REKLAMI GEÇ

BİR ÖMÜR RESİM SERGİSİ

14 Aralık 2017 Perşembe

Aslında biliyorum, çırakların ustalarının başarısını değerlendirme yetkisi yoktur da, biraz çizmeden yukarı çıkmış olsam da, son izlediğimiz resim sergisi hakkında bir şeyler söylemeden geçemezdim. Hatalıysam, her şeyden önce kendisinden özür dilerim.

Büyükşehir Belediyesi Turan Bahadır Resim Galerisi’nde, tarifi ve değerlendirmesi çok zor bir sergi izledik. Bu sergideki eserlerin tekniği değişik, anlamı çok boyutlu, hepsi biri birinden güzel resimlerdi. Yıllarca birlikte çalıştığımız Sayın Ömür Eke’nin stüdyodaki çalışmalarını çok izlemiş ve hayranı olduğum tekniğine bir türlü akıl erdirememiştim. Eserlerin hepsi bir arada sergilenince, hayranlıktan başımın döndüğünü itiraf etmeliyim.

Mavi Stüdyo’da amatörce çalışmalarımın yanında, Ömür Hanım’ın bu tekniğini çok izlemiş ve hatta pek o kadar da zor bir teknik değil zannetmiştim. Aslında benim çalışmalarım, klasik resim çalışmalarıydı ve daha çok eldeki materyali aslına uygun hale getirme çabalarıydı. Oysa Ömür Hanım genelde büyük bir tualin başına geçer geçmez fırçasını nasıl rahatlıkla kullandığını ve bir anda tuale resmedeceği özellikle kadının karakterini bir çırpıda yansıtıveriyordu. Detaydan çok kompozisyonu, renk ve desen seçimi insanı şaşkına çeviriyordu. Hatta bir defasında O’nu çalışırken, fırçayı da bir kenara bırakıp, renk renk boya tüplerini tual üzerine sıkıp sıkıp, hayal ettiği resmi canlandırırken izlemiş, şaşkınlıkla bakıp kalmıştım. Sergide tualinin önünde devleşen Ömür Hanım’ın resimlerini seyrederken, hep o anları düşünüp durdum.

Ömür Hanım sergisine “Kadının ruhu” adını vererek, davetiyesinde yeryüzü tanrıçaları ve onların vesilesiyle kadın için söylenmiş vecizeleri de sıralayıvermiş. Aslında doğru söze ne denir. Kadın anaçtır, üretkendir, genelde saf ve çocuksudur da. Aslında onun bu saflığını ve çocuksuluğunu kullanıp, son dönemde özellikle ülkemizde kadına uygulanan şiddet ve zulmü, kaba kuvvetin becerisi sayanlara acımak geliyor insanın içinden. Yüce yaratan onu güzel, baştan çıkarıcı olarak yaratmıştır da, onun bu cazibesinden rahatsız olup saldırganlaşan ağzı salyalılara acıyarak bakmak geliyor içimizden. Bu haliyle asıl yüce sanatçı, onu yaratanın kendisidir ve inananlar bu gerçeği bilseler de, kadının bu cazibesinden korkup acizlikleri sonucunda saldırgan oluyorlar. Aslında asıl saldırılar o güzelliği yaratana karşıdır ki, günahsa asıl günah da budur. Asıl günahkârlar böyle düşünüp acizliklerini saldırganlıkla kapatmaya çalışan kaba kuvvet sahipleridir.

Serginin tam da dünya kadınlar haftası günlerine rast gelmesi de manidardı. Resimlerin hemen hemen tamamı kadın varlığı, kadın cazibesi ve kadının yaşantımızdaki yerini tarif ediyordu. Biraz da Ömür Hanım kendi dünyasını yansıtıyor gibiydi. On parmağında on marifet olan Ömür Hanım, Cumhuriyet Türkiye’sinin modern ve çalışkan analarının varlığını resimleriyle tarif ediyor. Bütün bunlarla birlikte, renklerin o ahengi karşısında insan donup kalıyor. Hele gelinlik giymiş bir kadını resmederken, elbisenin eteklerine yansıttığı beyaz işlemeleri, adeta kumaştan fırlayacak gibi boyut kazandırılmış.

Eserlerini Denizli dışında İzmir, İstanbul gibi devasa büyük şehirlere kadar taşıyıp, oralarda da sergileme yürekliliğini gösterebilen Ömür Hanım’ı ne kadar takdir etsek azdır. Aslında Ömür Hanım’ın bu cesareti ve sanatını daha ne kadar övgüyle anlatmaya çalışsak, gerçek değerini anlatmaya gücümüz yetmiyor. Ömür Hanım’ı candan kutlarım. Aynı zamanda yürekli hanımlarımıza örnek çalışmalarının devamını dileyerek, en derin saygılarımı sunarım. İyi ki varsınız Ömür Hanım!!!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı