REKLAMI GEÇ

HİLAFETE GİDERKEN

24 Aralık 2016 Cumartesi

Birkaç gün önce, AKP’li Üsküdar Belediyesi’nin seçim dönemlerini anımsatan hoparlörlü aracından, Üsküdar meydanında biri halka hitap ediyor. Sözleri aynen şöyle; “Irak, Mısır ve Suriye’de bu kanlı, bu zillete düşmüş günlerden kurtulmak için en kısa zamanda İslâm Birliği’ni yeniden tesis etmeli ve halifemizi seçmeliyiz.”

Üsküdar Belediye Başkanı, mitingle bir alakamız yok, aracımız tesadüfen oradaydı, demiş. Reis-i Cumhur hazretleri ve arkadaşları bu heveslerini hiç gizlemediler. Dertleri başkanlık filan değil, adına son olarak ‘cumhurun başkanlığı’ dedikleri tek adam/mutlak irade (mutlakiyet de denebilir) rejimini yıllardır zaten uygulamaktalar. Asıl eksik parça anayasa değişikliğiyle fiili durumu meşrulaştırmak değil, hilafet. Durum ve heves yıllardır apaçık ortada. Üsküdar’daki anons bunun ifadesi.

Devlet tüm aygıtıyla doğrudan saraya bağlı. Ekonomi, bürokrasi, yerel yönetimler, yatırımlar, ihaleler, atamalar, güvenlik, dış politika tümüyle ona bağlı. İzin vermezse yaprak bile kımıldayamaz.

Yüz yıllık barış temelli dış politikamız terk edilip, yerini ‘hilafet temelli dini soslu fethetme’ hayalleri alalı çok oldu. Suriye topraklarında yaşanan iç savaşta, ÖSO, Nusra, IŞİD gibi isyancı örgütleri yıllarca arkalayıp sonuçta mehmetleri kan gölüne dönen Suriye topraklarına gönderme kararı da aynı politikanın sonucu.

Lanet PKK terörü yetmezmiş gibi, şahane dış politikanın sonucu olarak, Esad rejimi, IŞİD ve PYD gibi birçok düşman edindik. Artık Suriye’den de şehitlerimiz geliyor.

“…İnşallah biz en kısa zamanda Şam’a gidecek, oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız. O gün de yakın. İnşallah Selahaddin Eyyubi’nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camisi’nde namazımızı da kılacağız. Bilali Habeşi’nin, İbn-i Arabi’nin türbesinde, Süleymaniye Külliyesi’nde, Hicaz Demiryolu İstasyonu’nda kardeşliğimiz için özgürce dua edeceğiz” diyeli dört yıldan fazla oldu.

Geçen dört yılda, Şam’ı fethetmek bir yana iç savaştan kaçan Suriyeliler Türkiye’ye doluştu. Keyifleri yerinde, ‘ekmek elden su gölden’ yaşayıp, hızla ürüyorlar. Biz al kana boyandık.

Ankara’nın göbeğinde Rus elçisinin katledilmesi de tarihimizde bir ilk. Bir bu eksikti. Şimdilik sessiz kalan Rusya’nın bedel ödetmeyeceğini düşünmek fazla saflık olmaz mı?

Al sana dakika bir, gol bir; Daha elçinin cenazesi kalkmadan, İran, Rusya ve Türkiye dışişleri bakanlarının Moskova’da yapığı toplantının ardından ilan edilen deklarasyon ile bu üç ülke Suriye’nin “çok dinli, çok etnik gruplu, mezhepçi olmayan, demokratik ve seküler” karakterini tanıyacaklarını kabul ediyor. “Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne” saygımızı da sunmuş, hariciye nazırımız. İran ve Rusya zaten Esad’ın arkasında. Kime imzalattılar bu deklarasyonu o zaman?

Sevsinler sizin fütühatlı, ecdadlı, hamasetli dış politikanızı. Yahu gelin vazgeçin bu ‘game of thrones’ oyunlarından, bedelini şehit tabutlarıyla ödüyoruz. Yapmayın.

Razıyım gelin, içerde muhaliflere eziyet etmeye devam edin. Lozan’ı eleştirin, İnönü’ye giydirin, Hatta Atatürk’e de alttan alttan değil, Rize’deki gibi açıktan cephe açın. Daha az zarar verirsiniz, vatana.

Hem siz Atatürk heykelini çay bardağıyla değiştirmeye kalkıp, sonra yanlış anlaşıldı, yerini değiştiriyoruz, diye kıvırırken onun değeri ve itibarı arttıkça artıyor. Buna bile razıyım.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

NEDEN   -  Bağlantı 25 Aralık 2016, 08:41

İSLAM’dan neden korkuyorsunuz. Sorun çıkaran insanlardır. Allah katında tek din İSLAM’dır. Herkes bir gün ölecek ve hesaba çekilecek. Bunu anlatan ve yaşam kurallarını belirleyen İslam dinidir. Herkes İslam dinine göre hesap verecektir.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı