REKLAMI GEÇ

RESTORASYON MU TADİLAT MI?

27 Eylül 2018 Perşembe

Denizli geleneksel mimarisinin yıkımdan kurtulabilmiş nadir örneklerinden biri “Hacı Baki Yağcı Evi.”

Biz onu “Eski Denizli Evi” olarak biliyoruz.

Birkaç aydan beri ev restorasyonla elden geçiyor.

İç ve dış cephe, çatı, saçak, kiremit, bahçe, duvarlar, cumbası, terası… derken el değmedik yeri kalmıyor.

Uzun zamandır böyle bir bakıma ihtiyacı vardı yapının. İyi oluyor.

İyi oluyor da…

Son bir iki günden beri yapılan işe gölge düşüyor sanki.

Bundan önce Büyükşehir’in yaptığı restorasyonları biliyoruz. Genellikle nasıl bir titizlik içinde oldukları o çalışmalarda görülebiliyor.

Bunun son örneklerinden biri Sürücü Evi olmuştu. Doğrusu yapılan restorasyonlar iç rahatlatıcıydı. Çevre düzenlemesi, kamusal yaşama saygı, işlevsellik, ergonomi gibi fiziksel düzenlemelerde gözetilen duyarlık yabana atılır değildi.

Ama bu kez kuşkuluyuz doğrusu.
***
Nedeni, sürmekte olan restorasyon çalışmaları sona doğru yaklaşırken, bahçe duvarı için gösterilen özensizlik. Yukarıda saydığımız nitelikler es geçiliyor sanki.

Büyükşehir Belediyesine bağlı KUDEB (Koruma Uygulama Denetin Bürosu) buraya taşınacakmış. Bana göre yakışır. Ama…

Fotoğraflarda görüleceği üzere, 1928 yılında yapılmış, döneminin sayılı kent burjuva tüccarlarından Hacı Baki Yağcı evi arka bahçesi henüz o yıllarda fotoğraflardaki tuğladan mı yapılmıştı merak ediyor insan.

Giderek sorular artıyor.
1- Kamusal yaşama saygı, bahçe duvarı düzenlenirken yeterince gözetiliyor mu? Meydan tarafından gelen genişlik burada neredeyse bir metrelik çok dar bir sokak arasına dönüşüyor. Oysa çoğu insan için sürekli geçiş yolu burası. (Kimi münasebetsiz araç sahiplerinin dar girişe gelip aracını park ederek hepten kapatması ayrı bir sorun.)

2- Bahçe duvarının bu biçimde yapılması orijinaline gösterilen özenden mi yoksa özensizlikten mi geliyor. Eğer özen gösteriyorsak neden taş duvar değil? Çünkü o dönemde büyük olasılıkla taştan bir bahçe duvarı vardı. Yüksekliğin ne olduğunun önemi yok. Aslolan özensizlik. Hemen 30 metre uzağında geçen yıl restore edilen başka bir eski yapıyı örnek verelim. O yapının bahçe duvarı restorasyonunu koruma kurulu üç kez yıktırıp yeniden yaptırdı. Gerekçe aslına uygun olmaması. Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu bu kez neden aynı kontrolleri yapıp duyarlığı göstermiyor? Ya da Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki KUDEB kendisi için yer hazırlarken denetim, koruma gibi ödevlerine daha liberal mi yaklaşıyor?

3- Fotoğraflarda görüleceği üzere bahçede küçük bir havuz var. Sanırım o dönem hali-vakti yerinde ailelerin konut bahçelerinin süsüydü bu havuz tipi. Aynısına geçen aylarda dümdüz edilip otopark yapılan Kurşunluoğlu evinin bahçesinde de rastlamıştık. Havuzun bir kenarı sokak kaldırımı olarak döşenen parke taşları ile iç içe. Sokağın bunca dar tutulma sebebi havuzu korumak olmalı. Burası anlaşılabilir bir şey. Ama mesela havuz bulunduğu noktadan otuz cm kadar taşınamaz mıydı? Böylece hem kaldırımın ortasına bahçe duvarı çekilmez, hem de sokak rahatlatılmış olurdu.
***
Devlet kendine liberal, başkasına radikal olamaz. Kamu kurumu olarak belediye bir iş yapıyorsa, baştan savma değil, özel nitelikli çalışmalara örnek teşkil edecek bir çaba göstermeli. Hele restorasyon gibi özel incelik isteyen işlerde hepten dikkat kesilmeli.

Keza Koruma Kurulu da aynı özeni gösteriyor mu? Pek çok işi nitelikli ve kurallara uygun çıkarırken, bazen böyle keyfi girişimler konusunda aynı duyarlığa rastlamıyoruz, bu neden?
***
Bu tür dar sokaklar, kentin tehlike biriktiren ciddi kör noktalarıdır. Hele sokak ve bahçe duvarı iç içe geçmişken, tam da hinterlandın dışladığı alt kültür (uyuşturucu müptelaları başta olma üzere) buraları kolayca mesken tutar. Konut sakinlerini rahatsız eder, giderek tehlikeli ilişkiler ortaya çıkar. Nitekim mahallenin bu bölgesinin her metrekaresi aynı tehdit altında bulunuyor. Ben de orada yaşıyorum ve her gün bu tehlikeyi hissediyorum.
***
Burada sorun salt eski Denizli evi olarak bilinen yapının restorasyonu için duyarlılık göstermek değil aslında. Daha fazlası! Zeytin yaylası suyunun hunharca taşınması işlemi, Pamukkale Belediyesi’nin işçi katili damgası taşıyan teras evleri projesi, Zeytinli Bahçe’ye benzinlik girişimi, yakınlarda otoparka dönüşen Kurşunluoğlu Konağı, Hulusi Oral Evi, Karahayıt kırmızı su noktasını korumadan çıkarma çabaları, Kız Meslek Lisesi, EML Taş Atölyeleri, Ulu Cami… geriye doğru ilk elden saydıklarımız.

Ne biliyor musunuz bu? Birikim. Birikimin tükettiği tahammül… Artık üç maymunu oynamanın faydası yok. Çünkü geriye hiçbir miras kalmıyor neredeyse.
***
Umarız hem Belediye, hem de Koruma Kurulu Denizli’nin çok az kalmış örnek cumhuriyet dönemi geleneksel yapılarından olan Hacı Baki Yağcı Evi’nin restorasyonunda çıkabilecek olası sorunlara karşı uyanıklığını gösterir.

Beklentimiz bu!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

atilla çakır   -  Bağlantı 27 Eylül 2018, 15:20

güzel olmuş, elinize sağlık

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı