REKLAMI GEÇ

KLASİZM’DEN VAROLUŞÇULUĞA : SANAT AKIMLARI 2

11 Ağustos 2017 Cuma

Bu konuda geçen hafta çıkan ilk yazımda sanat eserinin topluma, bireye ve sanatçısına karşı ayrı ayrı fayda ve işlevleri olduğundan söz etmiştim. Sanat eserinden en fazla ölçüde yararlanabilmek ise, eserin bağlı olduğu kuram ve akıma göre ondan ne beklenmesi gerektiğini bilmekten geçer diye yazmıştım. Yazımı aşağıda Realizm akımından başlayarak sürdüreceğim.

REALİZM (GERÇEKÇİLİK)
Realist sanat akımı; sanat eserlerinin yetkin biçimsellikte, gerçekçi ve nesnel olmalarını amaçlar. Realist sanat akımının şiirdeki örnekleri Parnasizm akımını oluşturur. Romantizm’e bir tepki olarak ortaya çıkan Parnas şiirde, kişisel duygular yerine nesnellik öne çıkarılmıştır. Parnaslar biçimciliği amaçlar. Biçimin kusursuz, eksiksiz olması gerektiğini ileri sürmüş; şiirde uyumdan çok tartıma, dilin müziğinden çok plastik sanatlardaki biçim güzelliğine önem vermişlerdir.

– Şiirin nesnelliğinin yanı sıra bilimsel olması savunulmuştur.

– Coşkunun sanatla bağdaşmayacağı düşünülmüştür. Rastlantısal esinlenmeyle yazmak yerine, klâsiklere özgü bir düzenlilik benimsenmiştir.

– Bireycilikten soyutlanmış şiir anlayışı öngörülmüştür. Parnaslarda “ben” duygusu Romantiklerdeki “ben” gibi acılardan söz etmez. Şair kendini anlatırken insanı anlatıyordur.

Parnas şairlerden bazıları şunlardır: Theophile Gautier (1811 – 1872), Leconte de Lisle (1818 – 1894), Jose – Maria de Heredia (1842 – 1905), Sully – Prudhomme (1839 – 1907), Theodere de Banville (1823 – 1891), Türk yazınından Tevfik Fikret (1867-1915).
Parnas sözcüğü Yunanistan’da bir dağa verilen Parnassos adından gelir. Esin perilerinin bu dağda bulunduğu, şairlerin bu bölgede yaşayıp şiirlerini yazdıkları öne sürülmüştür.

Sanat anlayışı olarak 19. yüzyılın ikinci yarısında Fransız şiirinde ortaya çıkmıştır. “Sanat için sanat” görüşü ile şiirler yazılmaya başlanmıştır. Ozanlar sanat yapıtlarını bireycilikten, coşkusallıktan uzak tutmuş ve biçimsel yetkinliğe, salt güzele ulaşmayı amaçlayan yapıtlar oluşturmuşlardır.

Parnasizm’e geçişte önceleri romantizmin konu ve amaçlarının değiştirilmesi görüşü ortaya atılmıştır. O güne kadar kişisel duyguların, aşkın, coşkuların anlatımı söz konusu iken, artık bunlardan vazgeçilmesi ve yazarın, içinde yaşadığı toplumu ilgilendiren konulara yabancı kalmamasını düşünen yazarlar ortaya çıkmıştır. Halka önderlik edebilecek, yol gösterici olabilecek konuların işlenmesi ve romantizmin sosyal konulara yönelmesini istemişlerdir. Ancak bütün bu görüşlere karşı çıkan, bir başka deyişle romantizmin ilkelerine tepki gösteren sanatçılar ise parnasizmin ilkelerini ortaya atmışlardır. (Encyclopedia Britannica).

Parnasistler, işlenecek konularda özgürlükten yana olduklarını, şiirde fantaziyi, egzotizmi, yerel renklerini aradıklarını bunun sonucu olarak da sanatı toplum ve etik için değil, “sanatı sanat için” yapmak istediklerini belirtmişlerdir.

Bu anlayışın öncülerinden Theophile Gautier, 1856 yılında L’ Article adlı dergide görüşlerini açıklamış ve “Biz sanatın özerkliğine inanıyoruz. Bunun için sanat araç değil amaçtır. Bizim gözümüzde güzel olan şeyden başka şey amaçlayan sanatçı, sanatçı değildir.” diye belirtmiştir.

Sanatta içerik kadar biçimin de önem taşıdığı, bu iki ögenin birbirinden ayrılmaz olduğu görülür. Parnas şiirde anlatımın resimselliği önemli bir özellik olarak yansır. Örneğin Heredia’nın aşağıdaki dizelerinde bir resim tablosu oluşturulmuş gibi farklı renkler birer doğa devinimi olarak aktarılır:

Buğdaylar alacalı ovadan taşmış
Yuvarlanıp dalgalanıp açılıyor serin esen yelde
Ve uzakta bir sapan, göğün üzerinde
Sallanan bir gemiye benziyor
Ayaklarımın altında deniz, erguvan renkli, ufka kadar,
Mavi ya pembe ya menekşe ya renk renk
Ya da gelgitin dağıttığı koyunlar örneği ak
Uçsuz bucaksız bir kır gibi yeşermekte
Ve deniz kuşları gelgitin peşinde
Altın bir dalganın şişirdiği olgun buğdaylara doğru
Sevinç çığlıklarıyla döne döne uçuyor
Karadan kalkan balımsı bir yel
Kanatlı esrikliğin ardında kelebekleri
Kelebekten çiçeğe durmuş okyanusa serpiyor.

Heredia
(Çeviren: Semiramis Kantel)

Şiirin biçimsellikte bilimden yararlanması gerektiği düşünülmüştür. Bu konuda Leconte de Lisk “Sanatla bilim birbiriyle yakın ilişkide bulunmalıdır” der. Bu anlayış şiirde duygusallığı bir yana bırakıp dış dünyanın, doğanın güzelliklerini olduğu gibi tanımlamıştır. Bir başka deyişle gerçekçiliğe ön hazırlık yapmıştır.

FORMALİZM (BİÇİMCİLİK)
Bağlamsal yada içeriksel nitelikleri değil de biçimi/formu vurgulayan bir estetik ve sanat eleştirisi kuramıdır.Sanat eserinin sosyal , tarihsel ve içeriksel bağlantıları yerine biçim üzerinde yoğunlaşır.Biçimciliğe göre sanatta en önemli şey,sanatın ilkelerini kullanarak sanatın elemanlarını en etkili biçimde düzenlemektir.
Bu kuram her ne kadar biçimselciliğe öncelik veren Rönesans’a kadar götürülebilirse de, esas olarak, 20. yy. da 1960’lı ve 1970’li yıllarda en güçlü eleştiri yaklaşımı olarak kabul gördü ve sanatçılar da bu yaklaşıma dikkat ederek eserler ürettiler.

Clive Bell ve Roger Fry Biçimcilik kuramının önde gelen savunucularıdırlar. Sanat yapıtı ile karşı karşıya gelenlerin büyük çoğunluğunun, yapıtta gerçek yaşama dair nesnelerin betimlemelerini aradıklarını,bir resme fotoğraf gibi baktıklarını ileri sürerler. Bell ve Fry için, bir yapıtta önemli olan gerçek yaşamdan betimlemeler değil, katkısız biçimin uyandırdığı coşkunluk ve yücelme duygusudur. Böyle bir duyguyu uyandırmayan, gerçek bir estetik yaşantıyı getirmeyen yapıtlar “güzel sanat” bile sayılmaz. Yapıtını kişilerden , olaylardan, öykülerden hareketle oluşturan sanatçı da bütünüyle özgür kabul edilemez, yapıtı katkısız olamaz. Çünkü, yapıtını bu yolla gerçekleştiren sanatçı ,betimlediği nesneler hakkında ortak düşüncelere bağlı kalmıştır.

Roger Fry, resim eleştirisi yaparken yukarıdaki görüşlere tamamen sadık kalır ve resmin betimsel yanını göz ardı eder. Örneğin Corregio’nun ‘Jupiter and Antiope’ adlı yapıtını şöyle eleştirir :
“Figür, resim planına diagonal bir biçimde uzanmakta; göz, figürün yüzey çizgilerini izlerken geriye, arkadaki ormanın derinliklerine çekilir; öte yandan Jupiter figürünün bunu dengeleyen bir diagonal hareketi bizi bir cins spiral hareketle geri getirir, böylece, asimetrik fakat kendi içerisinde anlatım kapanmış, tamamlanmış olur. ”
Görüldüğü gibi, biçimciler betimsel bir yapıtı bile değerlendirirken, betimsel biçime yalnızca bir biçim olarak bakmaktadır. Yapıtta betimlenen nesneler, insanlar sadece birer kütledir , çizgidir, ya da renktir.

Formalist Kuramı Destekleyen Akımlar ve Başlıca Sanatçıları şunlardır :

Geometricilik,
Kübizm,
Konstrüktivizm: Pablo Picasso, kazimir malavich, Naum Gabo, L. Moholy- Nagy, A. Pevsner.

Neoplastisizm : Piet Mondrian

Sürrealizm: Joan Miro ferra, Der Blaue Reiter, Vasiliy kandinskiy.

VAROLUŞÇULUK
Varoluşçuluk Kıta Avrupası’nda savaş-sonrası çağın en çok tutulan felsefesiydi. İnsan, kendisini destekleyip rehberlik edecek ve önceden var olan bir ahlaki ya da dinsel sisteme sahip olmasızın, tek başınaydı dünyada. Bir yandan mecburen varoluşun yalnızlığı, faydasızlığı ve saçmalığının farkına varırken, öbür yandan kendini tanımlama, kendini her eylemle yeniden yaratma özgürlüğünü tadıyordu. Savaştan hemen sonraki yılların ruh haline böylesi temalar çok iyi denk düşüyordu ve 1950’lerin sanatsal ve edebi gelişmelerini (St. Gremain-des-Pres’nin moda olan gençlik kültürü, Beat Kuşağı’nın karşı kültürü ve İngiltere’nin “Kızgın Delikanlılar”ı) derinden etkilemekteydi. Bu akımdaki eserler işlevini, varoluşçu bunalımı yansıtmakta buldu.

Değerli okurlarım, elbette Post-Modernizm akımı bu akımlardan sonra gelmektedir ve günümüz sanat ve yazınını derinden etkilemektedir. Okumuş olabileceğiniz gibi, daha önceki bir makalemde Post-Modernizm’i tek başına konu almıştım. Bunun nedeni, bir sonraki makalem için siz okurlarımda altyapı bilgisi oluşturmaktı. Ayrıca, internet kuşağının genç sanatçılarında, internet metin ve görsellerini kolajlayarak sanat eserleri meydana getirmek yepyeni bir akım haline gelmiştir.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı