REKLAMI GEÇ

Melekler ölmemeli!

5 Temmuz 2014 Cumartesi

Yine bir hayvan cinayeti.

Bu kez iş arkadaşımız Şengül Boz’un sevimli, akıllı, kibar kedisi Melek, insan müsveddesi bir yaratık tarafından araçla ezilerek öldürüldü.

***

Birkaç yılda bir bu tür yazılar yazmanın kötü tarafı ne biliyor musunuz? Acıyla ve çaresizce yazmaktan başka bir şey yapamamak, giderek insanların bu durumu kanıksadığına tanık olmak, itirazın, karşı çıkmanın, cinayetleri önleme çabasının faydasızlığına seyirci kalmak…

***

Yaklaşık otuz yıl boyunca birkaç hayvan yetiştirdim. Hiç biri eceliyle ölmedi. Ya çalındı, ya ezildi, ya belediye itlaf ekiplerince zehirlendi ya da veteriner hekim hatasına kurban gitti.

Hangi birini saymalı ki!
İlk köpeğim dişi bir Rus finosuydu, sokaktan almıştım. Adını Ruşça bir kadın adı olan Nadia(biz de pek muteber bir aşağılama ile Nataşa) koymuştum. Belediye itlaf ekibi kurbanı oldu.

İkincisi de bir sokak köpeği oldu. Annesi yine Konak Belediyesi ekiplerinin toplu katliamına kurban gitmişti. 10 günlük yavruya sahiplendim. Kangal kırmasıydı. Onun adını da mitolojide Kartaca Kraliçesi olarak anılan Dido koymuştum. Bir gün çaldılar. 32 gün sonra kaçıp geldi, bir kaç ay sonra yine çalındı ve bir daha haber alınamadı. Çok sonraları Bergama taraflarında araçla ezildiği haberini aldım.

Üçüncüsü, yavru iken peşime takılıp gelmiş, sorgusuz sualsiz eve dalmıştı. Bir daha gitmedi. Adını paytak yürüyüşündençağrışımla Palet koydum. Çeşme Alaçatı da herkes sevmişti. Bir gün geri dönmedi, zehirlenmişti. Veterinerde bir gün yaşayabildi.

Son köpeğim Aida oldu. Narlıdere de bir aşçının dişi köpeği doğurmuştu. Yakışıklıydı. Bal rengi saçlarıyla tam 11 yıl birlikte aynı yatağı, koltuğu yaşadık. Bir gün güle oynaya veterinere gittik, işgüzar mı diyelim ya da hekim çokbilmişliği ve laf dinlemezliği mi, o akşam veterinerden yarı baygın çıktı, gece yarısı öldü.

***

Kent içinde herhangi bir sokakta saatte 30-40 km azami hızla gitme zorunluğu varken, hiçbir gerekçe bir hayvanı öldürenin post-hayvani kişiliğinin ilkelliğini haklı gösteremez.

Bunu savunanların, mazur göstermeye, hafifletmeye çalışanların da aynı vebalden ve insanlık noksanlığından nasibini fazlasıyla almış olduğunu söylemek abartı değildir.

***

Narin bedeniyle bir hayvan, yolun karşısına geçmek isterse, gelen aracın farlarıyla gözleri kamaşır ve sizin mesafenizi algılayamaz, yönünü tayin edemez, gideceği yeri şaşırır. İhtimal Melek için de böyle olmuş olmalı.

Güzel kadındı Melek. Gözünün önünden hiç ayırmadığı iki güzel kızı vardı. Adı Mavi ve Çirkin. Çirkin adına bakmayın, güzeller güzeli bir sarışın aslında.

Şimdi her ikisi de mutsuz ve suskun. Annelerinin ölümünü görmüş olmanın şaşkınlık ve öfkesini nasıl atlatırlar bilmem.

***

İnsan olmanın erdeminden söz ederler ya, yok öyle bir erdem. Tarihi boyunca erdem dediği ve arkasına saklanmayı pek bir marifet saydığı o ahlakçılıktan ne kadar nasibini alabilmiş ki insanoğlu?

Ölümü geri çevirebilir misiniz? Hayır!
Erdeminiz batsın. Kendinden başkasına hayat hakkı tanımayan kurallarınız da!

***

Umarım Melek ve her gün sayısız katliamın kurbanı olan diğer Melek hayvanlar bir gün insan suretli katillerinden bunun hesabını sorar. Sormalı, eminim soracaktır da.
İşte o zaman çok korktuğunuz cehennem ateşi bile size az gelecek.
Toprağın bol olsun, huzur içinde uyu güzel Melek!

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı