PROJE DEMOKRASİSİ

Mimar Sinan’ın ustalık dönemi eseri gibi, bizim ustanın ustalık eseri ‘ileri demokrasi’ olacaktı. İleri demokrasi yolunda tez zamanda büyük adımlar attık.  Daha anayasayı bile değiştirmeden başkanlık sistemine geçtik. Geçtiğimiz günlerde bilmem kaçıncı yargı reformu paketi tartışılmaya başlandı.

Tüm kritik konularda olduğu gibi, topluma en aykırı gelebilecek konularda Başvekilimiz sanki muhalefet partisi temsilcisi gibi ağır eleştirilerde bulunuyor.  CHP’ye MHP’ye sallıyor, gerekirse 1940’lara kadar gidiyor. Sonra Bülent Bey ve Bekir Bey, ılıman bir ses tonuyla en olmayacak öneriyi ortaya atıyorlar.  Biraz sertlik gerekiyorsa Hüseyin Bey devreye giriyor. Kanun tasarısı meclise havale ediliyor, sonrası kolay.

Aynı yöntemle yargı paketi tartışılmaya başlandı. 1868’de ecdadımız, hünkarımızın kurduğu Danıştay ve Yargıtay’ı kaldırmaya karar verdiler. 150 yıllık yüksek yargı organları niye rahatsızlık veriyor acaba? Daha 2010 yılında ileri demokrasi anayasasını yapıp, yeni HSYK ile Yargıtay ve Danıştay’a bir anda yüzlerce yeni cankuşu üye yapmadık mı? Üstelik bundan sonra yapılan başkanlık seçimlerinde, Bülent Bey en yakın arkadaşının başkan olması üzerine “Rabbim verdikçe veriyor” dememiş miydi?  Demek ki yetmemiş.

150 yıllık kurumları kapatıp, yeni bir Temyiz Mahkemesi kuracaklar. Buraya üyeleri büyük ölçüde “Başkan” atayacak.  Kanun tasarısına bile “Başkan” yazmışlar iyi mi? Görmedik bile. Hukukçuların bile nefesini kestiler, Hukuk Fakülteleri ve üniversiteler cız.  Baro başkanları feryat ediyorlar, nafile. Sıra elbet onlara da gelecek. Hele şu Kocasakal’ın ipi çekilsin, sıra ötekilere de gelecek.

Başvekilimiz Anayasa Uzlaşma Komisyonuna kesin süre verdi, Nisan ayına kadar. Sonra millete gidecek. Öte yandan  İl Başkanlarına seçimden önce referanduma hazırlanın, talimatını verdi bile. Muhalefet partileri (CHP ve MHP) Anayasa Uzlaşma Komisyonu aldatmacasından hala ne bekliyorlar, anlamadık. Ama son projeyi anladık. Temyiz Mahkemesi tasarısı yasalaştıktan ve yüksek yargı hal’edildikten sonra bir AKP milletvekilinin söylediği gibi “ebedi başkanlık”  sistemine geçilecek hayırlısı ile.

Ergenekon davasının müsebbibi, cemaat gazetecisi, ABD’nin himayesindeki TC görevlisi, haham ve birçok başka özelliği bulunan ve kendine ‘Daniel’ diyen Tuncay Güney, Okyanus ötesinden ses verdi. Ergenekon davası için, “Bu bir oyun ve oyunda herkes üstüne düşeni yapar. Ergenekon bir projeydi ve bitti. İçeridekiler çıkmalı” deyiverdi. Aynı günlerde balyoz tutuklusu bir emekli general ölume ramak kala, gece çıkan bir mahkeme kararı ile tahliye edildi. Arkasından da başvekilimizin ziyaretine mazhar oldu.

Daniel Tuncay Güney, devam ediyor sözlerine; “Kemalizm iflas etmiştir. Ekonomi ve siyasi hayatımızı yönlendiren global patronlar ‘başkanlık sistemi’ istiyor. Rejim değişiyor. Kürtler haklarını alacak.” Bak sen şu tesadüfe tam da bizimkilerin başkanlık sistemini önerdikleri ve İmralı adası ( siz Apo anlayın) ve BDP ile bu konuda uzlaşmaya çalıştıkları sırada.

Demokrasimiz, projeleri birer birer gerçekleştirmeye yarıyor. Son proje demokrasiyi kullanarak demokrasiyi tümden ortadan kaldırmak olacak. Ne demişti büyüğümüz yıllar önce? “ Demokrasi bir tren, istediğimiz durağa gelene kadar biz o trene bineceğiz” Projeniz batsın.