REKLAMI GEÇ

CUMHURBAŞKANI VE FAZIL SAY

14 Şubat 2019 Perşembe

Kısa süre öncesine kadar ünlü sanatçımız Fazıl Say ile Sayın Cumhurbaşkanı ve kendisi gibi düşünenler arasında uçurumlar vardı. Sanki Fazıl Say politika yapıyormuş tavırları içerisinde mücadele edenlerin saflarında görülüyordu. Tabiî olarak, uluslararası ün kazanmış bir sanatçımızın, ülkemizin başı olan Cumhurbaşkanı’na karşıymış gibi görülmesi, gerçekten üzücü ve ülke bütünlüğümüz için olumsuz bir durumdu.

Fazıl Say’ı bir sahnede ilk defa, Efes Antik Tiyatroda izleme fırsatı bulabilmiştim. Genco Erkal’ın şahane dillendirdiği şiirleri ve Zuhal Olcay’ın şarkıları ile taçlandırdığı Nazım Hikmet Oratoryosu’nu çok beğenmiştik. Muazzam orkestra ve korosu ile aynı oratoryoyu yurt dışına taşıma isteğine olumlu karşılık bulamayan Fazıl Say, siyasî otoritenin bu tutumunu içine sindirememiş ve Kültür Sanat yetkililerine karşı tavır almak durumunda kalmıştı.

Bir zamanlar Fazıl Say’ı Denizli sanat sevenleri ile buluşturabilmek için yıllarca uğraşıp durmuştuk. Biraz da ünlü sanatçının menajerinin kaprisleri yüzünden, bir türlü Sayın Fazıl Say’ı ulaşamamış, bu yüzden DESAV olarak, “menajeri böyle ise sanatçının kendisi çok daha zorlu birisidir” deyip uğraşıya son vermiş ve sanatçıyla ilgilenmekten vazgeçmiştik.

Bir konser günüydü ve sohbet arasında Sayın Yasin Tokat “Fazıl Say’ı niye getirmiyorsunuz?” diye sorunca, gerek mali açıdan ve gerekse menajeri yüzünden kendisine ulaşamadığımızı anlatınca, “mali açıdan düşünmeyin, Pamukkale Şarapçılığı olarak biz sponsorluğunu üstleniriz” deyince hemen menajeri aramıştım. Günlerce süren uğraşımız sonuç vermiş ve EGS Kongre ve Kültür Merkezi salonunun biletleri hemen bitip tükenmişti.

Konser günü gelip çatmış ve o günün öğle saatlerinde menajer bu defa, büyük uğraşlarla satın alabildiğimiz piyanoyu bahane edip, “Fazıl Say bu piyano ile konser vermez” deyip, illa Ankara Bilkent Üniversitesi’nden piyano getirilmesini istiyordu. Çıldıracak gibi didinip dururken Sayın Fazıl Say İzmir’den gelivermişti. Salona girip hayranlık duygularıyla “biz buraya her zaman gelip konser verelim, çok güzel bir ortam” deyince biraz ferahlamıştım. Endişeyle kendisini davet edip, piyanoyu test etmesini rica edince koşa koşa sahneye çıkmış, bizim beğenilmeyen piyanonun tuşlarında gezinip “harika, çok güzel” deyiverince adeta uçmuş ve yanımda duran menajeri boğacak hallere gelmiştim. Menajerin o kaprislerine karşın Sayın Fazıl Say’ın mütevazi tavırları, bizleri şaşkına çevirmişti. O geceki konserin şahaneliğini anlatmam gereksiz de, öylesi candan ve mütevazi bir insanın, siyasî otorite ile düşmanmış gibi görüntü vermesine bir türlü aklım ermiyordu.

Son dönemde ve 31 Mart yerel seçimleriyle ilgili olsa bile, Sayın Cumhurbaşkanı’nın erdemli bir tavırla Fazıl Say’ı arayıp annesi için baş sağlığı dilemesi çok olumlu ve duygu yüklü bir olaydı. Sonrasında Fazıl Say Sayın Cumhurbaşkanı’nı konserine davet etmiş ve Sayın Cumhurbaşkanı da konsere gidip çok olumlu ve göz yaşartan davranışlar sergilemişlerdir. Oysa belli bazı fanatikler Cumhurbaşkanımızın bu davranışına akıl erdirememişler, Fazıl Say cephesinden de, “bundan böyle adın Fazıl değil, Necip Fazıl olsun” diyerek protesto etmeye çalışmışlardır. Böyle fanatik düşüncelere katılmak mümkün değildir. Ülkemizde düşmanca tavırlar, küfre varan acı sözlerin ulu orta uçuştuğu şu günlerde böylesi güzel olaylara hasret kalmıştık. Artık yeter deyip, içeriden çok, dışarıdan gelen düşmanca tavırlara karşı bu tür olumlu davranışlara daha çok muhtacız. Sayın Cumhurbaşkanımıza ve ünlü sanatçımız Fazıl Say’a, bu son davranışları sebebiyle şükranlarımızı arz etmeliyiz. Sanat her zaman güzel düşünme ve sevgi saygı sebebi olmalıdır diye düşünürüm.

Saygılarımla.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı