REKLAMI GEÇ

KÜRESEL ÇOBANLAR

19 Kasım 2016 Cumartesi

Nihayet ABD başkanlık seçimi de bitti. Alman asıllı, üçüncü kuşak emlakçı, milyarder işadamı Trump başkan seçildi. Davranışları ve kültürel alt yapısı bizim Ağaoğlu’nu çağrıştırıyor. Görgüsüz açıklamaları, manken hatunlarla ilişkileri ve evlilikleriyle ve Müslüman ve göçmen karşıtlığı ile tanınıyor. Irkçılığını ve faşizan tavrını hiç gizlemiyor. Rakipleri hakkında aşağılayıcı, kaba ve hırçın ifadelerden kaçınmıyor. ABD’nin ve Dünya’nın yeni çobanı.

Tesadüf mü, değil elbette. Dünya, milliyetçi, ırkçı, anti islamist, siyasi ve demokratik hoşgörüsü olmayan, otoriterliği marifet gibi sunan, kültürel düzeyi düşük liderler ve partilerinin yükseldiği bir dönemden geçiyor.

Vladimir Putin’e bakın. 2000-2008 arasında iki dönem Rusya devlet başkanı. Otoriterliği ve ona bağlı olarak oyları da seçimden seçime artan Rusların çobanı. Üçüncü kez seçilmesi anayasa engeline takılınca, gölgesindeki başbakan Medvedev’i 2008‘de başkan yaptı. Kendisi başbakan olarak 2012’ye kadar vaziyeti idare etti. Bu dönemde, sözde başkan, Medvedev gölgede kaldı. Putin kudretli başbakan (fiilen başkan) olarak 2012’ye geldi. 3 dönem engeli kalktı, hoop Putin başkanlığa, Medvedev yeniden başbakanlığa. Tanıdık geliyor mu?

İngiltere’de AB’den ayrılma kararı verildi ve muhafazakarlar iktidar.

Fransız Front National, partisinin lideri (Partiyi kuran Jean Marie Le Pen’in kızı) Marine Le Pen, aşırı sağcı ve ırkçı bir politika izliyor. Cami resimlerinin üstüne çarpı koyan ve defolun, gibi pankartlarla çok ciddi oy alıyor ve iktidarı zorluyor.

Almanya’da sığınmacı ve Müslüman karşıtı AFD partisi mart ayındaki eyalet seçimlerinde bazı eyaletlerde oyların yüzde 25’ini aldı. Önümüzdeki seçimlerde Federal parlementoya kesin girer. Yıllardır iktidardaki Merkel bile ehven-i şer’dir.

Avusturya’da aşırı sağcı Özgürlükler Partisi adayı Hofer’in Cumhurbaşkanlığı seçimini kıl payı kaybetmesi ve yine aşırı sağcı “Önce Avusturya” partisi 183 sandalyeli mecliste 40 sandalye kazanması da tesadüf değil.

İsveç’te aşırı sağcı İsveç Demokratları Partisi, 2014’teki genel seçimlerde oyların yüzde 14’ünü aldı ve 349 sandalyeli parlamentoda 49 sandalye elde etti.

Polonya’da aşırı sağcı “Hukuk ve Adalet” partisi 2015’te % 39 oy alarak iktidar oldu.

Macaristan’da ırkçı-aşırı sağcı Orban’ın Fidesz partisi, üst üste iki seçim kazandı, iktidarını koruyor. Sığınmacı karşıtı Jobbik Partisi de son seçimde % 20 oy aldı.

Yunanistan’da ırkçı Altın Şafak Partisi önceki seçimlerde meclisten atılmasına rağmen geçen yıl eylül ayındaki seçimde yeniden 18 sandalye kazandı.

Türkiye’de iktidarda 14 yılını dolduran ve otoritesini her gün arttıran Reis-i cumhur hazretlerinin “Çobanlığı hafife almayın. Çobanlığın felsefesini anlamayan, onun psikolojisini yaşamayan insan yönetemez. Ben de bir çobanım.” sözleri de tesadüfi değildir.

Fiilen uygulanan tüm erkleri elinde toplayan başkanlığa, anayasal meşruiyet sağlama çalışmasını Bahçeli’yle ortaklaşa yapıyorlar. Çalışma, “İdam tartışmaları ve küçüklere cinsel istismarda bulunanların evlenerek yırtması teklifi” ile çıkarılan toz duman arasında kaynıyor. TBMM’nin tümüyle pasifize edilmesi ve MHP’nin hatırına sadece “cumhurbaşkanı” adının korunacağı, reisin tek başına KHK çıkarma yetkisine sahip olacağı anlaşılıyor.

Dünya baskıcı, ırkçı ve muhafazakar ‘küresel çoban’ların eline geçti/geçiyor. Türkiye de bu fırtınanın tam ortasında yuvarlanıyor.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı