REKLAMI GEÇ

HEM BAŞARISIZ HEM SALDIRGAN

5 Mayıs 2015 Salı

Günlük politika turları yeni başlayan siyaset adaylarının dili de kendileri gibi sürece henüz ısınmaya başladı. Çoktandır beklediğimiz hamasi kavga gürültü dilinin ipuçları yeni sahne alıyor.

Önceden olsa, bunu önyargılı ve çoğunlukla muhafazakar muhalefetin etnik düşmanlıklarla örülü dili olarak beklerdik. Ama son 10 yıldır aktörler değişti. Bu dönem sahne alanlar, eskilerin kulaktan diğerine geçmeyen hamasetine rahmet okutur hale geldi.

Kimleri kastettiğimi merak ediyorsanız, her gün yerel medyada sekiz sütuna baş ağalık yapan, paçasına toz konsa ‘yırtık donla küllerinden yeniden doğdu’ benzeri haberlerle abartılan karakterlere dönüp bakıverin.
***
Hadi açık olalım, benim icraatını yazmayı pek sevdiğim kentli politikacıların başında Nihat Zeybekci geliyor. Kim ne derse desin, bizim gibi haftanın birkaç günü sayfalar dolusu yazmak zorunda olanlar için bir tür çeşnidir Zeybekci’nin hallerine dokunmak.
***
Hazret yine bilindik saldırgan üslubuyla ucunu başını düşünmeden demeci patlatmış. Gel de yazma.
İnanın bize çok şey yapacaklar, yalanda mucizeler yaratacaklar, iftirada her türlü sahtekârlıkta, her türlü sahte evrakta, her türlü montajda, her şeyi mubah görecekler.

Kendisinin bile inandığından şüphe ettiğim bu demeci kuvvetle muhtemel bir çay içimi molasında kurmuştur. Çünkü eğer bir Bakan adabıyla yapacağı açıklamaların o koltuğa ve ağırlığa yakışması gerektiğini düşünmeye fırsatı olsaydı böyle konuşmaması gerektiğini idrak ederdi. ‘Hem kişi kendin bilmek gibi irfan olmaz’, anlaşılan son meclis deneyimi kendisine bu konuların nasıl kotarılacağına dair pek çok şey öğretmiş olmalı.
***
Oysa yaklaşık 4 aydır hızlı biçimde süren kentteki seçim havası boyunca bu iddiaların hiçbir emaresini görmedik. Muhalefet partileri kanımca hiçbir seçim döneminde bu kadar ölçülü, böylesine seçmene odaklanmış politikalarla siyaset arenasında yer almamışlardı. Doğal olarak muarızları yerine kendi seçim hedeflerine odaklanmış olmaları böyle bir kavga-gürültü ortamından uzak tuttu muhalefeti.

İyi de yaptılar, Zeybekci’nin demecinin psikolojisini okumaya çalıştığımızda görülüyor ki, seçimde kullanabilecek pek fazla argüman vermiyorlar kendisine. Ulu orta atıp tutmasına meydan verecek malzeme çıkmıyor seçim meydanlarından. Gerçekçi ya da değil, tüm muhalefetin son on yıllık onca seçim dönemi içinde emeğe dönük toplumsal-demokratik-sosyal sorunlara somut çözüm önerileri ile gelmesi kanımca kendisini çileden çıkarıyor.
***
Oysa Zeybekci, icraatı çok başarısız bir tabloya dönüşen son hükümetin Ekonomi Bakanı’dır. Onun döneminde tüm ekonomik göstergeler gerilemiştir. İşsizlik tavan yapmış, yoksulluk sınırı epey bir irtifa kaydetmiştir.

Bizzat hükümetin denetimindeki Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan son verilere göre, İşsizlik oranıOcak 2015 döneminde yüzde 11.3 ile Nisan 2010’dan beri en yüksek seviyede.Aralık 2014, Ocak ve Şubat 2015 aylarını kapsayan Ocak döneminde, tarım dışı işsizlik ise yüzde 13.4 seviyesinde. Verilere göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı Ocak döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 454,000 kişi artarak 3.259 milyon kişi olmuş. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 2.3 puanlık artış ile yüzde 2o’ye ulaşmış.
***
Sadece bu mu? Gerek duruş, gerekse belagat olarak Zeybekci bu hükümetin yeteneksiz kabine üyeleri arasında başı çekiyor görüntüsüne sahip. Sürekli pot kıran, sözleri ve eylemlerini sadece Erdoğan’ın o günkü haleti ruhiyesine göre ayarlayan biri. Sanırsınız Cumhurbaşkanı’nın hık deyicisi.
***
Zeybekci işte bu ahval ve şerait içinde dönüp dolaşan bir psikolojide. Kentin seçim havasını kontrol edememenin, gündem belirlemeyi bırakın gündem olamamanın çaresizlik duygusuyla ‘sallıyor’. Bu daha başlangıç. Önümüzdeki günlerde bu ‘sallayışların’ yaratıcılıktan uzak ama giderek tansiyon yükselten bir tona dönüşeceği muhakkak gibi.
***
Muhalefetin tüm kesimlerine makul bir kaç öneri: Aman siz siz olun ağzınızı bozmayın. Hedeflerinize uygun gündelik politika gezilerini terk etmeyin. Hamasete prim vermeyin. Öfkesini kontrol edemeyenler, sonunda kendi öfkesinin kurbanı olmaya mahkumdur, aklınızdan çıkarmayın. Saygısızlığı belagat sanatı belleyen ve sayanların tuzağına düşmeyin.

Yani demem o ki, bari siz yaptığınız işe yakışın, kendi telaşını örtbas etmek için saldırganlık gösterenlerin değirmenine su taşımayın.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

erdoğan   -  Bağlantı 10 Mayıs 2015, 20:33

sen zeybekçiye en başarısız bakanı diyorsun ancak yere göğe sığdıramadığın sosyal demokratları nerede gördün yaşar bey hayatta birbirlerine çay ısmarlamışlarmı

derinmuhendis   -  Bağlantı 5 Mayıs 2015, 18:33

yaşar hocam yine döktürmüşsüz; yerinde tespitler

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı