REKLAMI GEÇ

ESKİ OYUN ESKİ SAHNE ESKİ AKTÖR

21 Ekim 2014 Salı

“Burada zafer kazanan hükümet olmuştur.
Geçmişten bu güne, ne mücadelelerin çemberinden geçmiş insanların isimlerine rastlıyoruz seçilen ‘akiller’ içinde. Kimine saygı duyduk, kimine öfke. Kimini yadsıdık, kimini kabul eyledik, kimini de sürgün. Ama gün o gün değil. Gün, 2023 hedefinde kendi ideolojisinin paradigmasına uygun projelerle uzun bir yol haritası çizen iktidarın günü. 

***

Stratejisini Machievelli’ye rahmet okutacak cinsten pragmatist yöntemlerle oluşturan bir siyasal erkin donanım malzemesine dönüşmek böyle olsa gerek.
Kerameti kendinden menkul ‘bilge’ yurttaşlarımızın siyasal iktidarın sopası altındaki yol göstericiliği, bir kez daha yurdumuz ve halkımız adına hayırlara vesile olsun!”

***

Yukarıdaki satırların yazılış tarihi Nisan 2013. Yani bundan tam 1.5 yıl önce kaleme alınmış ve bu sütunlarda yayınlanmış.
Akiller heyetinin yurt gezileri devam ederken, Denizli’ye yolu düşen Ege Bölgesi akillerinden Prof.Dr. Fuat Keyman’la bir röportajımız olmuştu. Fuat Hoca o röportajda çok önemli vurgular yapmış, “Akil insanlar projesi devletin barış projesidir” diyerek sürmekte olan akillerle ilgili tartışmaların yerleştirilmesi gereken alanı saptamıştı.
Kısmen katıldığımız bir düşünce olduğunu o zaman belirtmiştik. Ancak o zaman da belirttiğimiz gibi bu yaklaşım bir temenni olarak kalma tehlikesini içinde taşımaktaydı. Çünkü, aynı röportajda Fuat Hoca’nın heyet başkanı Tarhan Erdem’den aktardığı “yeni bir devlet inşa ediliyor” yaklaşımı bu kuşkuları haklı kılacak vargılara uzanabilir bir kanaatti.

***

Sonrasında ne oldu?
Yaklaşık iki aylık bir çalışma sürecinden sonra akil heyetleri kendi bölgelerinde yaptıkları gezilerin sonuçlarını rapor haline getirdiler. Bu raporlar hükümet kanadının barış sürecinde izleyeceği yol haritası oldular mı bilinmez ama kesin olarak yansıyan o ki, daha o günlerde yazımıza başlık olan akillerin “siyasi iktidarın stratejik donanım malzemesi” olabilecekleri öngörümüz büyük ölçüde gerçekleşti. Akil toplantılarının son günlerinde 21.yüzyıl küresel başkaldırılarına örnek bir eylem taksimden başlayarak tüm ülkeye yayıldı. İşte o tarihten itibaren ne akilleri, ne barış süreci teraneleri ve ne de demokrasi havariliği kalmadı hükümetin. Zaman zaman tescilli diktatörleri yaya bırakan bir başbakana tanık olduk. Sokaklar bir aya yakın bir zaman hükümet ve halk güçlerinin savaş alanına döndü. Polis biber gazı ve tazyikli suyla yetinmedi, eylemcilere kurşun sıktı. Ölüler bilançosuyla geride kalan Gezi Direnişi eylemleri böylece hükümetin turnusol kağıdı oluverdi.

***

Şimdi yenden akiller zamanına dönüyoruz. De-ja-vu gibi. Sanki hiçbir şey değişmemiş, 2013 Nisan ayı başlarına geri dönmüşüz. O dönem yaklaşan yerel seçimleri güvenceye alacak tüm manevraları devreye sokan hükümet, aynı aktörlerle aynı oyunu yenidensahneye koymaya hazırlanıyor.

***

Oysa henüz birkaç hafta önce yaşanan sokak çatışmalarının ateşi henüz sönmedi. Kobani konusunda hükümetin ikircikli, pazarlıkçı tutumu uluslararası güçlerce tümüyle deşifre oldu ve kendi tükürdüğünü yalamak zorunda kalıp koridora izin verdi. Yine de IŞİD türü örgütlerle kurduğu yakınlığı hala inkar etmiş değil.
Tezkere ile Kobani çatışmalarında taraf algısı yaratıp, aynı tezkerenin sağladığı olanağı fırsata çevirerek Irak’ta PKK’ya yönelik hava saldırılarına girişti.
Diğer yandan A.Öcalan için basında çıkan haliyle tek kişilik bir hapishane reformu yaşanıyor. Bu reformun konforu yalnızca Öcalan’a ait olacak. Ama Kürt Halkının yaşamakta olduğu Suriye, Irak, Türkiye üçgenindeki savaş sefaletine nasıl bir çözüm üretileceği konusunda en ufak bir emare ufukta belirmiyor. Bu konuda herhangi bir öneri ya da demece de rastlanmıyor.

***

Hal böyleyken, akil insanlar heyetlerinin yeniden devreye sokulmasını nasıl olumlu yorumlayabiliriz?

***

Akil insanlar 2014 yılı yerel seçimlerinin kazanılmasında pay sahibi oldular demek çok mu acımasız bir değerlendirme olur? Kanımca hayır. Hükümetin arzusu hilafına bir sonuç çıkmamıştı önceki dönem faaliyetlerinde. Şimdiki dönem faaliyetlerinden de daha farklı bir sonuç beklememenin hayal olacağını düşünüyorum.
Yoksa etkili ve bilinen isimlerden bazılarının yeni dönem heyet toplantılarına katılmayışı nasıl izah edilebilir ki? Baskın Oran Hoca’nın heyet üyeliğinden ayrılırken verdiği demeci hatırlayalım. “Türkiye’nin Kürtleri daha fazla oyalamasına alet olmak istemiyorum.”
Hafta içi BBC’ye konuştuğu haberlere konu olan AKP’li milletvekilinin demecinin özeti de aynı minvaldeydi. ”Hükümetin PKK’ya saldırma kararını neden aldığını anlamak çok zor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürt sorununu çözmeye değil, oylarını artırmaya odaklanmış durumda. Barış sürecinin yakın zamanda çökebileceğine inanıyorum. Bu ise ülkeyi kaosa sürükleyecektir.”

***

Fuat Keyman’a geri dönersek; Hoca yaptığımız söyleşide “kitle partileri mutlaka sürece katılmalı” demişti. Oysa bırakın katılmayı, kitle partilerinin ilk andan itibaren hasım görüldüğü ve sürecin dışında tutulmak için tüm manevraların yapıldığı izlenimi doğmuştu o dönem. Şimdi yine aynı üslup ve tutum devam ediyor. Hiçbir siyasi parti bu girişim için ortak bir barış platformuna davet edilmiş değil. Neden? Tek nedeni, hükümetin Kürt oylarına yönelik taarruz girişimi olan bu pratiğin muhalefet partilerince sekteye uğratılabileceği, olmadı pastadan pay elde etmeleri olasılığı olabilir.

***

Bir uyarı ile nokta koyalım.Önceki akil heyetler girişimi Gezi eylemleri ile sonuçlanmıştı. Bir avuç gencin başlattığı demokrasi ve özgürlük rüzgarı kısa zamanda tüm ülkeyi kasıp kavuran fırtınaya dönüşmüştü.
Demem o ki, hiçbir şey yeni hayat tasavvuru taleplerine engel olamaz. Geçmişte bunu gördük ve gördünüz. Aynı aktörler ve senaryo ile sahnelemeye hazırlandığınız eski oyunun tutmama olasılığını mutlaka hesaba katmalısınız. Yoksa bu kez gezmeye çıkacak Afrika veya Ortadoğu ülkesi bulamamanız daha yüksek bir olasılık.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

ANIL   -  Bağlantı 22 Ekim 2014, 09:11

Ben az-çok bir üniversite mezunuyum. Bu akillerin yanında galiba da bir salağım. Bir çözüm sürecidir gidiyor da ben hala anlayamadım; neyin çözümü? . Sorun ne ki çözüm aranıyor? Biri bana bir izah edebilir mi acaba?

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı