#DİRENDENİZLİ

Denizli kuyruğuna mıknatısı takmış.
“Çektikçe çekiyor!”
Meseleler ya Denizli’den çıkıyor, ya bir Denizlili başlatıyor.

Türbanlı milletvekili,
Kızlı erkekli öğrenci evleri,
Mustafa Kaynak Lisesi’nde andımızın okunması,

Derken;
Atatürk posterli otomobil..
Türkiye gündemine gelip “cuk” diye oturdu.
Şehirdeyse yine bir heyecan, yine bir çalkantı oldu.

Meseleyi bilmeyenlere anlatalım:
Salı günü Doktorlar Caddesi’nde kontrol yapan trafik polisi, Serdar Şenocak’a ait 09 ZC 224 plakalı otomobili durdurup, kurallara aykırı olduğu gerekçesiyle otomobilin motor kaportunun üzerindeki Atatürk çıkartmasını sökmesini istedi. Sürücünün itirazı üzerine olay büyüdü ve çevreden toplanan kalabalıkla trafik polisleri arasında sert tartışma yaşandı. Polis ısrarla meselenin Atatürk’le ilgisi olmadığını söylerken, vatandaşlar ikna olmadı. Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Kocatürk gelmesiyle aracın gitmesine izin verildi. Olay çıkmadan mesele yatıştı.
Haber önce internet sitelerinde sonra da gazete manşetlerine taştı.
Şimdi Türkiye, Denizli’de meydana gelen bu yeni olayı konuşuyor.
Kabul edelim ki her biri kendi başına ülke gündemini değiştiren sıkı konular bunlar.
Her biri başlı başına derin analizleri hak ediyor.
En önemlisi de şu: Denizli, bu yüksek gerilim hattına ne kadar dayanabilir?

TÜRKİYE’Yİ SALLAYAN FAYLAR DENİZLİ’DEN Mİ GEÇİYOR?

Dikkat ettiniz mi bilmiyorum.
Denizli 1 Kasım’dan bu yana, yani 15 gündür gazete manşetlerinden inmiyor.
Bunun nedeni bir mıknatıs hikayesi, “çektikçe çekiyor abicim” hali değil elbette.
Denizli’yi günlerdir gazete manşetlerinden indirmeyen olaylar serisi üçüncü sayfa haberleri de değil, magazin de değil.
Ne peki?
Sosyolojik. Toplumsal hassasiyetler ve toplumun kırmızı çizgileriyle ilgili

Ve öyle görünüyor ki;
Denizli, riskli faylardaki bir kırılmaya işaret ediyor.
Sayalım isterseniz:
Türban
Öğrenci evleri
Andımız
Atatürk
O zaman şöyle sorabiliriz:
Türkiye’yi sallayan tehlikeli faylar Denizli’den mi geçiyor?

DENİZLİ BEŞLİŞİ
Atilla Sezener
Murat Alten
Süleyman Boz
Ergül Aykol
Halil Arık..
Bu kadar isim bir araya gelince ne olur?
Bomba etkisi yapacak enerji ortaya çıkar.
Çıkmış işte!

Her biri kendi alanında uzman bu beş isim yazdıklarını ortak bir kitap haline getirmiş
Ortaya Denizli Beşlisi kitabı çıkmış.
Bugün (Cuma) Halikarnas Kitapevi’nde saat 17.00’de imza ve söyleşileri var.
Ben orada olacağım, sizde gelin. Çok eğlenceli olacak çok…

SOSYAL MEDYA SOKAKLARI

Bir zamanlar gazeteler vardı
Sonra televizyonlar çıktı.
Şimdi de sosyal medya geldi.
Hem gazeteyi, hem televizyonu tahtından etti.

Vatandaş “penguen” yerine anında, hızlı ve çoklu bilgi, sansürsüz habere sosyal medya üzerinden ulaşılır oldu.
Sosyal medya büyük bir mecra artık. Her saat binlerce, milyonlarca insan video, fotograf, bilgi ve haber paylaşıyor.
Bir tıklamayla ünlü isimlerin anlık duygusunu, siyasetçinin halet-i ruhiyesini, sanatçının duyarlığını, gazeteci ve yazarın düşüncesini öğreniyorsunuz.

Şahane değil mi?
Nabız, tansiyon, akıl, sağduyu , gırgır, şamata , övgü, yergi orada…
Ben çok seviyorum!
Çok zaman ayıramasam da, sosyal medya sokaklarında gezip dolaşıyorum.
Artık vatandaşın nabzını oradan tutmak mümkün.

Arap baharı ile başlayıp, Gezi olayları ile tavan yapan sosyal medya hayatın taa içinde artık.
Doç. Dr. Hayri Ün ve DEGİAD Başkanı Sadık Çaputçu, PAÜ eski rektörü Fazıl Necdet Ardıç, Mimar Süleyman Boz, Gülizar Biçer Karaca, Denizli Valisi Abdülkadir Demir’ i aktif kullanıcılar arasında saymak isterim. Hatta vali demir öyle hızlı girdi ki 1000. takipçisiyle tanıştı.

En hızlı sosyal medya kullanıcısı Sadık Çaputçu’nun son paylaşımı şu: “Denizli BBB aday adayları arasında şu ana kadar ortaya vizyonel projeler (bazıları komik ve mantıksız da olsa) koyan tek aday Sn.Uğur Tatar. En azından somut bazı şeyler var içlerinde.”

Görüldüğü gibi seçimler de sosyal medya üzerinden gidiyor. Facebook ve twitter ilan panosuna döndü.
Aday adayları sosyal medyada yer almak için inanılmaz çaba harcıyor. Bunda basının “penguen” sever tutumunun etkisi olabilir!
Gazeteler ve televizyonlar elbette olacak. Ama kabul edelim ki sosyal medya zamanı başladı!