REKLAMI GEÇ

BABADAN OĞLUNA MEKTUP

12 Ağustos 2021 Perşembe

Canım oğlum, görüyorum ki bana ve herkese karşı hep saygılısın ve doğru mesafeyi korumaktasın. Seni elbette çok seviyorum, her çocuğumu sevdiğim gibi. Öte yandan, bu düzeyliliğine ve sana saygınlık da kazandıran doğru yaklaşım biçimine bayılıyorum. Elbette sende saygıdeğer duyduğum birçok başka özelliğinin yanı sıra.

Yaşadığım, çevremde gözlemlediğim ve yakın arkadaşlarımdan da dinlediğim öyle farklı ilişki biçimleri var ki; öylesini kaldıramazdın doğrusu. Arkadaşlarımın bu doğrultudaki yakınmalarını çok dinlemişimdir. Aralarında yaş farkı olsun olmasın, insanlar arasında yaşanan zehirli ilişki ve diyaloglara belki sen de aşinasındır. Ben; duyduğum, yaşadığım ya da tanık olduğum bu gibi durumlara ilişkin bazı örnekler sunmak istiyorum, dikkatli olasın diye. Bu örneklerin hepsinde de olan şuydu: Karşısındaki insana tuzak kurmak.

Örnek 1: Bir yakının, arkadaşın ya da tanıdığın; sana çok yakın ve sıcak davranıyor. Sen de duygusal biriysen buna kapılıyorsun. Rahatlıyor ve belki giderek o kişiye açılıyorsun da. İşte tam bu anda o kişi seni ve ona yakınlaşmanı istismar ediyor! Sana saygısızca bir şey söylüyor ya da sana saygısızca bir davranışta bulunuyor. Üstelik bunu öylesine yanındakilere ve etraftakilere çaktırmadan yapıyor ki, senin bu çirkin tutuma verdiğin tepkiyi oradaki başka kimse anlamlandıramıyor ve olayın mağduru olduğun halde sana kızılıyor. İşte bu, çifte mağduriyet! Bu durumda beni en çok ne yaralardı biliyor musun? Bunu yapanın ve bilmeden mağduriyeti ikiye katlayanların yakınım ve çok yakınlarım olması.

Örnek 2: Bir tanıdığın seni övüp göklere çıkarıyor. Sen, bal gibi de övülesi yanlarının olduğunu bilerek bu övgüye seviniyorsun ve o kişiye ısınıyorsun. Elbette övgüyü tevazu, olgunluk ve vakarla karşılayarak. İşte tam o mutlu anında o kişi sana öyle bir eleştiri yapıyor ve seni en zayıf yerinden öyle bir vuruyor ki, şok oluyorsun.

Örnek 3: Bir tanıdığın sana çok yakın davranıyor, seninle yakından ilgileniyor. Bu durum sıcak bir diyaloğa evrilirken, başka türlü yapmayacağın şekilde o kişiye içini döküyorsun. O kişi bunları çevresinde dedikodu malzemesi yaparak seni çok zor bir durumda bırakıyor.

Örnek 4: Bir tanıdığın, seni yapmadığın bir işten ya da elde etmemiş olduğun bir başarıdan ötürü övüyor ve belki yakınında olanlara da bu işinden dolayı senden övgüyle bahsediyor. İnsanız ya, kusurluyuz elbette. Olur da bu övgüyü kabul etme gafletinde bulunursak vay halimize! “Dürüstlük sınavı”ndan çakmış oluyoruz. Bu övgüyü kabullenmek yerine şaşırdık ve öyle bir şey olmadığını mı söyledik? Dürüst olduğumuz düşünülüyor. İyi güzel de, bir insana “dürüstlük sınavı” adına tuzak kurmak pek mi erdemli?

Canım oğlum, bu ve buna benzer ya da benzemez tuzakları kuranlardan olmayacağını da umuyorum. Zaten saygılı ve doğru mesafeli insan, böyle şeyler yapmaya gönül indirmez. Öyle değil mi? Kendi adıma, böyle şeylere ben “şark kurnazlığı” der geçerim. Mağduru olsak bile, kimseyi bu ve diğer tuzaklarla mağdur etmemeliyiz derim. “Yapana yapılır” diyenler olacaktır ve bazen ben bile kendimi buna benzer bir şeyi ağzımda gevelerken bulmuyor değilim. Oysa senin de bildiğin gibi, başka bir ahlak olasıdır pek ala.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Nesrin Akman   -  Bağlantı 20 Ağustos 2021, 08:32

Rahmetli, tatllilar tatlisi anacigim derdi “agzini acmadan once Allah bana yanlis laf ettirme ve bir sey yapmadan once Allah bana yanlis is yaptirma de; o zaman yaptigin hatalar azalir ve basarin artar.” Allahim bana anacigimin laflarini unutturma.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı