REKLAMI GEÇ

BAHÇELİ’NİN ŞEREFLE İMTİHANI

4 Ağustos 2015 Salı

Son iki yıldan beri şeref meselesi ile yatıp kalkıyoruz.

İlkin Gezi döneminde dengesi kayan Erdoğan sarf etmişti.

Sonra bumerang dönüp dolaşıp kendini vurdu.

17-25 Aralık yolsuzluk kovuşturmaları döneminde en çok onun şerefi sorgulandı.

2014 yerel seçimleri şeref ve haysiyet tartışmasıyla birlikte sürdü.

Ardından Cumhurbaşkanlığı seçimleri Erdoğan’ın şerefini yeniden sorgu masasına getirdi.

Genel seçimler gelip çattı. Erdoğan’ın artık şerefi değil, şerefsizliğinin ebadı ve miktarı sorgulandı.

6 Haziran akşamına kadar geçen son iki ayı hatırlayın.

Şerefin şerefsizliği, haysiyetin haysiyetsizliği hala o masada yatıyordu.

***
2013 Haziran başlarında Gezinin ütopyacı genç insanlarına Erdoğan’ın sakıncasız kullandığı bu sözcükler, şimdilerde alışılmış günlük siyaset dilinin terbiyesizliğine dönüştü.

Paralel tartışmaları ile at başı giden 17-25 Aralık yolsuzlukları döneminde başlayan bu dil alışkanlığına en çabuk uyum gösteren ise tahmin edileceği üzere Devlet Bahçeli’ydi.

Genel seçimlerin haysiyet ve şereften en çok söz edeni yine MHP lideri Devlet Bahçeli oldu. Her mitinginde, her demecinde Erdoğan’a yükleniyor ve şerefsizliğine açık göndermelerde bulunuyordu.

2 Haziran mitinginde açtı ağzını yumdu gözünü. “Alçak ve şerefsizsin. Erdoğan, sen nasıl bir insansın?”

***
Bunun siyaseten faydasını görmüş olmalı ki, erken seçim için tamtamların çalmaya hazırlandığı şu günlerde, Bahçeli 7 Haziran öncesine geri döndü. Ama bir farkla!

Bu kez hedefinde HDP vardı.

Önceki hedefi Erdoğan’a adeta biat etmişti,

“MHP gitmez” dediği saraya adamlarını göndermişti,

İki dakika görüşme gereği görmediği AKP adayının meclis başkanı seçilmesini sağlamıştı.

HDP’ye karşı RTÜK seçimlerinde AKP ile işbirliğinden çekinmemiş, Suruç’ta katledilen 32 gencecik insan için vatan haini damgası vurmakta beis görmemişti.

Ya ne yapacaktı?

***
Son günlerin etik dışı en pespaye demeci yine Bahçeli’den geldi.

“ …oyunu HDP’ye veren şerefsizler…”

Diyorum ki, Bahçeli’nin şerefle bir sorunu var.

Daha doğrusu şerefsizlikle ilgili Patolojik bir takıntısı olmalı.

Acaba diyorum, şöyle bir koltuğa uzanıp Freud’vari bir terapiyle çocukluğuna doğru geçmişine gitse neler çıkar ortaya?

Bu şerefsizlik bir tür hazımsızlık gibi duruyor dilinde ama kendisine bulaşmış bir şerefsizlik…

Kurtulamadığı, akıl kıvrımlarından kazıyıp atamadığı, uzaklaştıramadığı, bastıramadığı, bilinçdışına itekleyemediği bir şeref yoksunluğu…

O nedenle olsa gerek, önüne gelene şerefsizlik ‘payesi’ vermekte sakınca görmüyor. Bir tür yansıtma gibi.

Kendi şerefsizlik sorununu başkasına yaftalayıp aynadaki görüntüsünü değiştirme çabası.

Bahçeli için şeref kavramı o kadar ulaşılmaz olsa gerek.

***
MHP’ye tavsiye;

2011 genel seçimlerinde Erdoğan’la birbirlerine yağlı urgan atıp tutuyorlardı.

Şimdi bu şerefe dönüştü.

Yarın kim bilir ne olacak?

İyisi mi, Siz onu bir psikoloğa götürün.

Deneyin. Oldu oldu,

Olmadı mı? Bırakın kuşkulu şerefiyle baş başa.

Kendi şeref patolojisinden kurtulamamış birinin ülkenin yangından çıkmasına ne yararı olur ki?

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

erdoğan   -  Bağlantı 10 Ağustos 2015, 18:29

sayın yazar şu Erdoğan takıntısından bir kurtulabilseniz.senin görüşüne sahip olan siyasi zihniyetinde bu ülke insanı ile yıllardır sorunu var baksanıza her seçimde havanda su dövüyorlar

soru   -  Bağlantı 7 Ağustos 2015, 14:41

Teröre ve onun siyasal uzantısına laf söylediği için, partileri nasılda zan altında bırakıyorsunuz. Köşenizden terörün her türlüsüne ve iş birlikçilerine karşı tutumunuzuda görmek isteriz! Tabi Selo’ya kıyabilirseniz…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı