REKLAMI GEÇ

İNDİM DERELERİNE

11 Temmuz 2012 Çarşamba

Elin Japonya’sından dokuz şiddetinde deprem olur. Kimsenin burnu kanamaz. Bizde beşi geçti mi şansın varsa yırtarsın. Deprem uzmanları “deprem değil binalar öldürür” derler. Bizim binalar malum. Belediyeler oy kaygısıyla göz yumar, vatandaş konduyu kondurur. İlk depremde kendi yaptığımız evler başımıza yıkılır.

Müteahhitler veya hükümetin müteahhidi TOKİ’yi yönetenler Japon vatandaşı değil ki azizim. Onlar da bizden. Arsayı ucuza ya da beleşe kapatır, yeri önemli değildir zaten. Dere yatağıymış, tepe üstüymüş, alt yapı yokmuş, zemin etüdü de neymiş canım?
Müteahhitler için özel üretim inşaat malzemesi sektörü var bu ülkede. Dandik malzeme ile (2.kalite derler) yaparsın dikine konduyu. Gelsin paralar, gelsin oylar.

TOKİ’nin Samsun’da yaptığı dikine kondular, dere yatağına yapılmış. Arsa da cankuşlarından alınmış. Dere yatağına 450 daire yapmışlar. Üstüne bir yaz yağmuru, selde alt katlarda yaşayan ailelerden 12 can gitti. Ankara’dan Canik’e koştular. TOKİ Başkanı açıklama yapmış, “bundan sonraki konut projelerinde bakan Bayraktar’ın talimatı ile, bodrum katlardaki kapıcı dairelerini iptal edeceğiz” demiş. İyi mi?

Alt kattakiler sele gitti, üst kattakiler yırttı. Peki deprem olursa ne olacak? Bilen var mı? Deprem alt üst ayrımı yapıyor mu? Onu da deprem olursa düşünecekler. On yıldır İstanbul’da düşündükleri gibi.

Yahu kardeşim bir Allahın kulu da çıkıp ‘Bu konutları buraya biz yaptık, özür dileriz, sorumluluk bizim, istifa ediyoruz’ desin. Veya Başbakan şimdi bakan olan eski TOKİ başkanı Bayraktar’ı veya TOKİ başkanını görevden alsın. Sorumluları mahkemeye vereceğiz filan desin. Sorumluluğu yine Allah’a havale ettiler. Tabii felaket, görülmemiş sel gibi yuvarlak ıvır zıvır laflar. Bu arada her yatırımda hükümete gıcıklık yapan TMMOB, çıkıp ‘biz önceden yazılı olarak uyarmıştık’ dedi.

* * *

Bizim memlekette durum ne alemde, ona bir bakalım. Denizli merkeze TOKİ 2922 tane konut yapmış. Dokuzkavaklar, Bağırsak deresi, Kurudere gibi yerlere. Bunlardan 1534 tanesi Kurudere’ye yapılmış. 940 tanesi de Bağırsak deresine. Adı üstünde 2474 konut derelere yapılmış. Derelerin adına bakarsan tehlike yok gibi ‘Kurudere’ ya, tehlike yok demek ki (!) Bağırsak deresi ise halen akıyor. Adı üstünde “dere” yataklarına 2474 konutu yaptılar, insanlar içinde yaşıyor.

İMO Denizli Şube Başkanı Hayri Ün açıklama yapmış “Biz söylemiştik, demek istemiyoruz. Çünkü böyle bir sözün hiçbir anlam ifade etmediğini çok iyi biliyoruz. Bu yüzden olası bir felakette halkımızın önüne çıkacak tüm yetkili ve sorumlular, bugünden çok iyi düşünmeli ve o gün geldiğinde suçu üzerlerinden atmak yerine üzerlerine düşeni yapmış olmanın haklı gururunu yaşayabilmelidir.” Bu mühendisler ve odaları yapılan her icraata ‘gıcıklık’ yapmadan duramıyorlar. “AK” vadiye bir şey olur mu, hiç?

Hayri Ün’ün açıklaması acı bir gerçeği yüzümüze vuruyor. Denizlinin birinci derece deprem bölgesi olduğunu bir yana bırakalım, derelere yapılan toplu konut projeleri kara kara düşündürüyor.
Birileri TOKİ’ye anlatmalı. Ya da ‘indim derelerine’ türküsü yerine ‘yaylalar’ türküsünü söyletmeli.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

nurhan dama   -  Bağlantı 20 Temmuz 2012, 13:24

Felakete yol açan derenin yetmiş metrelik yatağının yirmi metreye indirilip imara açılması,otuzbir kişinin öldüğü Ayamama felaketinden ders alınmaması,sel sularını tutmak için yapılmış olan DSİ bendinin yanında devamlı dinamit patlatılan taş ocağı,bunlara verilen ruhsatlar,giden canlar..
Toki,teknik ve bilimsel yönden yeterli değil mi?
Yeterli ise,rant yaşamlardan daha mı önemli?
Canlara biçilen bedeller ödenerek sorumluluktan kurtulunabilir mi?
Saygılar..

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı