DENİZLİYE DEV AKVARYUM GEREKLİ Mİ?

Büyükşehir Belediye Meclisi son aldığı bir kararla, Sayın Başkana iller Bankası’ndan 300 milyon TL. kredi alabilme yetkisi vermiştir. Yani 300 milyon liralık borçlanmaya izin çıkmıştır. TL.den altı sıfırın atılmadığı eski hali düşünülür ise, eski para değeriyle 300 trilyon liralık bir borçlanmadır bu. Sayın Başkana bu yetkiyi meclis, oybirliği ile vermiş. Aslında böyle bir oy birliği, kolay kolay sağlanamaz da, ne demeli, bu borç Denizlimize hayırlı olsun.

1989 yılı bütçemizi hazırlarken biz, yine eski değerdeki paramızla ancak 16.50 milyar lira hedefine ulaşabilmiştik. Belediyenin tüm bütçesi ile borçlanma miktarını ezbere bir kıyaslama yapabilirsek, nereden nerelere gelebildiğimiz, ne kadar büyüdüğümüz daha iyi anlaşılacaktır.

Dev akvaryum için henüz ne kadar para gerektiği belli değilmiş. İleride hazırlanacak ve o işlerin ehilleri ile yapılacak araştırma ve soruşturma sonunda belli olacakmış. Ayrılacak para yetmezse, o zaman düşünürüz.

Çok önemli ve belki de çok gerekli olacak olan 3 adet muhtelif kabristan yapım, bakım ve onarımı ile park ve mesirelik alan yapımında kullanılmak üzere Park Bahçeler Daire Başkanlığına 15 milyon lira ayrılmış. 20 Milyon lirası asfalt şantiye inşaatında, 7 milyon lirası da Bakım Onarım şantiye ve deposu için harcanacakmış. Böylece 300 milyonun 42 milyon lirası diğer işler için ayrıldığına göre, dev akvaryum için kalan rakam, 258 milyon lira ediyor. Yani hala bazılarımız tarafından unutulmayan eski TL. değerleri ile 258 trilyon TL.
Şimdi eğri otursak da doğru konuşmaya çalışalım ve Denizliye dev akvaryum gerekli mi diye düşünelim. Her şeyden önce Denizli bir sahil şehri değildir. Yapılacak akvaryumun içinde ne tür balık yaşatılacağı ve suyunun nereden sağlanacağı merak konusudur. Kime sordumsa aynı cevabı aldım. Herkes “ne gereği var?” deyip çıkıyor işin içinden. İşin çok daha önemli yanı, mali açıdan getireceği yüklerdir. Dev akvaryumu yalnızca yapmak için değil, bakıp yaşatmak için de hem mali ve hem de teknik açıdan çok büyük yük altına girilecektir. Sürekli ve düden gibi para yutacak olan böylesi bir yatırımın karşılığı nasıl sağlanacaktır bilinmez. Hem de böylesi fantezi bir yatırımın borçlanarak yapılacak olması, hepimizin borçlanması anlamına gelir ki, bu açıdan konu hepimizi ilgilendirir ve endişe ederiz.

Eğer böyle dev bir borçlanmayı göze alıyorsak, yapılacak çok daha önemli işler vardır. Denizli’de ulaşım gün geçtikçe içinden çıkılmaz hale geliyor. Daha çağdaş toplu taşıma imkânları araştırılmalıdır. Dolmuş kuyrukları şehrin merkezinde neredeyse kör düğüm oluşturur hallerde. Dünyanın hiçbir yerinde bu tür toplu taşımacılık görülmemiştir. Metro olmasa bile, raylı sistem veya tıraleybüs taşımacılığı araştırılmalıdır.

İlla büyük şehirliliğe yakışacak bir prestij yatırım düşünülecekse, bir doğal yaşam parkı için çalışmalar yapılmalıdır. Allah’ın biz insanlara emanet ettiği hayvan ve bitkilerin doğal yaşamını sağlayacak dev bir park inşa edilmelidir. Böylesi bir parkın yapılması, pek çok açıdan yararlı olacaktır. Dev akvaryumun yapımı ve yaşatılması, hem parasal ve hem de teknik donanım açısından çok büyük zorluklar getirecekken, böyle dev bir doğal yaşam parkı çok kolay sağlanabilecek ve hem de çok daha kolay bakılıp işletilebilecektir. Böylece hem dev bir yeşil alan hizmeti sunulmuş olacak, hem sağlanacak çeşitli hayvan türlerinin kafeslerde değil, doğal ortamda yaşamaları ile insanların bu doğal ortamdan faydalanmaları sağlanmış olacaktır.

Bir sürü kardeş şehrimiz var. Onlardan da yararlanılabilir. Mesela Kanarya Adalarından Tenerif’de, bir Tayland prensinin armağanı olarak tesis ettiği Loro Park’ı görmek lazım. Kum gibi ziyaretçisi ile o doğal ortamda insanlar ve çeşitli hayvanların iç içe serbestçe yaşamaları, insanı adeta insan gibi yaşama zevki veriyor. Öylesi bir parkta dev gibi değil, ama daha uygun ölçekte bir akvaryum da tesis edilebilir. Tabi bu düşünceler bizim, büyüklerimiz daha iyisini bileceklerdir.