REKLAMI GEÇ

SAVAŞMAYAN ÇOKTAN KAYBETMİŞTİR

20 Temmuz 2010 Salı

“SAVAŞAN KAYBEDEBİLİR. SAVAŞMAYAN ÇOKTAN KAYBETMİŞTİR”.

Bu sözler içeriğinden de anlaşılacağı üzere bir devrimciye aittir, CHE GUEVARA’ya. Savaşların biçimi zaman içinde değişti ve enformasyon son yüzyılın ana savaş unsurlarından biri haline geldi. Internet yaşamımızın vazgeçilmez bir unsuru oldu, cep telefonları 24 saat erişilebilmeyi sağladı, televizyon kanalları çeşitlendi, gazete ve dergi satın alma maliyetleri azaldı, toplumda okuma-yazma oranı arttı, kitapçıların sayısı ve internet üzerinden satın alma seçenekleri çoğaldı yani bilgilenme, aydınlanma ve karar verme sistemimize katkı verecek yüzlerce olumlu gelişme sağlandı, kısacası düşünme yeteneğine sahip olanlar daha bilinir bir dünyada yaşamaya başladılar. Türkiye’de bu süreçte değişimden üzerine düşeni ciddi biçimde aldı.

Yukarıdaki kısa değerlendirmeden sonra peki şu soruyu sormadan geçemeyeceğim:

Halkının bilgilenme sürecinde ciddi iyileşme olmasına rağmen neden tercihlerinde bir değişiklik olmadı? 1950’den sonraki süreç, 1938’e veya çok partili döneme kadar olan Türkiye Cumhuriyeti devrim sürecinin neden sürekli aleyhine işlemiştir? Bununla ilgili yüzlerce yayın ve yazıyı değerlendirmek mümkün fakat siyasi açıdan bakıldığında aşağıdaki değerlendirmenin en kolay ve anlaşılır olduğu ortaya çıkıyor:

Çok partili dönemde Cumhuriyet Devrimlerinin koruyucuları 6 temel ilkeden 4’üne (Cumhuriyetçilik – Devletçilik – Milliyetçilik – Laiklik) sürekli ve daha çok sahip çıkarak siyasetlerini geliştirmişlerdir, diğer 2 ilkenin(Halkçılık – Devrimcilik) zaman zaman daha çok öne çıktığı dönemlerde de en yüksek oy oranlarına ulaşılmıştır.

Geldiğimiz son süreç itibariyle Cumhuriyet Halk Partisinin iktidar olma vizyonunu da bu 2 ilke belirleyecektir. Diğer temel ilkelerle ilgili herhangi bir revizyon veya bakış açısı değişimi olması mümkün değildir, zaten en iyi savunulan ilkeler de bu 4 ilkedir. Fakat yeni süreçte, iktidar olma vizyonu ortaya koymada, ilk önce halkçılık ilkesinin daha sonra da devrimcilik ilkesiyle ilgili gereğinin yapılması, aydınlanma devriminin rotasını çok olumlu bir yöne doğru değiştireceği açıktır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ecevit’e benzetilmesinin altında yatan gerçek de HALKÇI ve DEVRİMCİ olmayı daha çok önemsediğini göstermesidir. Son CHP kurultayında partililerin ve meydanlarda da halkın attığı 2 sloganda da bu özlem halkımız tarafından dile getirilmiştir :

Halkçı Kemal !
Devrimci Kemal !

Saygılarımla

19.07.2010
serdarekiz@denizlihaber.com

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı