BÜYÜK ÖDÜL KİME?

Taksim Gezi’sinde başlayıp ülke geneline yayılan protestolar ve direniş eylemlerinin devam ettiği bir ay boyunca Türkiye sallandı. Denizli geri kalacak değil ya, polis verilerine göre toplam 50 protesto eylemi gerçekleştirilmiş.

Eylemlerin birçoğuna maaile katıldık. Eşi dostu gördük, omuz omuza yürüdük. Gerçekten Denizli’de önemli bir tatsızlık yaşanmadı. Kimse ölmedi, kimsenin gözü çıkmadı. Bu çok iyiyiydi.

Eylemlerin başladığı 1 Haziran günü Baro Başkanı Av.Müjdat İlhan’la birlikteydik. Emniyet yetkilileri ile yoğun görüşmeler yaptı. Görüşmelerinde, yetkililere “Burası Denizli, hiçbir olay çıkmaz, yeter ki polis müdahale etmesin, polisi geride tutun, herhangi bir olay olursa gerekeni biz yapalım” mealinde konuşmalar yapıyordu. Eylemlerin ön saflarında başkan da yer alıyordu. Sadece Baro Başkanı mı? Çok sayıda sivil toplum kuruluşunun başkan ve yöneticileri, siyasi parti temsilcileri oradaydı. Her gün eylem alanında bulundular, eylemleri amacından uzaklaştırma çabalarına izin vermediler. İlk ödül onlara gitsin.

Valilikçe eylem süresince görev alan 60 polise başarı belgesi ödülleri bir törenle verildi. Törende protokol üyeleri yer alıp, ödül belgelerini dağıtmışlar. Eylemlere katılan baro başkanı da törende ve bazı polislere belgelerini vermiş. Tam Denizli fotoğrafı. Hoşuma gitti. Bir ödül de bu fotoğrafa gitsin.
Denizli’de bir aya yakın devam eden ve her gün tekrarlanan, on binlerin katıldığı eylemlerde kimsenin burnu kanamamışsa, elbette kenti yöneten vali ve emrindeki emniyetin rolü büyük. Onları kutlamak gerek. Bir ödül de valilik ve emniyete gitsin.
Emniyet Müdürü Zeki Bulut ödül töreninde yaptığı konuşmada “..Bir kez daha görülmüştür ki, polisimiz son derece sabırlı, hoşgörülü ve sağduyulu bir şekilde görevini ifa etmektedir. Eylemler esnasında eylemciler arasında yer alan grupların, polisin kendilerine müdahale etmesini sağlamak ve kamu malına zarar verilmesine ortam hazırlamak amacıyla polisimizi provoke etmeye yönelik gayret içerisinde oldukları görüldü..” demiş. Buna takılıp kaldım.
Eylemciler arasında yer alan bazı gurupların provokasyon çabasına rağmen, polis sabırlı, hoşgörülü ve sağduyulu yaklaşmış. Polisimiz provakasyona gelmemiş. Yapmayın arkadaş.
Polisin sabırlı, hoşgörülü ve sağduyulu davranması zaten olması gereken şey değil mi? Hangi demokraside aksini düşüneceksin. Polisin asıl görevi halkın can güvenliğini sağlamak değil mi? Anayasada yerini alan protesto vb. haklar hukukun koruması altında değil mi? Halkın protesto eylemi düzenlemesi polisin veya mülki amirin inayetine mi bağlı?
Gerçi siz de haklısınız. Türkiye’nin diğer illerinde gerçekleşen eylemlerde polisin katı tutumu can kayıpları dahil birçok üzücü sonuca yol açtı. Onların yanında Denizli fotoğrafı çok masum duruyor. Lakin anımsatalım, suimisal emsal olmaz.
Stadyumunda uzun yıllardır tel örgüsü bile bulunmayan, hoşgörünün ve birbirine saygının kökleştiği Denizli’nin payı yok mu? Çevreye bir bakın, oruç tutan tutmayan, ibadetini yapan yapmayan, siyaseti farklı, mezhebi, meşrebi farklı insanların birbirine gösterdiği saygıyı ve hoşgörüyü görmüyor musunuz? Bir ay boyunca AKP’li belediye başkanının penceresinin altında hükümeti protesto edip, bir çakıl taşı bile atmayan Denizlilileri unutmayın.
And the Oscar goes to DENİZLİ!
En büyük Ödül Denizlililere gitsin…