REKLAMI GEÇ

RENGARENK BİR HORTLAK!

20 Ağustos 2019 Salı

Türkiye’nin önündeki ilk seçim dönemine damga vuracak olan “çevre sorunları”, sadece ilk seçimle sınırlı kalmayacak gibi görünüyor.

Bu iş giderek kabaran gelgit türü dalgalanmadan çok, sürekli fırtınaya dönüşme potansiyelini yıllardır biriktiriyor.

Son olarak, Kazdağları’nda Kanadalı şirketin altın madeni işletme amaçlı doğa katliamına gösterilen toplumsal tepki, bu birikimin gerektiğinde nasıl bir pratiğe dönüşeceğinin göstergesi.

Aslına bakarsanız, son otuz yılın bilançosu gibi.

Bergama altın madeni veya Gökova termik santrali girişimcilerine gösterilen tepkilerden günümüze kadar geçen zaman içinde yaşanan ve devlet eliyle tasarruf edilen doğa tahribatına karşı kuşaklar arası süren mücadelenin özeti!

Halen Karadeniz’de, Trakya’da, Batı’da, Ege’nin her karışında yapılması tasarlanan, her biri doğa katliamına dönüşme riski yüksek olan girişimler ve bu girişimlere karşı bölge halklarının korkuyu yenmiş karşı çıkışları…

Hangi birini sayalım ki?

Önceki Pazar Kazdağları’na yürüyen binlerce insan, geçen Pazar aynı tempoyla ama bu kez Fazıl Say konseri için yollara düştü. Bu sanıyor muyuz sadece bir konser merakı yolculuğuydu?

***

Başka açıdan doğayı koruma ve ekolojik yitimi önleme mücadeleleri, son beş yılın iktidarı üzerinde kara bulutlar gibi dolaşan bir hayaletin rengarenk giyinmiş hortlağı olageldi.

Öyle bir hayalet ki, siyaset çarkının gündelik dönen dişlileri arasına hapsedilemeyecek denli dinamik ve ele avuca sığmaz bir enerjiyle yüklü.

Biraz abartarak söylemenin sakıncası yok: Haklı zeminiyle Türkiye dışişleri diplomasisinin asla düşleyemeyeceği denli uluslararası ilgi odağı.

Hem kendi halkı, hem de dünyanın her yerinde başka halklarla evrensel barış içinde.

Hadi baklayı çıkaralım, Beş yıl önce, bir yaz başı fırtınası gibi başlayan ve halen siyasal iktidarların korkulu rüyası olmaya devam eden “Gezi Direnişi” formatında.

Ama bu kez bir kentin, bir bölgenin ve bir toplumsal kategorinin (gençlik gibi) değil; toplumun her kesiminin, ülkenin her bölgesinde, kentlerinden dağlarına uzanan geniş coğrafyalarda devam eden “yaygın Direnişleri!”

***

Önümüzdeki “ilk seçim dönemine damga vuracak olan çevre sorunları” demiştik ya, bu sadece başlangıç sayılabilir.

Atılan her adımla, alınan her kararla, yapılan her uygulamayla hala toplumsal tepkilerin evrimini kavrama yetisinden uzak bir görüntü çizen iktidar seçkinleri, bu gidişle, on yıllardır yeraltında için için yanmaya devam eden “direniş” yangını üzerine körükle gittiklerini çok geç fark edecekler.

İşte o zaman “geçmişin izlerinden çektikleri acı”ya (Freud) gösterilen tepki, giderek şirazesini yitirmiş ‘sado mazoşist’ bir çukura dönüşecek.

Bu bir öngörü ya da ihtimalden daha fazlasıdır.

Görmek için Kazdağları’ndaki rengarenk çadırlı direniş cümbüşüne dönüp bakmak yeterli.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı