REKLAMI GEÇ

ZEYBEKCİ DURMUYOR!

18 Eylül 2015 Cuma

Zeybekci durmuyor.

Biz de durmayıp yazalım.

Sırtını muhkem bir yere dayadığını hissettiğinde insanoğlu ne yapar bilirsiniz.

İlk işi kendisi dışındakileri, ‘aşağıdakileri’ ve öncekileri kendi meşrebince hizaya çekmek olur.

Bunun Türkçe de başka bir deyimle açıklandığını da düşünebilirsiniz.

Kış aylarında önceki dönem Merkez Bankası Başkanı Durmuş Ali Yılmaz’ın para-faiz politikaları için yaptığı eleştiriye, “o hala Keynes’in kitaplarını yakmamış mı?” reaksiyonu gösteren Zeybekci, cevabını da bizzat şimdi sırtını dayadığı Erdoğan’dan almıştı.

“Keynes’i, Smith’i birbirine vurdurarak bir yere varamazlar.”

Daha o zaman fark edilmişti, aralarındaki bu ilişkinin mahiyeti nedir bilinmez ama Zeybekci’nin gerektiğinde küçük sularda yüzen gemileri bile Erdoğan uğruna ‘yakabileceği’ anlaşılmıştı.

***
Zeybekci’den‘gemi yakma’ eylemine devam.

Son demecinde Arınç’tan Gül’e kadar herkesi hizaya sokmuş. Onlara verdiği mesaj da yakarım cinsinden.

“Cumhurbaşkanımız siyasidir” diye devam eden açıklamanın meali pek anlaşılmaz değil.

Sokak diline tercüme edelim, “Hepiniz hizaya gelin. Siyaset yapılacaksa onun da alasını Cumhurbaşkanımız yapar. Size gerek yok demiyorum ama gerek olmadığı zaman şaşırmayın. Sizler sadece birer nefersiniz. Öyle el üstünde tutulacak değilsiniz.”

Birde şöyle bakalım olaya. “Dağdan gelip bağdakini kovmak” deyimi bu duruma cuk oturmuyor mu?

Gül ve Arınç için; Sen onlarca yıl kendi siyaset alanını genişletmek için bin bir uğraş içinde ol. 28 Şubat’lara maruz kal, Onca badire atlatmış partini (Refah Partisi) yadsıyıp yepyeni bir maceraya atıl. AKP’yi kuran üç kişiden biri ol, şöyle veya böyle o partiyi kesintisiz 13 yıl iktidarda tut, sonra taşradan bir ‘taraftar’ çıkıp gelsin ve desin ki, ‘yok arkadaş, sizin hiçbir özelliğiniz yok. Başbakan olmuşsun, hatta Cumhurbaşkanlığı yapmışsın fark etmez.”

***
Hatıralarda silinip gitmek üzere olan bir Zeybekci detayını hatırlatalım mı? Pek hoşuna gitmeyecek biliyorum ama bazen ne söylediğinin farkında olması için bu tür hatırlatmalara ihtiyacı oluyor ne yazık ki.

Denizli’de ilk kez Belediye Başkanı seçildiği zaman, ilk resmi bayram töreninde, başı türbanlı eşinin başını tören için açtırmıştı. Fotoğrafları hala arşivlerde. Unutulur gibi değil. Onun adına ben utanmıştım.

Yahu kadın başını örten bir kültürden geliyorsa, bunu yaşıyorsa, sen nasıl olur da bir insanın başını açmaya zorlarsın?

Bir de işinize gelmeyince sekülerlere, laiklere atıp tutarsınız. Törene katılman gerekiyor ve zorunluysan-ki böyle bir zorunluluk olmayacağını sonraları gösterdi-bırak kadını kendin git törene. Törenler eşli olur cinsinden bir yönetmelik olmayacağına göre!

***
Son bir-iki yıldan beri, taşradaki ‘değneksiz dolaşmaların’ alışkanlığıyla yaptığı babalanma gaflarına bakıp yargıda bulunmayın yani. Bir zamanlar ‘kendi çöplüğünde’ korkudan bunları yapıyordu.
***
İşin aslına bakarsanız, ben Zeybekci’nin cesaretinin Arınç ve Gül’e atıp tutma derecesinde olduğunu da sanmıyorum.

Çeşitli kaynaklardan dedikodu düzeyinde bile olsa, sızan bilgiler gerçekliği barındırıyor olabilir. Nedir o? Artık bu saatten sonra Erdoğan’a ipini bağlamış ‘Başkanın tüm adamları’nı en fazla ilgilendiren şey, epey zamandır devam eden dikey yükselişlerinin sayılı günler içindeki alacağı mesafe olmalı.

Öyle ya. Hiçbir şey baki değil bu dünyada. Koltukta öyle. Bakanlık-makanlık gelip geçer.

Seçim-meçim işleri eskisi kadar garanti değil.

Hele tek başına hükümet olmak sadece hayalde kalacak gibi görünüyor.

Baki kalacak olan işte o sahildeki çok katlı yalı,

Göveçlik’teki konut alanına dönüştürülüp kat irtifası artan ve değeri yüz milyonları bulan arsa,

İki gayrimenkul alım satımı arasında kazanılacak abartılı rantlar,

Tüv’ler, tüyler, falan-filanlar.

Gerisi boş…
***
Zeybekci’nin, Arınç’a da, Gül’e de atıp tutmasına kimse bir şey demez aslında.

Mesela Bülent Arınç için Zeybekci’nin çok ciddiye alınacak biri olduğunu sanmıyorum. Zaten Arınç gibi hitabeti güçlü, belagati ortalamanın üstünde birine çatmak ne derece doğru bilmem. Melih Gökçek örneği ortada duruyorken…

Abdullah Gül desen çoktan ‘satışa’ gelmiş olmasına karşın, devlet terbiyesiyle harmanlanmış ‘ortayolcu’ tutumundan taviz vermiyor. Zeybekci için bu düzeyini aşağılara çekeceğini sanmam.
***
Ekonomideki yangın paçayı aşmış gidiyor.

Başta Dolar olmak üzere her şey yoksullaşmayı giderek hızlandırıyor. İşsizlik, yolsuzluk vs. saymıyorum bile.

Zaten bütün mevcudiyetimizle savaşa entegre olmuşken, onları düşünecek zamanımız da kalmıyor.

Derken;

Bakın, Ekonomi Bakanı nereye bakıyor?

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

fatih akkan   -  Bağlantı 20 Eylül 2015, 22:19

Zeybekci hakkinda tam dogrulari yazmis olmaniz mukemmel. Ama bir eksik var 4 tane araba bayiligini unutmussunuz.ayrica belediyedrki rantlar

DENİZ   -  Bağlantı 18 Eylül 2015, 13:44

gerçekten çok güzel bir yazı olmuş tebrikler…bukadar basına baskı,sınırlama varken bunları yazabilmeniz takdire değer:) inşallah hep böyle devam edersiniz

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı