REKLAMI GEÇ

BORU DEĞİL TOP DEĞİL!

30 Haziran 2014 Pazartesi

Birkaç gün önce Zübeyde Hanım Caddesinden Kıbrıs şehitlerine doğru çıkarken gördüm. Caddenin sonuna doğru, İncilipınar Parkı’na bakan boş arazinin yol cephesi neredeyse boydan boya belediyenin özel billboard ilanıyla kapatılmış. “Birlikte karar vereceğiz demiştik. Osman Zolan, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı.”

Seçim dönemlerinde vaadedilenlerin gerçekleştirilmesi arzu ve isteği iyi bir şey. Ancak, pratikteki uygulamalar, her şeyi dev billboardlarla duyurmak kadar kolay değil. Eğer başarılı olamazsanız, söyledikleriniz hamasi bir nutuktan çekip çıkarılmış rutin slogandan öte bir anlam taşımıyor.

BORU DEĞİL!
Yeraltına su-kanalizasyon borusu döşemeye altyapı, üstüne taş döşeyip beton-asfalt dökmeye ‘üstyapı’ diyen bir yönetim zihniyetinin halen yönetimde olduğunu unutmayalım. Ben unutmuyorum, bunu yazdığımız için sabahın kör saatlerinde yayın yönetmeninden epey ‘fırça’ yemişliğim bile var. Diyelim işi kotarıp entelektüel literatürün kapsama alanından çıkardınız. Hoş görü böyle zamanlarda gereklidir. Hoş görüldü.

Ama konu bu kez boru değil, beton değil, kanalizasyon değil. Bu kez her gün, her saat, her saniye kent nüfusunun %90’ını doğrudan ilgilendiren bir alana dair alınan kararlar. Bu işin dilini biz hoş görsek, uygulamasını toplum hoş görmüyor.

TOP DEĞİL TOPLU TAŞIMA
Konumuz toplu taşıma. Sahanın bir ucundan öbür ucuna kıvrak çalımlarla taşınan topa benzemiyor. Her gün yüzbinlerce insanı kentin bir yerinden başka bir yerine taşıyorsunuz. Top taşırken yaşayacağınız aksamanın bedelini önce siz ödersiniz ama toplu taşımada sıkıntı bedelini o yüzbinler öder. Dolayısıyla toplu taşıma konusunda alınacak kararlar, tıpkıbilboarda yazdığınız gibi olmalı. “Birlikte karar vermelisiniz!”

“HAYROLA, DAHA GARPIZ PICAKLECEEDİK!”
Bir gecede gelip, bir gecede kayıplara karışanTureks’in gidişinin ertesi sabahı Baaddin ne demişti; “Hayrola, daha garpızpıçakleceedik.” Gece yarısı şirketi Tureks sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Görünen o ki, gittiği hiçbir yerde Tureks sonrası işler bir türlü rayına girmiyor. En yakın örnek Afyon. Açın İnterneti bakın sosyal medya şikayetlerine, göreceksiniz.

Şimdi kabak belediyenin başına patladı. Toplu taşıma işini aynı yöntemle bir gecede kamusal bir faaliyete dönüştürüverdiler.Aradan zaman geçti, yerel seçimler miladı falan derken, seçim öncesi şişen ama üstü örtülen sorunlar artık topluca yerel meclisin önünde.

Meclisin yürürlüğe koyduğu yeni güzergahlar, daha önce uygulama sahasında başarılı olmayan master planın iğdiş edilmiş hali olabilir mi? Göreceğiz. Ancak neye dayanırsa dayansın, konuyu sadece yararcı bir bakış açısından ele almak doğru gelmiyor.

‘KAMU ZARARI’ NEDİR?
Geçen haftanın haber başlıklarından bence en önemlisi, “yeni toplu taşıma sisteminde kamu zararının önüne geçeceğiz. Otobüs taşımacılığı zarar ediyor!”

Önce “Kamu zararı” denilen içeriği belirsiz kavrama uzatmadan göz atalım.5018 sayılı yasanın 71. Maddesi ‘Kamu Zararı’nı şöyle açıklıyor:

“Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur ve ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır. Kamu zararının belirlenmesinde; a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması, b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması, c) Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması, d) İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması, e) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması, g) Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması, esas alınır.”

Yasa oldukça açık. Siz bu madde esasına dayanan kararlara imza atıyorsanız, doğal olarak bu madde ile ihtilaflı uygulamalar sonuçları elde etmiş olmalısınız ki, bu suç işlemek demektir ve yargıya kadar gider. Kamu zararı oluşmuş mu, buna yargı karar verir.

Diğer yandan, ‘Yoksa bizi birileri kandırıyor mu’ duygusuna kapılıyor insan. Yasa diyor ki, ‘kamu zararı oluşması için bilinçli olarak ve kasıtla işlem yapılması lazım.” Ben bu konuda klasik kasaba tüccarına özgü kar-zarar yaklaşımıyla durum analizi yapıldığı kanaatindeyim.

Kamusal hizmet ve hizmet bedeli konusunda nasıl bir bakış açısı oluşturabiliriz? Bu bize kamusal hizmette zararın niteliğine ilişkin ipuçları verecektir.

1) Kamusal hizmette yapılan zarar, zarardan sayılmamalı. Çünkü henüz gelişimini tamamlamamış, emekleme dönemindeki ‘büyükşehir’ yapılanması döneminde bu zararın oluşması kaçınılmaz olsa gerek. Yetersiz kamu kaynaklarıyla devasa bir işe soyunuyorsanız (ki Denizli toplu taşımacılığının günlük istatistiği yok elimizde ama tahminen yüzbinleri buluyor bu sirkülasyon) yapılanma kurumsal ve yerleşik hale gelene kadar zararı göze alacaksınız.

2) Kasaba tüccarı kendi hesap kitap yönteminde haklıdır. Ama siz böyle bakamazsınız. Dolayısıyla sosyal hayatın dayattığı talepleri, kar-zarar demeden karşılamak zorunluğunuz var.

3) Bırakın zarar etsin. Zarar, yurttaşın kendi ödediği vergi, ücret ve harcadığı onca emeğin karşılığıdır.Bunu vergi memuru zihniyetiyle ele almak ne kadar doğru? İnsanlar size şirket kurup yönetin diye oy vermedi. Bu kenti, kentin sorunlarını, sosyal yaşamını ve toplumsal ilişkilerini iyileştirin diye sandıkta tercih yaptı. Başarısız olmanız olasılığını baştan göze aldı. Size, kar-zarar demeden toplumun günlük yaşam araçlarının sürekliliği için onay verdi.

Sonuç: Esas olan en gereksiz yerlere dahi para saçmaktan çekinmeyen belediye için sadece bütçe değil, esas olarak toplumsal refah olmalıdır. (Bu cümleden çıkıp popülizm eleştirisi yapabilirsiniz, sakıncası yok.)

“ÇOK TAŞIYALIM KAR EDELİM”
Merkeze dolmuşlar giremez, sadece belediye otobüsleri girebilir.Genel olarak şehirciliğin temel kuralıdır bu. Kent merkezlerine bize özgü dolmuş denilen, kent içinde disiplinsizliği bir türlü önlenemeyen toplu taşıma araçları sadece burada değil, pek çok şehirde giremiyor. Girmemesi de gerekir.

Ancak, burada asıl sorun dolmuşların kent içinde hemen hemen tüm ana arterlerde yolcu taşıması değil kanımca. Trafikte yarattıkları keşmekeş, akışı yavaşlatmaları, trafik yükünü arttırmaları ve gündelik olarak sayısız defalar yaşanan vukuatlar vb. pek çok eleştiri konusu yapılabilir. Trafikte araç kullanan ve kullanmayan pek çoğumuzun bu durumdan neredeyse her gün rahatsız olduğuda söylenebilir. Buna rağmen ben dolmuşların kent içinde en önemli sorunu teşkil ettiğinden kuşkuluyum.

Nüfusu giderek ve hızla artan büyük kentler için taşımacılık en temel sorundur. Bu sorunu Türkiye’nin önde gelen başlıca kentleri dahi henüz çözemedi. O nedenle, Gordion düğümünü açar gibi bir kılıç darbesiyle kesip atabileceğiniz bir sorun değil.

Asıl soruna gelelim o halde. Nedir o?
Büyükkent olmak için çırpınan, yeni Büyükşehir Yasası ile bu düzenleme hakkını elde eden Denizli için temel sorun, yıllardır en önemli sorun olması gereken toplu taşımacılığın palyatif, konjoktürel, dönemsel vb; ne derseniz deyin, bir türlü uzun vadeli bir projelendirme ile ele alınıp çözüm yolları üretilememiş olmasıdır. Ama burada fatura minibüslere kesiliyor, kent merkezindeki toplu taşıma düzenlemelerinin tümü kar-zarar hesabına kurban ediliyor.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

horoz kentli   -  Bağlantı 30 Haziran 2014, 22:21

denizli büyükşehir belediyesi 10 yıldır akp li başkanlar tarafından yönetilmekte.bu 10 yıl içerisinde trafikte hep başarılı olamadı.nedeni ise basit herşeyi ben bilirim ,ben yaparım mantıgıdır.yolcu taşımaya yıllarını vermiş denizlinin öz evlatları hep hiçe sayılmış ve dinlenilmemiştir.başkan osman zolan yeni otobüsler ve yolları dolmuşlara kapatarak iyi taşımacılık olmaz.o dolmuş esnafıda denizli belediyesinin bir taşıma aracıdır.bırakın insanlar neyi tercih ediyorsa onunla yolculuk yapsın

Mehmet Kara   -  Bağlantı 30 Haziran 2014, 13:13

Çok güzel bir yazı olmuş öncelikle.Denizli büyürken, insanları kafa olarak büyümedi, vizyonu genişlemedi ne yazık ki, en azından şehri yönetenler söz sahibi olanlar.Vizyon kent olmayı bile park yaparak olacağını zanneden bir belediye başkanı var üstelik.En kötüsü de “kamu zararı” mantığı.Hayırdır, benim vergimle benim harçlarımla aldığınız otobüsleri yine benim vergimle finanse ettiğiniz mazotla şehrin bütün sokaklarında boş boş “bakın yeni otobüs aldık, hizmet veriyoruz gördünüz mü” diye dolaştırırken kamu zararı yoktu da (halbuki bildiğiniz kamu zararı bu işte) doğru dürüst işletilemeyen otobüs işletmesi günlük hizmetlerinden dolayı zarar edince mi kamu zararı oluştu?Kasaba zihniyetinin ta kendisi işte, dikkat köylü değil.Üretmeyen, çalışmayan, al-ver den para kazanan…

ibo   -  Bağlantı 30 Haziran 2014, 11:36

e dolmuş madem trafigi kalaba edip sorun oluyo diyelim ne denizlide 16veya 18 hatta 679 dolmuş çalışıyo bu raçlar hiç çogalma yapmadı yıllarca trafige bi sürü günde araç çıkıyo denizlide onlar trafigi kalaba etmiyo tabii bide DENİZLİ GOAMAN ŞEHİR MERKEZDE 1000 KUSUR (S) PİLAKALI ARAÇ VAR ONLARDA ÇOGU (J9 PEJO GÖRÜNÜMLÜ DOLMUŞA BENZEYEN ARAÇ BEYAZ RENKLİ) BUNLAR HEÇ HATA YAPMIYORMU???sonra bu j9 pejo pazarcı esnafındada var beyaz dolmuş geçiyo oda hatta seyyar kokoreç ve köfteci arabaları bile var onlarda dolmuş görünümlü pejo j9 çogu şehir içi yolları kullanıyo gelelim her dolmuş görünümündeki özel araçlarda hata yapıyo yalnız fatura hat dolmuşcusuna kesiliyo ya bu dolmuş denizlinin 18 ilcesinde ulaşım bunla saglanıyo sonra TAVAS ilce içi mahallerinde çalışan dolmuşları var unutmayın bakalım bu işle geçim saglayan esnaf ve şöferleri onlar ne ile geçinecek sadakımı topluca insanların işine bırakın engel olmayı çalışsın muhtaç olmasın onlarında okuyan çocukları var bakmakta oldukları ailesi var diyelim şimdi onların işine aşına mani olduk para kazanmasınlar aç kalsınlarmı onlara verebileceginiz bi işiniz varmı onlar için bi projeniz varmı???? medem bu dolmuş sorundu neden denizli belediyesi osman zolan bu dolmuşlara ilave yaptı neden onlarda 100.000tl 120.000 tl para aldı yakın bi zaman önce bunları sorsanız ya???? bu nsanları niye borca soktu eskiden denizlinin yolları 4 şerit 3 şeritti yolları daraltı yolunkenarına paralı otopark yaptı oralara resmi kıyafetli otopark görevlisi dikti butün araçları aynı yollara aynı bölgeyi kullanmaya mejbur ettitrafigi sorun göstermek bazı araçlarlar şöförleri ileözel araç kullananları karşı karşıya getirdi bunlar denizli gibi gocaman şehirde hareket olmassa bereket olurmu????? herkese saygı ve sevgiler maksat bagcıyı dövmek degil üzüm yemek 🙂

8J9

9

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı