REKLAMI GEÇ

TEKSTİL ve HAZIR GİYİMDE İKİNCİ BAHAR…

6 Aralık 2010 Pazartesi

Önceki yazımda sizlerle paylaştığım ve Denizli için çok önemli olduğunu düşündüğüm Tekstil Sektör Kurulu Toplantısı ile Hazır Giyim Sektör Kurulu Toplantısı, Denizli İhracatçılar Birliği ev sahipliğinde Denizli’de gerçekleşti. Türkiye İhracatçılar Meclisi bünyesinde yer alan bu sektör kurullarının tüm üyeleri, toplantılara eksiksiz olarak katılım sağladılar. Diyebilirim ki ses getirecek bir organizasyonun ilimizde gerçekleşmesi, ilimizin adının duyurulması açısından da çok yararlı oldu.

Neden ses getirecek bir organizasyon? İki sebepten dolayı; birincisi Tekstil Sektör Kurulu ile Konfeksiyon Sektör Kurulu’nun birlikte toplantı yapması çok sık yaşanan bir hadise değil. Fiilen içinde olanlar bilirler ki bu iki sektörün öncelikleri genelde ortak olsa da, her zaman birbiriyle çakışmaz. İkinci sebep ise toplantı sonrasında verilen “Tekstil ve Hazır Giyimde İkinci Bahar” mesajı…

Gerçekten de yıllardır yaşanan sıkıntılar, tekstil ve hazır giyim sektöründe haklı sızlanmaları beraberinde getirmişti. Bir çok işletme ayakta kalabilmek adına karlılıklarından, hatta öz sermayelerinden fedakarlık ettiler. Sitemlerin ve fedakarlıkların karşılığını ise “Hala çalışıyorsunuz, demek ki kar ediyorsunuz… Bunlar timsah gözyaşları.” anlamına gelecek eleştirilerle, tavırlarla aldılar. Ülkemizin öncü sektörü, en fazla istihdamı sağlayan sanayi kolu, bu karşılığı hiçbir zaman hak etmemişti.

Bugün bir umut var! Umudu, sektör temsilcileri hafta sonu kamuoyu ile paylaştı. Son gelişmeler gösteriyor ki özellikle Avrupa olmak üzere, dünya pazarlarında Türkiye’de üretilen ürünler yeniden tercih ediliyor. Rakibimiz konumundaki Uzakdoğu ülkelerinin maliyet avantajı her geçen gün azalıyor. Artık onlar da zenginleşiyor. Bundan sonra sadece rakibimiz değiller, aynı zamanda pazarımız oluyorlar. Bugün Çin’de “Made In Turkey” etiketli tekstil ürünleri, kalite ile özdeşleşmiş durumda. Tam da bu noktada “ikinci bahar” ile kastedilmek istenen ortaya çıkmakta; Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü, Türkiye’de hep var olacaktır.

Başka neler konuşuldu ve tartışıldı? Toplantı sonrası açıklanan deklarasyondan bazı başlıkları sıralamama izin verin;

– “Made in Turkey” algısını güçlendirecek projelerin hızla hayata geçirilmesi gerekiyor.

– Türk hazır giyim ve tekstil sektörü olarak ülkemiz dışında yatırım yapmak istemiyoruz. Sürdürülebilir rekabetin sağlanması için gerekli altyapının oluşturulup, rakip ülkelerle rekabeti sağlayacak düzenlemeler yapılmalı.

– Dünyanın 15’inci büyük ekonomisi olan Türkiye, rekabetçilikte 61. sırada bulunuyor. Çin 27, Tunus 32, Polonya 39, Hindistan 51, Vietnam’ın ise 59’uncu sırada yer aldığı rekabetçilikte, dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden biri olmayı hedefleyen Türkiye bu çelişkiyi aşmalı.

-Global markalar dünyanın her yerinde aynı üretim standardını yakalayamıyor. Bu noktada nitelikli üretimi ile ön plana çıkan Türkiye, bu özelliğini daha da güçlendirmeli.

-Türkiye’nin bölgesel lokasyonu bizlere çok önemli avantajlar sağlıyor. Avrupa’ya hızlı ve düşük miktarlı mal gönderiminde bu avantajımızı iyi kullanmalıyız.

-Sıcak paradan öte, yatırım amaçlı kaynakların Türkiye’ye akışı sağlanmalı.

-Yapılan araştırmalar Türkiye’nin 1.5 milyon ton pamuk üretim kapasitesi olduğunu ortaya koyuyor. Halen yaklaşık 400 bin ton olan üretimin 1.5 milyon tona çıkarılması için gerekli düzenlemeler hayata geçirilmeli.

-Artan pamuk fiyatları sadece ülkemizde değil tüm dünyada yaşanan bir gelişme. Bu gelişme, bize göre “basic” mallar üreten rakibimiz konumundaki Uzak Doğu ülkelerini de etkilemektedir. Bu durumu, ülkemizi ve kentimizi yakından ilgilendiren Heimtextil Fuarı öncesi, ortak bir fiyat politikası geliştirerek avantaja dönüştürmek mümkün.

Ümit ediyorum ki, hafta sonunda tekstil ve hazırgiyim sektöründen yükselen ses duyulur, yapılan çağrılara kulak verilir…

Süleyman KOCASERT

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı