipler, 3 katlı bahçeli evler, yedikleri her biri yarım kilo olan bifteklerle varlıklarını borçlu oldukları sistemden vazgeçmeleri ve de devrimci bir tavırla dünyayı değiştireceklerini beklemek büyük bir yanılgı olsa gerek ya da büyük bir nostalji.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı