REKLAMI GEÇ

#DİRENME İŞÇİ

23 Kasım 2013 Cumartesi

DİSK’e bağlı işçiler # Direnİşçi hasthtag’i ile bir kampanya başlattı. Adı şu; “Köleliğe Karşı #Direnİşçi”. Haberiniz oldu mu?

Kısaca, kıdem tazminatı işçinin iş güvencesidir.
Kıdem tazminatı işçin ücretinin bir parçasıdır ve 13. maaşıdır.
Kıdem tazminatına el koymak işçinin ücretine el koymaktır.
Kıdem tazminatı her işçinin kazanılmış hakkıdır.
Kıdem tazminatı işten çıkarma durumunda ödenecek tazminat olmalıdır, diyorlar.

Kıdem tazminatının anlamı işçi için son derece büyüktür. Hükümet, aylardır planladığı ve zaman zaman gündeme getirip kamuoyunu yokladığı kıdem tazminatını fona devretme girişimini yeniden gündeme aldı. Sendikalar hareketlendi. İstanbul, Kocaeli, Adana, Bursa gibi sanayi şehirlerinde işçiler meydanlara çıkıyor.

DİSK Genel Başkanı açıklıyor; Ulusal İstihdam Stratejisinin 2014 programında, istihdam maliyetinin düşürülmesi için kıdem tazminatının fona devredilmesi gerektiği yazılıymış. Hükümetin iş gücü piyasasının daha esnek olması gerektiği görüşüyle özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi vereceğini, taşeron işçi çalıştırmanın asıl işi de kapsayacak şekilde genişletileceğini ileri sürüyor. Duy da inanma!

Peki bunlar ne demek kardeşim? DİSK’e göre gerçek amaç, her işçiyi istenildiği zaman çalıştırılıp istenildiği zaman kapı önüne konulabilecek bir köleye dönüştürmek.

Yani olay sadece kıdem tazminatını deve etmek değil. İşin içinde taşeronlaşmanın yaygınlaşması ve kiralık işçi uygulamaları da var.

Sanayi kenti Denizli’de işçi yok mu? Var elbet. Peki neredeler?
Maaşlarını ve tazminatlarını alamamış Deba işçileri var mesela. En çok onların sesi duyuluyor.

200.000’e yakın işçi var bu memlekette. Neredeyse üçte biri tekstilde çalışıyor. Sanki üzerlerinde ölü toprağı var.

Bir süredir gördüğüm işçiye soruyorum, yukarıda söz ettiklerimizden hiç birinin haberi yok. Ama hepsi TV dizilerini ve Acun’un programlarını yakından biliyor.

Lan, gözünü televizyon dizilerinden ayır da bak. Memleketi bölüp, parça parça satsalar umurunda değil biliyorum, fakat bu tazminat ve fon işi doğrudan sana patlayacak haberin olsun.

Denizli’ye dair komik bir bilgi daha paylaşalım. Sanayi kenti Denizli’deki binlerce tekstil, mermer, metal fabrikasının hiçbirinde sendika yok! Denizli’de sadece çimento ve cam fabrikalarında örgütlü bir tek Çimse-İş sendikası var. Üye sayısı bin bile değil. Sendikalı işçi oranı % 1 var, yok.

Denizli’de sendika deyince akla sadece öğretmen ve memur sendikaları geliyor. Eğitim-iş, Eğitim-sen gibi öğretmen sendikalarıyla birkaç memur sendikası da olmasa emek mücadelesi adına geriye pek bir şey kalmıyor.

Ey işçi kardeşim sen direnme, boşver. Senin yerine de öğretmenler dirensin.
Söz öğretmenlerden açılmışken,
Sevgili Öğretmenlerimiz, Gününüz Kutlu Olsun!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Ahmet Şahin   -  Bağlantı 23 Kasım 2013, 18:02

Düşüncelerine aynen katılıyorum.İşçi sınıfının bilincinde değil.Bu da iktidarın işini kolaylaştırıyor.Böyle olmasaydı, 25.000.000 emekçisi olan ülkede AKP 12 yıldır iktidarda olabilirmiydi.Ne acı, insanlarımız,emekçilerimiz fakirleştikçe kaderciliğe sarılıyor.Biz öğretmenler,nesillere,hak talep etmeyi, örgütlü mücadeleyi, emek ve sermayenin ne olduğunu
Öğretememişiz.Neki, Aydını, Aydın olmayan bir ülkede böyle bir sonuç normalmiş gibi geliyor bana.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı