REKLAMI GEÇ

TARİHE TANIKLIK ETTİM 1

11 Nisan 2019 Perşembe

Değerli okurlarım; O.D.T.Ü. öğrencilik dönemim, son derece çalkantılı ve olaylı olan 1973-1978 yılları arasında geçmişti. Eski cumhurbaşkanımız rahmetli Süleyman Demirel’in kurduğu MC hükümetleri iş başındaydı. Uzunca sürecek olan bu yazı dizisinde sizlere, O.D.T.Ü. öğrencilik anılarımın tarihi tanıklık içerenlerini sunmaya çalışacağım. 78 kuşağına mensup bir kardeşiniz olarak, toplumsal tarih kültürü oluşturmada ufacık da olsa katkı yapabilmeyi diliyorum. Bu anılar bütününü, Denizli Beşlisi 7 isimli beş yazarlık ortak kitabımızda daha uzun olarak yayınlamıştım. Oldukça ses getirdi. Kitabımıza ulaşamamış olan okurlarıma da buradan seslenmeyi önemsiyorum. Aşağıdaki bölümü; hem konuya giriş olsun diye, hem de orta öğretim’deki öğrencilere ve ailelerine bilgi ve esin olsun diye kaleme aldım.

O.D.T.Ü.’YE NASIL GİRDİM
Çocukluğum 6 yaşından beri Ankara’da geçtiği için, kentlere alabildiğine meraklıydım. Cumhuriyetin modern Ankara’sı, başka kentlerde görmediğim yeniliklerle beni büyülemişti. Yeni semtler ve yüksek yapılar hızla tamamlanıyor. Gima ve Et Balık Kurumu o günün alışveriş merkezleri. Ankara, Türkiye’mizin ilk ya da en büyük planlı kenti. Hayal gücünü besleyen bir ortamdı. Okumaya meraklı iki kardeş ve kültürlü bir babanın, kendini sıfırdan yetiştirmiş bir annenin etkisiyle, çok okuyan biri olmuştum. Evde türlü kağıtlar üzerinde kent planları yapardım. Bir keresinde, rahmetli babamın çalışma masasının geniş orta çekmecesinin zeminine bir kent maketi inşa etmiştim. Aşağıda, yaklaşık 12 yaşımdayken çizdiğim (parkları ve ırmağı renklendirilmiş) bir kent planı görülüyor. Üzerine çok sonradan eklediğim birkaç yazıyı saymazsak, tümüyle orijinaldir:


Hal böyle olunca, daha ortaokul birinci sınıftayken mesleğimi seçmiştim. Kentler planlayacak, ya da tasarlayacaktım. Ama bir meslek olarak adı nedir, bilmiyorum. Nerede okunur, bilmiyorum. Üniversitelerde böyle bir eğitim var mıdır, bilmiyorum. Bir gün, elime ağabeyimin o gün eve getirmiş olduğu Cumhuriyet gazetesini almış, okuyordum. Arka sayfaların birinde küçük bir fotoğraf eşliğinde kısa bir yazı buldum: ‘O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğrencileri Niğde kentinde stajdalar’. O an kararımı vermiştim. O.D.T.Ü.ye girip o bölümde okuyacak, Şehir ve Bölge Plancısı olacaktım. Kitaplar, ansiklopediler devirip kendimi bu mesleğe hazırlıyordum. Lise yıllarında çizdiğim kent planları bu öz-eğitimi yansıtıyordu sanırım:


Sonunda liseyi bitirmiştim. O yıllarda O.D.T.Ü.’ye, özel sınavlarla giriliyordu. Edebiyat bölümünde okudum, nasıl olsa kazanamam diye; kaybetmeyi göze alıp da sınavlarına giremedim. Genel üniversite sınavlarında, iyi sözel ve dil puanlarıyla bir kaç seçeneğe ulaştım. Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü seçtim. Çünkü ikinci idealim, dil bilimcisi olmaktı. Kısa bir süre sonra artık Ankara’daydım ve o sene fazla derslere gitmeyerek, O.D.T.Ü. sınavlarına hazırlandım. Amerikan Kültür Derneğindeki İngilizce kurslarına katıldım. Ertesi yıl, yalnızca o sınavlara girdim. Sabahtan akşama kadar çeşitli sınavlardan geçer not almak zorundaydık. Mimarlık Fakültesine girmem gerekeceği için, özel yetenek sınavım da vardı.

Bu sınavda sorulan soruların bir kaçı aklımda : Bir gazetenin eni ve boyu, bir iskemlenin yüksekliği gibi. Matematik, Fen Bilgisi, analitik yetenek, sözel yetenek gibi sınavlar anımsıyorum. Soruların bir çoğu, irdeleme yeteneği ve zekaya dayalı olarak çözümlenebilecek sorulardı. Başarmış olabilirdim. Öyle düşündüm. Benim için, son derece heyecanlı bir bekleyiş başladı. Kazanamazsam, Hacettepe Üniversitesi’ne devam edecektim. O yüzden genel giriş sınavlarına katılmamıştım. Ama buna rağmen niye o kadar heyecanlıydım ? Çünkü Orta Doğu Teknik Üniversitesi yerleşimini gezmiş, ve oraya resmen vurulmuştum. Bende O.D.T.Ü.ye girmek bir takıntı olmuştu artık. Hacettepe Üniversitesi’ni gözüm görmez olmuştu.

Sınav sonuçlarını beklemekten günler yavaşlamıştı. Salonda oturuyordum. Beynimde büyük bir çınlama ! Kapı çalıyordu. O.D.T.Ü. sınav sonuçlarım ! Zarfı, o gün bizde olan ağabeyimin elinden kaptım ve ellerim titreyerek açtım. Sınavları kazanmıştım, ama istediğim bölüm için yedinci yedekteyim. Asil olarak kazanamadım. Yedekten girebilir miyim diye yine alabildiğine heyecan, yine uzayan çekilmez günler, yine sancılı bir bekleyiş. Ve sonunda zafer !

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı