REKLAMI GEÇ

PAMUKKALE NEREYE GİDİYOR?

8 Mart 2017 Çarşamba

Yeniden hatırlayalım.

Pamukkale Türkiye’nin sayılı turizm merkezlerinden biri!

Türkiye’nin turizm çekim merkezi olarak ilkin Topkapı’yı sayarsınız, ardından Efes’i, sonra Pamukkale. Kapadokya falan diye gider.

Eskiden yıllık giriş çıkışların sayısı bazen Efes’i geçerdi. Çok değil iki yıl önce ziyaretçi sayısıyla geçmişti galiba.

Geliri de ilk beşin içinde olurdu her zaman. Gişe gelirlerini antik havuz takip ederdi, müzesi, satış büfeleri derken rakamları tamamlardı.

Ya şimdi?

Kentin adını dünyanın en uzak köşelerine taşıyan, ekonomik değerini yükselten, prestij sağlayan bu güzelim doğal ve tarihi merkezin turizm değeri şimdi ne durumda?

Son dönemde adı adeta aklımızdan çıktı, neden?

PAMUKKALE DİLDEN DÜŞTÜ
Pamukkale adını unutturacak ölçüde yaşanan gelişmelerin bir değil, pek çok nedeni var.

En başta ilgili Bakanlığın, yani Kültür ve Turizm Bakanlığının izlediği işletme politikası,

Sonra izlenen turizm politikalarını adeta şablon olarak bölgeye uygulama çabası,

Ardından turizm merkezi olmanın yanında örenyeri özelliğini göz ardı eden algılayış,

Yerel yönetimlerin ‘yönetme’ ve ‘sahiplenme’ anlayışı…

Daha sayılabilir. Ne ki hepsi aynı kapıya çıkar.

Bu arada Laodikya’yı unutmayalım, orası da aynı kaderi yavaşça paylaşıyor. Eskiden Pamukkale gibi kimsenin dilinden düşmezdi, şimdi kimsenin diline düşmüyor.

Yaşanan gelişmelerden en az sorumluluğu bulunanların yerel turizm işletmecileri olduğunu belirtelim.

PAMUKKALE’DE NELER OLUYOR?
Kültür ve Turizm Bakanlığı geçen yıl arapsaçına dönen ihale muammasını yılın sonuna doğru nihayet gerçekleştirip, gişe ve örenyeri satış büfelerini iki ayrı ihalede işletmeye verdi.

Türkiye’deki 376 örenyeri gişe işletme ihalesini kazanan, Turkuaz Tanıtım Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. adlı şirket. Ortaklarının bir bölümü 2012 yılında İzmir’de ihaleye fesat karıştırma suçundan tutuklanıp yargılandı. Mahkeme sonuçlandı mı bilmiyorum. Sonra ne olduysa, nasıl olduysa Bakanlığın iki kez ihaleye çıkarıp veremediği örenyeri gişeleri işletme ihalesini bu şirket kazandı.

İhale ilk girişimlerinde beş yıllık işletme öngörülürken, sonunda söz konusu şirkete 1 yıllığına bırakıldı. Gelirlerden alacağı payın ne kadar olduğu net değil ama %11-15 arasında rakamlardan söz ediliyor. Bunun makul olduğu söylenebilir, önceki işletme TÜRSAB’ın da yaklaşık rakamlara işlettiği biliniyor. Ancak neden 5 yıl öngörülen işletme süresi 1 yıla indi, bunu açıklayan yok.

Son ihale müsteşar yardımcılarından birinin başını yedi, neden olabilir?

Geçen aylara kadar medyada her gün arzı endam eyleyen, pek muktedir olup şu günlerde ortalıkta görünmeyen AK Parti sözcüsü Ömer Çelik önceki dönem Kültür Bakanı’ydı. Pamukkale’yi Denizli’den adeta kanırtarak alan oydu. Bu soruları bir de ona sormak gerekmiyor mu? “Denizli’nin Bakanı” bu işlere bakıyorsa eğer, bir gün kapısını çalıp bu ve benzeri soruların yanıtını isteyebilir. İlginç yanıtlar alacağını sanıyorum.

PAMUKKALE’Yİ KİM SAHİPLENECEK?
Pamukkale her şeyden önce ören yeri. Denizli’nin sayısı yirmiyi geçen örenyerlerinin ilk sırasında. Diğerlerinin tarihi değeri en az Pamukkale-Hierapolis kadar önemli. Geçen yıl itibariyle beş ayrı bölgede kazı çalışmaları, ayrıca yüzey araştırmaları ve koruma çalışmaları devam ediyordu. Hepsi de alışılmış turizm değeri henüz oluşmasa da tarihi ve kültürel değeri oldukça yüksek yerler. Laodikya, Hierapolis, Tripolis Beycesultan, Tabae… Daha sayılabilir. Örneğin Colossae uzak doğulu turistler için inanç turizmiyle çoktan tanıştı. Bizans ve Osmanlı kültür mirasını saymıyorum bile!

Böyle bir kentte izlenen turizm politikası ne olmalı sizce? Kültür Turizmi değil mi? Ama ne gezer.

Sayılan tüm antik ve kültürel değerlere karşın, hala 1980’lerin turizm politikalarıyla turizm yapma peşinde Bakanlık. Deniz, kum, güneş… Güneşi anladık, deniz ve kum nerede?

Vekil adayı olmak için “Denizli’ye deniz getireceğim” diyen aday adayı haklı mıydı yoksa?

Denizli nüfusunun yaz kış tüm hareketliliği sahil kent ve ilçelerine doğru gelişti. Bu durum son yıllarda Pamukkale’nin kent insanından koparılmasıyla birlikte önlenemez bir akışa dönüştü. Bir değil beş teleferik yapılsa boşuna! Nihayetinde orası da giderek protokolün gösteri merkezine dönüşmeyecek mi?

Kentin olağanüstü Kültürel dokusunu anlamayacak yöneticilerin eline kaldıktan sonra ne yapsanız nafile!

Medyaya her gün demeç vermekle, sadece göze görünür işleri grup fotoğrafı çektirip vitrine çıkarmakla olmuyor bu işler, bunu birilerinin anlaması gerek. Şu zenginliğin farkında olması, kafa yorması, çözüm üretmesi gerek.

PAMUKKALE BÜFELERİNİ KİM İŞLETİYOR?
Pamukkale’de satış büfeleri yılbaşından beri kısmi hizmet veriyor, neden?

Bildiğimiz kadarıyla 186 örenyeri satış yerleri ihalesini, TÜRSAB başkan adaylarından Firuz Bağlıkaya’nın DETUR Tatil A.Ş adlı şirketi aldı. 10 yıllık sözleşme yaptığı, toplam ihale bedelinin 50 Milyon Dolar olduğu söyleniyor. Pamukkale ve Laodikya’da bunların içinde!

Başlangıçta şirket kendisi işletmek yerine taşeron işletmeciye vermek istiyor. Talip olan yerel işletmeci Denizlili! İlk yıl 3.260 bin TL gibi bir rakam ödemek üzere anlaşıyor. Ne var ki fizibilitesi uymadığından mı, yoksa ruhsat nedeniyle mi bilinmez, vazgeçiyor.

GÜRLESİN NE İSTİYOR?
Hatırlayalım, Pamukkale Belediyesi 2015 yılında içkili ruhsat bölgelerini belirlemişti, ironik bir biçimde bu yerler arasında Pamukkale yok! O nedenle işletmeyi üstlenen yerel firmaya ruhsat verilmemiş olabilir mi? İkinci dayanak, yapı kullanma ruhsatının bulunmayışı olabilir mi? Antik havuzun bulunduğu eski Özel İdare havuz yapısı ruhsatsızdı. Çünkü 1996 yılında yıkımına kara verilmiş ama dönemin Bakanlık tasarrufuyla yıkımı önlenmiş ve işletmesi ruhsatsız olarak devam etmişti.

Edindiğimiz bilgiye göre antik havuzu çevreleyen yerleşmelere nihayet ruhsat verilmiş.

O halde bölgeyi kendi hinterlandına dönüştürmeyi çok isteyen Pamukkale Belediyesi işletme için neden talip olmadı?

Oysa Başkan Gürlesin, bir buçuk yıl önce yaptığımız söyleşide ve Belediye meclislerinde Pamukkale’yi ısrarla istediğini söylüyordu. Üstelik Büyükşehir ile ters düşme pahasına demeç vermekten kaçınmıyor, taşeron olmayı göze alıyordu. Neden talip olmuyor?

PAMUKKALE BÜYÜKŞEHİR’E TEKLİF EDİLDİ Mİ?
Bir soru da Büyükşehir’e:

Denizli Büyükşehir Belediyesi’ne Laodikya ve Hierapolis örenyeri gişelerinin işletmesi teklif edildi mi? Teklif edilen kira bedeli yıllık 30 Milyon TL miydi? Bu teklifi Büyükşehir reddetti mi? Neden? Kaygısı Kâr edememek miydi? Ama orası kültürel bir değer. Kârın çok fazla önemi olmamalı. Aslolan Pamukkale’yi kentten koparan politikalara son vermek, Denizli ve bölge halkına açmak, yeniden kazanmak olmalı.

Eğer sorularımızın yanıtı ‘evet’ ise yazılacak çok şey var. Ama önce bu soruların doğru yanıtını birilerinin vermesi gerekir.

TURİZM HAFTASI NEREDE KUTLANACAK?
Başka bir konu Turizm Haftası etkinlikleri! Hafta yaklaşıyor. Denizli Valiliğinin, İl Kültür Müdürlüğü eliyle bu konuda bir hafta düzenlemesine gittiği biliniyor. Toplantılar yapılacak. Toplantılara hangi kurum kuruluş ve kişiler davet edilecek? Bu işe onlarca yıl emek vermiş onca insan var, kıyıda köşede kabuğuna çekilmek zorunda kaldı. Onlara gereken değer verilip görüşlerine başvurulacak mı?

Bir de bu törenler nerede yapılacak? Önceleri, işletmesi Büyükşehir’de olduğu için Laodikya seçiliyordu. Şimdi neresi seçilecek? Törenler Pamukkale ya da Laodikya yerine kent merkezinde yapılacak olursa olağanüstü komik duruma düşüleceğini şimdiden kaydedelim. Umarız sağduyulu bir kararla Pamukkale’de yapılır. Yoksa yazmak için bize bir neden daha verilmiş olur o kadar. Turizm kazancı yerini kentin kaybın bırakır.

Çünkü geçen yılın Pamukkale giriş rakamları eskiye rahmet okutuyor. Bilinen, 2016’da mesela antik havuza paralı giriş adedi 80 bin civarında. Bu rakam protokol, engelli vb. gibi ücretsiz girişlerle 105-106 bin civarında biliniyor. Beş-on yıl öncesinin 380 binlere dayanan girişleriyle karşılaştırın, faciayı daha iyi anlarsınız.

Bu arada izlenen giriş fiyatı politikaları ile ilgili sorumsuzluk ve açgözlülük ayrı bir eleştiri konusu.

TERMAL SAĞLIK MERKEZİ BİTECEK Mİ?
Pamukkale’nin hali pür melali ortada, çözüm bekliyor.

On yılı aşkın süredir yılan hikâyesine dönen termal sağlık merkezinin temeli atılmış. Pamukkale Üniversitesi’nin uhdesine bırakılan tesisin hizmete girmesinin çok uzun sürmemesini diliyoruz. Ama bu yatırım tamamlanacak, kompleks hizmete girecek mi meraktan geri duramıyoruz. On yıl boyunca bekleyen kamuoyu ve turizm sektörü için bekleyiş ne kadar sürecek? Bunca gecikme ve yalan dolanla bu kadar uzayan yatırım sürecinden sonra insanın inanası gelmiyor da! Aksi halde, bu politikalarla zaten ömrü hızla tükenen turizm havasının küllerine sağlık hizmeti sunmak zorunda kalacak.

***
Pamukkale için özellikle kamu yararını önceleyen anlayışa sahip birilerinin çözüm için girişimlerde bulunması ve çaba göstermesi acil bir gereklilik olarak bekliyor.

Yoksa Pamukkale “Pamukkale” olalı şimdiki gibi bir ‘zulüm’ görmemiş olacak!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı