REKLAMI GEÇ

GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKMAK

23 Ekim 2015 Cuma

Önümüzdeki hafta çok önemli ve garip bir erken seçime giderken yazacak o kadar çok karmaşık ve olumsuz olaylar var ki, neyi yazmalı bir türlü karar veremedim. Erkek Sanat Enstitüsü TAŞ YAPILARININ yıkımı ile ilgili gelişmeler sevindirici sonuca erişmiştir.

Taa baştan beri yanlış ve tehlikeli olduğunu söyleyip durduğumuz Suriye politikasının yarattığı gelişmeler ortadadır. Suruç ve Ankara katliamının bu kargaşa ile ilgili olduğunu kimse inkâr edemez. Daha da önemlisi, bu zor ve karışık dönemde görülmemiş, duyulmamış şekliyle 1 Kasım seçimleri başlı başına önemli konular olarak toplumun gündemine oturmuş durumdadır.

Bu arada PKK katillerini ve şehitlerimizi anmadan da geçemeyiz. Hiç birisi için önem sırası yapılamaz. Hepsi ayrı ayrı ve hepimiz için çok önemli sorunlardır. Daha da önemlisi bu sorunlar artarak devam edeceğe benzemektedir.

Erkek Sanat Enstitüsü olarak bildiğimiz ve TAŞ YAPILAR olarak tanınan binaların yıkılıp yok edilme endişesi, bu eğitim mabedinin mensuplarını olduğu kadar Denizli halkını ve çok önemli mimarî özelliği itibariyle ilgi duyan herkesi yıllardır üzüp gelmiştir.

Ne var ki bu tarihi yapı, uzmanlardan oluşan Koruma Kurulu tarafından önemsenmemiş ve bir türlü koruma altına alınmamıştı. En basit yapılarda bile kılı kırk yaran Koruma Kurulu, taş yapılar için siyasî otoritenin de baskısı altında yıkılıp yok edilmesine engel olamamıştır. 70 yıllık ve sapasağlam ayakta durabilen bu yapıların da pek çok diğerleri gibi yıkılıp yok edilmesi düşüncesi, yüreklerimizi sızlatıp duruyordu. Dileriz tepeden inme baskılarla son gelinen noktadan dönülmez.

Yüce adaletin kararıyla, yıkılıp yerine Vilayet Konağı gibi ucube bir yapı yapılması istekleri reddedilmiştir. Aynı zamanda elde kalan yapıların eski eser olarak tescil edilip korunması kararı da alınabilmiştir. Bizleri ziyadesiyle mutlu eden bu gelişme yüzünden İdare Mahkemesi ve bilirkişilerine, Denizli Mimarlar Odası yöneticilerine, avukatımıza ve tüm emeği geçeklere, mimarlar ve tüm ilgililer olarak teşekkürler ediyoruz.

Suruç’ta 25 ve 10 Ekim Ankara katliamında 102 insanımız katledilmiş, milletimizin yüreğini yakmıştır. Belki bazı yüreği taşlaşmış insanlarımız çıkıp, “oh olsunlar” diyenler bile olabilir. Hani “öldüyse ölmüş, ne var bunda” dedikleri gibi. Aklı siyasîlerce esir alınmış olanlar konuyu sağcı, solcu, Kürt, Türk diye ayrıştırıp görebilirler.

Katliam günlerce karanlıkta kalmıştır. Son günlerde yayın yasağı kaldırılınca gerçek ortaya çıkmaya başladı. Ortaya çıkan son bilgi ve belgeler, (Fox) televizyonunca açıklanıyor. Katliamın istihbaratı 22 gün öncesinden ilgili birim ve makamlara iletildiği halde, neden önlem alınıp alınmadığı tartışılır haldedir. Buna rağmen hala ilgili, yetkili ve sorumlulardan çıt çıkmıyor.

Belgelerde ve çok kesimde IŞİD örgütü vurgulanırken, yetkili ağızlardan sadece DEAŞ-PKK gibi diğer terör örgütleri hedef gösterilmektedir. Her şeye rağmen, 25 ve 102 şehit verdiğimiz böylesi cinayetler için bile birlikte olamamanın acısını yaşıyoruz.

Suriye’deki gelişmeler bizim için hiç de iç açıcı hallerde değildir. Müttefikimiz ABD laf üretmekten öteye gitmiyor. Suriye’nin müttefiki Rusya, açıktan savaşın içine girmiş ve elimizi kolumuzu bağlamış gibidir. O kadar ki, Ankara’da meydana gelen benzeri görülmemiş katliamın sebebi bile, Suriye politikamızdaki yanlışlarımız sebep olmuştur. Durduk yerde düşman ilan ettiğimiz Suriye, neredeyse politik açıdan bizden üstün hallere gelmiş gibidir.

Bütün bu acı olaylar yaşanırken seçim günü gelip çatmıştır. Bu seçimler çok açıdan önemlidir. Olayın hafife alınır yanı yoktur. Bu seçimler ülkemiz için var olma veya olmama meselesi haline gelmiştir. Bütün bu olaylar yaşanırken, liderler pazarcılar gibi emeklilerimizi tavlama telaşı içinde bağırıp duruyorlar. Kimileri de medya patronlarını hedef tahtası yapmış, tehditler savurup duruyorlar. Ülke insanını kucaklayıp sahip çıkan yok. Öyle umuyoruz ve diliyoruz ki, halkımız kendi geleceğine sahip çıkacaktır. Bunun için de, tereddüt etmeden sandığa koşup gitmemiz ve geleceğimize milletçe kendimiz sahip çıkmamız gerekiyor.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı