REKLAMI GEÇ

BAHÇE KEDİMİZ İBİŞ’İN ÖYKÜSÜ

31 Mayıs 2018 Perşembe

Değerli okurlarım, yaza merhaba derken sizlere yaşanmış bir kedi öyküsü sunmak istedim. Bu öykü hem ilginç, hem de öykünün başkahramanı İbiş’in korunmasına yararlı olabilir. Çünkü yazlık sitemizde ne yazık ki kötü bir şöhreti var. Bunun nedeni, gösterdiği bir takım saldırgan davranışlar ve o davranışların altında yatan nedenlerin bilinmemesidir. Ona “canavar kedi” lakabı takılmış. Onu tanıyan site komşularımız ve sakinlerimizin bir kısmı, bu yazımı gazetemizde ve facebook’da okuyabileceklerdir. Okudukları zaman da, İbiş’in eskisi kadar saldırgan olmadığını ve azalmakta olan bu davranışlarının altında yatan nedenleri öğrenebilirler. Umarım bu aydınlanma, İbiş’in mutlu olduğu yerde yani sokağımızda ve bahçemizde yaşamayı sürdürebilmesini sağlar.

İşte İbiş’in yetişkin hali:


Eşim ve ben bahçemizde 8-9 kadar kedi besliyoruz ve sağlıklarıyla yakından ilgileniyoruz. Dişi olanlarını veterinerde kısırlaştırılmaya götürüyoruz ki, bakamayacağımız kadar üremesinler. Bir akşam, bahçemizden gelen farklı kedi sesleri duyduk. Bahçeye inip bakınca, sonradan ikisinin de dişi ve kardeş olduklarını fark edeceğimiz iki genç kedi bulduk. Bize kapılanan bu kız kardeşler son derece cana yakın kedilerdi. Bu yüzden onlara Cansu ve Candan adını verdik. Candan’ın ağır ishal olduğunu görünce ikisini de veterinere götürüp genel muayenelerini ve aşılarını yaptırdık. Candan iki gün veterinerde kaldı ve evde tedavi için ilaçları alındı. İkisini de eve almıştık ve onlara evde bakıyorduk. Cansu kardeşine büyük ihtimam gösteriyordu. Candan’ın ilaç verilerek iyileşmesi on günden fazla sürdü. Kış gelmek üzereydi ve o tam iyileşmeden Denizli’ye dönemezdik.

Yazlık sitemizde hiçbir sokak hayvanının aç bırakılmadığını biliyorduk. Site yönetimi ve bir çalışanı yıl boyu belirli yerlere mama ve su koyuyordu. Candan tümüyle iyileşti ve biz yazlık sezonunu kapatarak Denizli’ye doğru yola koyulduk. Ertesi yıl tekrar yazlığımıza geldiğimizde; Cansu’nun çok sevip saydığımız bir çift olan karşı komşumuza, Candan’ın da başka bir komşuya kapılandığını görecektik. İkisi de yarı ev kedileri oldular. Karşı komşumuz Cansu’ya Nazlı adını vermişti. O yıl bir sürprizle daha karşılaştık. Cansu’nun iki yavrusu olmuş ve biri yaşayamamıştı. Diğer yavruyu Cansu’yla birlikte evimize aldık. Cansu’nun o zaman bir haftalık olan yavrusu, yüzünde güzel beyaz akmaları olan erkek bir tekir kediydi. Karşı komşumuz olan beyefendi adını İbiş koyacaktı.

İşte annesi Cansu’yu emen bebek İbiş:

İbiş büyüyordu. Üç haftalık olunca gözleri açıldı. Onu o zaman genel kontrol ve aşıları için veterinere götürdüğümüzde acı bir gerçekle karşılaştık. İbiş böbrek hastasıydı ve ömür boyu özel bir tıbbi mama yemeliydi! Yoksa hastalığı iyileşmez ve İbiş idrarını tutamaz hale gelirdi. Mavi bebek gözleriyle ne şeker bir yavruydu…


Karşı komşumuz, biraz büyüyünce İbiş’i de sahiplendiler ve onu, bir yıl kadar ortaklaşa pahalı özel mamasından satın alıp besledik. İbiş daha da büyüyüp iyice serbestleşince özel mama rejimi sürdürülemedi. İbiş artık küçük abdestini tutamaz olmuştu. Yaşama gözlerini bir evde açan, birkaç ay evde büyüyen ve sahiplenildiği eve girip çıkabilen İbiş, doğaldır ki kendisini ev kedisi olarak görüyordu. Ne yazık ki her yere elinde olmadan idrar kaçıran İbiş artık eve alınmaz oldu.

Kendimizi onun yerine koyabilirsek, sanırım yaşadığı büyük düş kırıklığı ve travmayı anlayabiliriz. İbiş evden dışlanmanın haklı nedenini bilemez ki! Küçük abdestini tutamayan İbiş’i daha fazla evde barındıramazdık. Bir de şu var: Yavru kediler en azından bir kardeşle birlikte büyürlerse, oynaşırken birbirlerinin canını yakmamayı öğrenirler ve onlara bakan insanları da incitmezlermiş. İbiş tek olarak büyüdüğü için, evde o bizimle şakalaşırken bacaklarımız çizik içinde kalıyordu. Bu arada, bir bacağı kazayla kırılan İbiş’i ameliyat ettirip tekrar eve almak zorunda kaldık. Evde özel mamasından verdiğimiz için idrar sorunu olmuyordu. Parçalı kırık olduğu için, İbiş’in tümüyle iyileşmesi birkaç ay sürdü.

İşte ameliyattan kısa süre sonraki hali:

İbiş tümüyle iyileşince bir travma daha yaşamak zorunda kaldı, çünkü onu evden çıkardık. İbiş nasıl olsa sahiplenildi diye birkaç yıl onunla pek ilgilenmedim. Bu konuda hatalıydım. Çünkü en fazla bize bağlıydı sanırım. Geçen bir iki yılda İbiş; onu eve almadığı için önce karşı komşumuz olan beyefendiyi (hem de eğilip onu okşarken), sonra da sokağımızdaki kedi sever komşumuz olan hanımefendiyi bacaklarından kuvvetle ısırarak cidden yaraladı. Bunun sonucunda ona mama vermez oldular ve annesiyle birlikte sahiplenildiği evde ve bahçede barınamadı. Bu yüzden annesiyle de arası açıldı. Ona da rahat vermiyordu artık.

Hatamı anlamış olduğum için, geçen senenin yazından beri her yazlık sezonunda İbiş’le yakından ilgilenmeye çalışıyorum. Eşim de ondan sevgisini ve bakımını hiç esirgemiyor. Hepten dışlanırsa öfkesi ve saldırganlığı artar diye artık ona sahip çıkıyoruz. Diğer bahçe kedilerimiz gibi o da, dediklerimi anlar ve söz dinler. Gidip onu oturduğu bir yerde bulduğumda ve ilgilenip sevgi gösterdiğimde, İbiş sevinçten uçuyor. Benimle yürüyüşe çıkıp, benimle dönüyor.

Bir gün İbiş’i karşıma aldım ve anlayabileceği şekilde, işaretler eşliğinde kısa cümlelerle ona saldırganlığı bırakmasını söylemeye çalıştım. Dikkatle dinledi. Sonra ne yaptı dersiniz? İki dişini baldırıma hafifçe dokundurup çekti. Sanırım anladığını ima ediyordu. Zaten onu okşuyor ama şansımı da fazla zorlamıyorum. Çünkü bazen öfkeli oluyor. Sokağımızdaki yakın görüştüğüm komşular, çimlerinin üzerine büyük abdest yaptığından yakınıyorlar. Elbette haklılar. İbiş bunu sanırım bilerek, eve almayışlarına protesto olsun diye yapıyor. Onu bu konuda da uyarmanın bir yolunu bulsam iyi olacak.

Evet, değerli okurlarım. İbiş’in yaşam öyküsünü, annesi ve teyzesiyle başlayıp bu güne dek getirerek anlatmış oldum. Yazıma son verirken, sizlerden üç ay ayrı kalacağımı sizlere bildirmem gerekiyor. Çünkü; Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında tümüyle yeni kitabımı yazmaya odaklanmak istiyorum. Eylül ayından itibaren her Perşembe köşe yazılarımda buluşmak üzere esen kalınız.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı