REKLAMI GEÇ

KENDİ MEMLEKETİMİZDE YABANCI MI OLACAĞIZ?

20 Mart 2013 Çarşamba

Türkiye yine yeniden bir sürecin içine girdi. Hükümet, kürt meselesi diye özetlenen Türkiye’nin yıllardır en büyük problemi olan ayrılıkçı terör meselesini çözmeye kararlı. Basından takip ettiğimiz kadarıyla  bu konuda, terör örgütünün başı konumundaki Abdullah Öcalan’la müzakereler son sürat devam etmekte.

Ama sorular ve kuşkular o kadar çok ki… Ne oldu da birden, Türkiye Hükümeti bu sorunu barışcıl yöntemlerle çözmek için bir adım atma ihtiyacı hissetti? Sadece siyasi iktidarın ve teknokrat kesimin anlayışıyla mı çözülecek terör meselesi ? Yıllardır PKK terör örgütünden ayırdığımız kürtlerin temsilcisi şimdi PKK ve BDP’mi oluyor?

Kamuoyu önünde gelişen  bu süreç, en uzlaşmacı insanları bile rahatsız edecek noktaya hızla ilerlemekte. Şu anda sadece temennilerle geçiştirilen ve ilerisi için ısınma turları atılan bu süreçte BDP, Ak Parti ile iyi bir  sinerji yakalamış durumda. Daha yaz başında Hakkari’de PKK ile kucaklaşan BDP’lilerin yarattığı infialden eser kalmadı. Düne kadar hükümetin idamla korkuttuğu ve birçok üyesi, belediye başkanı cezaevinde olan BDP, bugün Ak Parti’nin  en büyük müttefiki.

Bu süreç,  silahlı eşkiyanın eşkiyalığının başarısı şeklinde tescillenecek olması durumunda batıda yaşayan bizleri son derece rencide edecektir. Pazar günü yaşanan Nevruz gösterileri bu bağlamda insanlarda endişe ve kızgınlığa sebep olmuştur.

Bu sorun mutlaka çözülmelidir. Yıllardır akan kardeş kanının bu ülkeye faydası yoktur. Birçok Avrupa ülkesi Türkiye’nin enerjisini içeride tüketmesi konusunda son derece gayretlidir ve uzamasının kimi mutlu ettiği aşikardır.  Terör sorununu çözerek güçlenecek bir Türkiye hepimize zenginlik ve mutluluk getirecektir. 20’li yaşlarda yaşamının baharında şehit olan gençlerimizin tabutlarını görmeyen, bilmeyen bir neslin yetişmesi herkesin tek isteği. Diğer yandan da yıllardır şıh, şeyh ve ağa üçgeninde yıllardır inim inim inleyen kürt halkı da bu barıştan nasiplenecektir. Lakin;

Bu süreç sadece Başbakan’ın başkanlık sistemi iştahının garnütü olmamalıdır. Yeni anayasa’yı Abdullah Öcalan’la işbirliği halindeki bir iktidar partisinin yapması bu ülkeye mutluluk değil büyük bir eziyet süreci getirir. Yaşanmışlıklar, yaşanacakların yanında hiçbirşey olacaktır. Bu sürecin en önemli sorumluları da Ak Partili siyasetçiler ve onlara oy veren ve bu ülkenin yarısı konumundaki seçmenlerdir. Hiçbir CHP’li ve MHP’li siyasetçi bir Ak Partili seçmen veya partiliden daha fazla veya az milliyetçi değildir. Ak Partili siyasetçiler, bu aşamada sürecin doğru rotada yol alması konusunda ortak bir tavır ortaya koymalılardır. En azından Türk kimliğinden ve milliyetçiliğinden şüphe duymadığım Denizli Ak Parti MV. Sn. Nihat Zeybekci bunlardan biridir, diğer Ak Partili vekiller de keza öyledir.

BDP bu süreçte PKK’yı legalleştirecektir. Böylesi bir durum iyi yönetilmezse bu durum Türkiye’de büyük bir gerilime yol açacaktır. Beklentimiz odur ki Ak Partili siyasetçiler bir iktidar partisine yaraşır sorumlulukta hareket edeceklerdir. Tüm partili partisiz kesimin temel beklentisi budur.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Necati   -  Bağlantı 20 Mart 2013, 16:48

Sayın Serdar EKİZ, Yorumunuzu katılmamak mümkün değil,Denizli Milletvekillerimizin duyarlı olacağını ve hatta tüm insanlarımızın bu konuda nereden nereye gelindiğini ve nereye(!) gittiğimizi akli selim ile düşünerek, karar vereceğini yürekten inanıyorum. saygılarımla…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı