REKLAMI GEÇ

SURUÇ’TAN SEÇİME GİDEN YOL

23 Temmuz 2015 Perşembe

Ortadoğu topraklarında kan ve savaş tarih boyunca hiç bitmedi. Üçbin yıldır bu bölgede katliam yapmak sıradan olay. Arkeolog bir dostum Asurlulardan kalan tabletlerde, yapılan katliam ve işkencelerin detaylı anlatımlarının olduğunu anlatmıştı. Dünya’nın başka bir coğrafyasında sivilleri hedef alan bu kadar çok ‘canlı bomba’ bulamazsınız. Nedense hep bu bölgeden çıkar, tesadüf mü? 

Çoğu batı illerinden gelen 300’ü aşkın genç Suruç’a gelip basın açıklaması yapmak üzere toplandıkları sırada Suruç’ta bir canlı bomba patladı. Türkiye’nin dört yanından gelen 24’ü üniversiteli, 32 genç katledildi. 100’den fazlası yaralı. Aynı gün bir astsubay şehit edildi, iki gün sonra Ceylanpınar’da aynı evde kafasına kurşun sıkılan iki polis memuru ölü bulundu. İçimiz yandı. Şu olayı biraz didikleyip seçimle bağlantısına sonra gelelim.

Gençler Suruç’a indikten sonra sıkı sıkıya aranmış, hatta içlerinden ikisi GBT’si nedeniyle gözaltına alınmış. Onca aramaya karşın canlı bomba nasıl karışabilmiş araya? Yoksa toplantı alanına sadece dışarıdan gelenler mi arandı? 300’ü aşkın ‘sol’ görüşlü genç Suruç gibi kritik bir bölgede değil, Türkiye’nin her hangi bir yerinde toplanıp basın açıklaması yapacak ve orada hiç polis olmayacak. Olacak iş mi? Olay sırasında orada hiçbir polisin olmadığını kaymakam doğruluyor. Patlamada ölen veya yararlan da yok. Tesadüf mü?

Gelelim seçimle bağlantısına. Suruç katliamı, 7 Haziran seçiminden önce HDP seçim bürolarına peş peşe yapılan bombalı saldırılar ve yine Demirtaş’ın Diyarbakır mitingindeki bombalı eylemlerle bağlantılı. Özellikle Diyarbakır mitingindeki bombalı saldırının, soğukkanlılıkla kalabalığın durdurabilmesiyle bir katliama dönmesi engellendi. Onbinlerce insanda panik başlasa, katliama dönüşmesi çok basitti. Peki bu saldırılar niye?

Bombalar, katliam ve HDP. Bu kelimeler yan yana geldiğinde, özellikle batı bölgelerinde oluşan ‘olumlu HDP’ algısı kırılacak. Türk-Kürt çelişkisi kaşınıp, derinleştirilecek. İstanbul’da üçüncü parti olan ve %13 oyla 80 vekil çıkaran bu partinin algısı değişecek, desteği azalacak. HDP’nin desteği azalırsa kime yarayacak?

AKP’nin duygusal genel başkanı ve sözcüleri geçtiğimiz günlerde, 13 yıldır şiddetle karşı çıktıkları %10 seçim barajının % 7 veya daha aşağıya çekilmesini önerdiler. Allah Allah! Bu ne iş. Üstelik yapılacak ilk seçimde bunun uygulanması için anayasa değişikliği yapmayı da teklif ediyorlar. Bu teklif, CHP’lilerden
gelen barajı %3 veya 5’e indirelim, teklifi ile eş zamanlı neredeyse.

AKP barajı indirme teklifini, sözde koalisyon kuracakları partilere ve kamuoyuna ‘bir demokratikleşme adımı’ olarak sunacak, yerseniz. Baraj % 3, 5 veya 7 olursa ne olur? AKP’nin başına bela olan ve tek başına iktidarı yitirmesine neden olan HDP sorunu aşılmış olur. Nasıl mı?

Olası bir erken seçimde CHP ve MHP’nin oylarında büyük bir değişim beklenmediği ortada. Sürpriz HDP’nin aldığı % 13 ve 80 vekilde saklı. Bu sayıların HDP’nin gerçeğinin çok üstünde olduğunu görmemek için aptal olmak gerek. Demirtaş bile ‘emanet’in farkında. Gerçek gücü % 6-7.

Baraj aşağı çekilirse, Erdoğan ve AKP saltanatını durdurma kaygısıyla HDP’ye oy verenler geri dönmeyecek mi? Bu halde HDP alacağı % 6-7 lik oyla kaç vekil çıkarır? Olsun 35-40. Kalan 40 vekil kime gider? Hele Türkiye’nin doğusunda bir çok ili süpüren HDP’nin kaybettiği vekiller CHP’ye mi gider yoksa MHP’ye mi?

Bir yandan koalisyon dümeniyle milleti oyalamak, demokrasi ayağına baraj ve seçim oyunları tezgahlamak, katliamların ve şehit cenazelerinin yaratacağı kırılganlıktan yararlanarak şapkadan tavşan ya da tek başına iktidar çıkarmak. Türkiye’de yeniden yapılacak seçim için start Suruç’tan verilmiştir.

Hadise budur

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

gns   -  Bağlantı 23 Temmuz 2015, 18:01

tablet nedir kitabe değilmi o dediğin.alo

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı