EVLATLIKTAN REDDEDERİM

Bundan tam bir yıl önceki bir yazımın başlığı “halife-i ruy-i zemin, zillullah-ı ruy-i zemin” idi. O yazımızda bu terimlerin Osmanlı’da padişahların kullandığı iki unvan olduğunu belirtmiş ve ilkinin yeryüzünün halifesi, ikincisinin Allah’ın yeryüzündeki gölgesi anlamına geldiğini yazmıştık.

Bir yıl önceden halife-i ruy-i zemin unvanını kullanmaya heveslenenler olduğu gibi ikincisi (zillullah-ı ruy-i zemin, yani Allah’ın yeryüzündeki gölgesi) için henüz erken demiştik. Fena yanılmışız.

AKP’nin kerameti adından menkul Milletvekili Fevai Arslan, Başbakan Erdoğan için daha ötede bir tanımlama yaptı; “Türkiye’nin başında öyle bir lider var ki dünya liderliği kabiliyetinde ve Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider…”

Daha bir yıl önce halifelik yakıştırması yaparlarken, bugün ‘Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan lider’ söylemine geldiler.

Behey gafil, dediğin vasıflar varsa bizden ne istiyorsun? Şıklat parmağını dünya dursun. ABD’si, İsrail’i, Obama’sı, Pensilvanya’lı hocası hizaya girsin. Akşam sabah Kılıçdaroğlu’yla ne uğraşıp duruyorsun? İşi gücü bırakıp düşmüşsün polis müdürlerinin, hakim ve savcıların peşine.

Son icraatlarınız parmak ısırtıyor. Hukuktan eser kalmadı, yerini majestenin iradesi aldı. Boşver on yılı, son 5-10 gün içinde yaptıklarınız bile yeter. Fakat anlayana…

17 Aralık’tan bu yana zaten içine ettiğiniz yargı organını hepten iğdiş ettiniz. Bir yandan HSYK’ya sallarken, öte yandan HSYK’nın 1. Dairesini Bekir Beyin emrine verip, hakim ve savcıları ayıkladınız. Yüzlerce polis müdürünü, amirini bir kalemde harcadınız.

İzmir’deki bacanak operasyonunda sabah savcının talimatını yerine getiren polis müdürü akşamı bile göremedi.

Bilal oğlan ve saz arkadaşları hakkında soruşturma yapan savcıları harcamak yetmedi. Yerine gelenler derhal şehzademizle birlikte 40 kişi hakkındaki işlemleri durdular. Şehzademiz ve saz arkadaşları şimdilik paçayı sıyırdı. İkinci yolsuzluk operasyonu bu şekilde arşive atıldı.

İstanbul savcılarının başlattığı üçüncü yolsuzluk operasyonu da patladı. Polis savcılığın verdiği talimatları ve mahkemenin yakalama kararlarını uygulamadı.

Biatsa biat, itaatsa itaat, ölümüne arkasında duruyoruz, diyen vekilciklerle TBMM’de tekme tokat geçirmeye uğraştığınız HSYK düzenlemesiyle zevahiri kurtarmaya çalışıyorsunuz. Ama yetmeyecek.

Beden söylemesi, gidiyorsunuz hacım.

Ne kadar, “Benim evlatlarımdan bir tanesi böyle bir tane yolsuzluğa karışsın bir saniye yanımda tutmam evlatlıktan reddederim” desen de kimse yemiyor artık. Az kaldı…