REKLAMI GEÇ

BÖCÜKLÜ DEMOKRASİ

29 Aralık 2012 Cumartesi

Kuru yiyecekleri havalandırıp temizlemezsen kurtlanır. Kurtçuklar böcüklere dönüşüp kanatlanır. Uçuşurlar, yiyeceklerin her yanına yumurta bırakır, çoğaldıkça çoğalırlar.

Demokrasimiz de böcüklendi. Böcükler giderek kanatlanıp, yumurtalarını her yere saçtılar. Yeni böcükler ürüyor durmadan.

Adam kuvvetler ayrılığı neymiş kardeşim dedi, kimse gıkını çıkaramıyor. Eskiden ilkokulda bile Yurttaşlık Bilgisi dersi vardı. İlk önce kuvvetler ayrılığı anlatılırdı çocuklara. Demokrasinin olmazsa olmazıydı. Sanki kuvvetler ayrılığı kalmış gibi, 2010 anayasa değişikliğinden önce yargının engel olduğu ihale ve özelleştirmeleri bahane edip ayar vermeye devam ediyor.

Sonra buz üstünde çakıl taşı kaydırır gibi gündemi kaydırmaya devam ediyor. Çalışma odasını dinleyen böcük bulunmuş meğer. Üstelik derin devletin işiymiş. Vay be! Ulan ne ergenekonmuş kardeşim. Yanından geçeni bile toplayıp cezaevlerine doldurdular. Adamlar hala başbakanın en mahrem odalarına böcük koyabiliyorlar. Duy da inanma…

Üzerinden neredeyse üç yıl geçmesine rağmen Arınç Beyi izleyip, dinleyen böcükler de ortaya çıkmadı. Sözde, adamcağızı hem dinlemişler hem de suikast yapmak istemişlerdi. Hatırlayın Ankara Adliyesi, emniyet, MİT alarma geçti. Genel Kurmayın kozmik büroları basıldı, günlerce arama tarama yapıldı. Bakın biz ne kadar mağduruz, mesajları verildi. Sonuçta ortada ne dava ne soruşturma var. Kozmik bürolardan alınan onca gizli askeri belgenin akıbeti meçhul.
Gündemle ve toplumun belleği ile kafa bulmakta sınır yok. Bürokratik oligarşi ve yargı her işimize taş koyuyor, bir yandan da derin devlet beni dinliyor, diye janjanlı iki laf çakıyor. Günlerce onunla yatılıp kalkılıyor. Bu şekilde her hafta yeni bir sakız veriliyor ağızlara, çiğne babam çiğne.

Kimse çıkıp, yahu 10 yılı aşkın zamandır hükümet ve tüm devlet aygıtı elinde, elini tutan mı var gerekeni yap, demiyor. Benden söylemesi, yarın bu böcük hikayesi de asılsız çıkarsa şaşırmayın. Ya da aslı çıkar da, hele bir de arkasında kanka olduğumuz devletlerden birinin olduğu ortaya çıkarsa? Seyreyleyin gümbürtüyü.

ODTÜ kampusuna iki üç bin polis eşliğinde gidip, gençlere bastılar gazı, sopayı. Neymiş, protesto edeceksen edebinle edecekmişsin, hocalar molotof yapmayı ve lastik yakmayı öğretiyorlarmış üniversitede.

Geç bunları anam babam, son yıllarda nerede olursa olsun, hükümet karşıtı protesto gösterisi olup da biber gazı, polis jopu kullanılmayan herhangi bir durum yaşandı mı? Türkiye’de Tahrir Meydanı’nın benzeri var mı mesela?
Böcüklü demokrasimiz, giderek daha da böcüklendi ve ortada demokrasi adına kalan kırıntılar da temizleniyor. Giderek dikensiz gül bahçesine dönüyor memleket.

Onca karamsar ve böcüklü cümleden sonra, yılın son günlerinde iyi dileklerde bulunmak isterdim. Ancak tutuklu öğrenci ve gazeteci sayısında dünya şampiyonu ülkemizde ne yazık ki bu pek mümkün değil.

Anıt gibi dimdik duran, yazar Soner Yalçın’ın iki yıl tutukluluktan sonra tahliyesine sevinirken, cezaevi çıkışında söylediklerini tekrarlayarak onu sevgiyle selamlayalım:

“Biz zindanda kalmayı Namık Kemal’den öğrendik. Biz ölmeyi öğrendik, ama bize yenilgiyi öğretemeyeceksiniz, biz yenilgiyi öğrenmeyeceğiz ve inadına yazacağız…”

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

SAVAŞ ARSLAN   -  Bağlantı 10 Ocak 2013, 09:17

ZAFER ABİ KALEMİNE SAĞLIK,BU BÖCÜKLERİ TEMİZLEYECEĞİZ.

Leyla Yıldız   -  Bağlantı 31 Aralık 2012, 11:45

Zaferciğim, yüreğine, kalemine sağlık. Yine can evinden vurmuşsun!
Mutlu yıllar,

Ömer Yurtseven   -  Bağlantı 29 Aralık 2012, 19:15

Sevgili Zafer Gönenç,beynine ve kalemine sağlık.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı